PİRHA- Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) eş başkanları ve üyeleri ajansımızı ziyaret ederek bu zor süreçte tüm baskılara ve zorluklara rağmen yayın yapan PİRHA çalışanlarına teşekkür etti.
DAD eş başkanları Selda Güneş, Musa Kulu, DAD üyelerinden Bülent Felekoğlu ve HDP eski Mersin Milletvekili Çilem Küçükkeleş Pir Haber Ajansı’nı ziyaret etti.
DAD Eş Başkanı Selda Güneş, “Yayınlarınızda yol adına yürüttüğünüz hakikat anlayışını yürekten destekliyor ve tebrik ediyoruz. Zulmü iliklerimize kadar hissettiğimiz bu dönemde hakikatten yana tavır almak ve cümle kurmak cesaret istiyor. Her biriniz bu süreçte çok cesaretli bir duruş sergiliyorsunuz. Hızır yardımcınız olsun. Kendi adımıza ve yol adına çok teşekkür ediyoruz” dedi.
“SİSTEMİN BASKILARINI ALEVİLER MİSLİ İLE YAŞIYOR”
“Sistemin baskılarını biz Aleviler olarak misli ile yaşıyoruz” diyen Güneş, “Dersim’de sürdürülen orman yangınları ve Ovacık’ta teberik olarak kabul ettiğimiz bir suyun pazarlama unsuruna dönüşmesi gibi sıkıntılarımız var. Bu konularda desteğinizi istemeye geldik” diye konuştu.
DAD Eş Başkanı Musa Kulu ise, “Geçmişi, kültürü ve tarihi çok güzel olan bir toplumu, inancı var etmek, yaşatmak, gelecek nesillere taşımak için çok onurlu ve meşaketli bir iş yaptığınızı biliyoruz. Gelecekte belki de saygı ile anılacak bir işlevi yerine getiriyorsunuz. Dünyadaki en farklı en özgün ve insanlığın başlangıcından bugüne olan ve varlığını sürdüren Kızılbaş Alevi inancı olarak ocaklara, ziyaretgahlara ve evrene seyir etmiş. Bunun dışında başka bir yere secde etmeyen esas olarak insanı kendisine rehber edinen adalet anlayışı ile hukuk anlayışı ile evrene karşı sorumlu olduğunu ve everenin bir parçası olduğunu gösteren bir inanca sahibiz” dedi.
“BİZ SORUNLARIMIZI DAR DİDAR İLE ÇÖZMÜŞÜZDÜR”
“Bizler hem adalet duygusu hem insan olma duygusu hem de barışçıl olmamız nedeni ile kendi sorunlarımızı dar didar ile çözmüşüzdür” diyen Kulu, “Yıllardır bu inanca sahip mensuplar olarak bu inancı yaşatılması ve geleceğe taşınması için basın alanında her çabanın çok önemli ve çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda bu kurum yaptığı hizmet ile en büyük katkıyı sunmaktadır” ifadelerini kullandı.
“BASIN YAYIN ORGANLARINI DEVRE DIŞI BIRAKIYORLAR”
Kulu’dan sonra söz alan DAD üyelerinde Bülent Felekoğlu, “PİRHA’yı belki de varlık sebebini görmek için en temelde görmek gerekiyor. PİRHA bizi görünür kıldığı için hak razı olsun” diye konuştu.
PİRHA Haber Müdürü Turabi Kişin, “Türkiye’nin özelikle birkaç yıldır içinde bulunduğu koşulları hepimiz biliyoruz. Bütün toplumsal kesimlerin üzerinde olan baskı, sindirme politikaları basın üzerinde de çok yoğun bir şekilde kendisini gösteriyor. Şu anda cezaevinde 160’ın üzerinde gazeteci var, binlerce gazeteci işsiz, birçok gazete, televizyon kapatılmış durumda. Çeşitli şekillerde demokratik muhalefet yürüten kesimlerin sesini yansıtmak isteyen basın yayın organlarını çeşitli yöntemlerle devre dışı bırakıyorlar. Devre dışı bırakmakla kalınmıyor gözaltılar yapılarak hapse atılıyor. ‘Tek ses, tek dil’ diyen tekçi zihniyet, tekçi bir basın ve Türkiye yaratmak istiyor. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye böyle bir Türkiye değil. Türkiye çoğulcu bir yapıya sahiptir. Çok farklı etnik yapıların, inançların, sosyal, toplumsal kesimlerin var olduğu ve doğanın çeşitliğine benzer toplumsal bir çeşitlilik içerisindeyiz. Bu toplumsal kesimlerin kendisini var etmek için verdiği mücadele devam ediyor. Alevi toplumu açısından da bizim açımızdan da bu böyle.
