PİRHA- Pir Sultan Abdal 9. Kültür Etkinlikleri 2’nci gününde, ‘Alevilerin eşit hak talebi ve laiklik’ paneli ile devam etti.
Haberin Videosu
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Edremit Şubesi tarafından organize edilen Pir Sultan Abdal 9. Kültür Etkinlikleri 2’nci gününde gazeteci-yazar Turan Eser’in katılımıyla düzenlenen panelle devam etti. Panele çok sayıda yurttaş katıldı.
“KİNDAR GENÇLİK İSTİYORLAR”
“Bir avuç otoriter çocuklarımızdan çağdaş bilge bir nesil istemiyorlar. Kindar gençlik istiyorlar” diye konuşan gazeteci-yazar Turan Eser, farklı inançlardaki çocuklara tek din dayatıldığını ifade ederek bunun din ve vicdan özgürlüğüne karşı bir hak ihlali olduğunu vurguladı. Eser şöyle konuştu:
“Asıl kavga gökyüzüne güvenenler ile yeryüzüne güvenenler arasındadır. Ülke eğitimde dibe vurmuş durumdadır. Bir avuç otoriter çocuklarımızdan çağdaş bilge bir nesil istemiyorlar. Kindar gençlik istiyorlar. Biz birbirimizin tetikçisi değil yoldaşı olmak istiyoruz. Kadını aşağılayan, farklılıkları ötekileştiren bir eğitim sistemi istemiyoruz. Din öğretimini devlet veremez. Devlet din okulları açmaz. MEB bizim çocuklarımızın nasıl inanacağına karar veriyor. Farklı inançtaki çocuklara tek din öğretiliyor. Bu din ve vicdan özgürlüğünün ihlalidir.”
“DEVLET DİNCİLİK, ETNİK MİLLİYETÇİLİK YAPARSA VAY HALİMİZE”
Alevilerin eşit yurttaşlık talebini her alanda haykırdığını söyleyen Eser, “Aleviler bu ülkede eşit yurttaşlık istiyor. Aleviler dinsiz bir devlet istiyor. Devlet namaz kılamaz, cem tutamaz. Devlet dincilik, etnik milliyetçilik yaparsa vay halimize. Aleviler 13. yy’dan beri laiklik mücadelesi veriyor. ‘Alevilerin katli vaciptir’ diyorlar işte bu savunduklarımız için. Taleplerimiz çok net. Eşit koşullarda barış içinde, huzur içinde yaşayabileceğimiz bir ülke istiyoruz. Bu hakları Sünni arkadaşlarımız için de istiyoruz. Diyanet en çok Sünni kardeşlerimize zulmediyor. 10 bakanlığın bütçesi ile aynı bütçeyi alıyor. Diyanetin bu ülkeye zarardan başka bir şeyi yok” diye konuştu.
“DEVLET İÇİN MAKBUL VATANDAŞ TÜRK VE MÜSLÜMAN OLANDIR”
Aleviliğin bir kültürel, inançsal kimlik olarak resmen tanınması gerekliliğine dikkat çeken Eser, Aleviliğin birçok Avrupa ülkesinde resmi olarak tanındığını ancak kendi topraklarında ise inkara, katliama maruz kaldığını hatırlattı. Devletin hiç bir inancı tanımlama hakkına sahip olmadığına değinen Eser, şöyle devam etti:
“Devlet gözünde makbul vatandaş olmak Türk ve Müslüman olmaktır. Bir arada olmanın tek aracı laik, demokratik bir anayasadır. Kürdün anadilinde konuşma hakkı, Alevinin inancını yaşama hakkını kurabiliriz. Farklı bir yaşam mümkündür. Buna karşı olanlar son dönem bir çalışmanın içerisine girdi. Bütün müfredatları dinselleştiriyorlar. Tarikatlar bakanlık ile protokol imzalayarak okullarımıza girdi. Alevi İmam Hatip Lisesi açtılar. Orada da imamlaşmış dede yetiştirecekler. Aleviler bunu savunmuyor. Bizim içimizde de Hızır Paşa’lar var. İran’dan, Irak’tan getirdikleri Şiacılar ile cami kurdular. Alevilere buralarda namaz kıldırmaya çalışılıyor. Hatta cemevlerimize girdiler.”
“DEMOKRATİK ANAYASA HEPİMİZİN ÇİMENTOSUDUR”
Ülkedeki sorunların çözümünün tüm farklı toplumlar ve inançların yurttaşlık hakkını koruyacak bir anayasa olduğuna dikkat çeken Eser son olarak şunları vurguladı:
“Laikliğin tartışılması yeniden gündeme gelmeli. Siyasi partiler dahi laikliği tartışmaktan korkar hale geldiler. Biz dindardan daha dindarız demenin bir anlamı yok. Mezhep dili ile siyaset olmaz. Çözüm basit. Bütün toplumların yurttaşlık hakkını koruyan şey anayasadır. Bizi birbirimize eşitleyen şey hukuksal eşitliktir. Din ve milliyetçilik çimento olamaz. Demokratik bir anayasa hepimizin çimentosu olabilir. Kültürel kimlikleri siyasetin çatışma unsuru haline getiremeyiz.”
Etkinlik sanatçı Berivan Canpolat ve Öznur Korkmaz’ın okuduğu deyişler ile son buldu.
PİRHA/BALIKESİR
Yoruma kapalı.