Ajans olarak Türkiye’deki çoğulcu yapının demokratik bir yapı olarak kendisini var etmesi ülkenin ve Alevi toplumunun yararına olduğunu belirten Kişin, “Kendi gücümüz oranında karınca kararınca basın alanında bir şeyler yapmaya çaba sarf ediyoruz. Demin belirttiğimiz o baskı koşullarına ve imkanlarımızın sınırlı olmasına rağmen birkaç arkadaşın bir araya gelerek yapmaya çalıştığı bir hizmettir. Sizlerin de gelip bize moral vermesi gerçekten çok önemli” diye konuştu.
“BİZLER YOLU YÜRÜRKEN İŞİ ÖĞRENMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Bir toplumunun kendini ifade etme araçları yeni yeni TV10, Yol TV ve Pir Haber Ajansı gibi benzer araçlarla ortaya çıktığına vurgu yapan Kişin şunları kaydetti:
“Bizler yolu yürürken bu işi öğrenmeye çalışıyoruz. Eksiklerimiz çok biliyoruz. Ama bunun tamamlanması içinde sadece burada çalışan arkadaşların çabası ile değil, biz istiyoruz ki bütün bu konuda derdi olan Alevilerin, kurumların, pirlerin, kurum başkanlarının, dedelerin ve anaların yani herkesin bunu kendisine dert edinip bir yerde tutması kendi haberini, kendi sesini bu alanda yansıtmasını istiyoruz. Bu konuda bizler de sizlerin katkılarınızı bekliyoruz.”
“TAMAMEN KEYFİ BİR DURUM”
Cezaevinde olan TV10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, TV10 Programcısı ve Yayın Kurulu Üyesi Veli Haydar Güleç ve Kameraman Kemal Demir’in durumuna ilişkin konuşan Kişin şunları kaydetti:
“3 arkadaşımız cezaevinde bulunmakta. Kemal Demir 9 aydır içeride ve bir defa mahkemesi yapıldı. Veli Haydar Güleç ile Veli Büyükşahin’nin halen mahkemesi yapılmamış. Sekiz ayı aşkın süredir cezaevindedirler. Ne ile yargılandıklarını halen bilmiyoruz. İlk ifadelerinde sorulan 2010 ve 2011 yıllarında her ikisinin seçim çalışmalarında, HDP çalışmalarında yer aldığı, parti meclis üyesi olmaları ve o dönem ki siyaset akademisinin kurulması ile ilgili bir şey. O süreçte tüm bunlar yasal bir durumdu. Bu durumdan dolayı bir suçlama söz konusu. Ancak hapsedilmeleri, 8-9 ay boyunca iddianamenin çıkmamasını gerektirecek bir durum değil. Tamamen keyfi bir durum. Halen mahkemeye bile götürülmediler arkadaşlarımız. Biz şöyle düşünüyoruz. Bu arkadaşlarımız TV10 çalışmalarında aktif rol alan ve ekran önünde olan arkadaşlarımızdı. Alevi toplumunda kendi çabaları doğrultusunda öncülük yapan arkadaşlarımızdı. Bu anlamda darbe süreci ile birlikte nasıl ki televizyonlar kapatıldı nasıl ki basına yönelik baskılar geliştiyse bu arkadaşlara dönükte böyle bir süreç başlatıldı. Belki de Galatasaray Meydanındaki TV10 direnişi ile ilgili bir gaz dağıydı. Çünkü oradaki konuşmaların tamamı TV10’dan doğru Alevi toplumundan doğru sorumluğu olan Veli Büyükşahin yapıyordu. Basın alanında bu mevcut rejime karşı Galatasaray Meydanında söz söyleme pozisyonuna gelmişti. Orada Türkiye’nin genel durumuna ilişkin yaşananlara ilişkin, cezaevlerindeki durumlara ilişkin ve cezaevindeki gazetecilere ilişkin her hafta söz söyleme durumundaydı. Dolayısı ile birazda bunun önünü kesmeye yönelik olduğunu düşünüyoruz.”
“GAZETELERİN BOMBALANDIĞI SÜREÇTEN GEÇTİK”
PİRHA Haber Müdürü Turabi Kişin son olarak şunları kaydetti:
“Biz TV10 kapatıldığında da şunu söyledik. Su akar yatağını bulur. Kimse demokratik mücadelenin önünü kesemez. Geçmişte 12 Eylül faşizmi kesmek istedi. Tansu Çiller, Mehmet Ağarlar kesmek istedi, onlardan önce ve sonra gelen iktidarlarda kesmek istediler. Generaller gazeteleri eline alıp ekranlarda bu gazeteler deyip ertesi gün gazetelerin kapatıldığını biliyoruz. Gazetelerin bombalandığı süreçlerden de geçtik ama insanlık tarihinde de dünya tarihinde de demokrasinin önüne geçilecek bir durum söz konusu değil. Mutlaka toplumsal direniş muhalefet kendi yolunu buluyor. Bir şekilde yeni yeni araçlar ve yeni yeni ilişkiler bularak açığa çıkarıyor. Alevi toplumu açısından da TV10 kapatıldı ama Alevi toplumunun basın alanındaki akışı devam ediyor.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.