Alevi Haber Ajansi

Demokrasi İçin Birlik: Demokrasi mücadelesi etik bir zorunluluktur

Demokrasi İçin Birlik, bir basın toplantısı yaparak, “Tek adam rejiminin kalıcı bir şekilde tasfiyesi, ancak hak ve özgürlükleri esas alan gerçek bir demokrasiyle mümkün olabilir” mesajı verdi. 

Demokrasi İçin Birlik (DİB) yeni anayasa için yaptığı çağrıda, tek adam rejimine karşı bir araya gelme iradesini gösteren toplum kesimlerinin, mevcut kazanımlarını demokrasiyi kurma mücadelesinin yerelden geliştirerek yapması gerektiğine vurgu yaptı.

DİB, “Demokrasiyi kazanmak için, yeni bir toplumsal sözleşme için güç birliğine çağrı” başlıklı açıklamasını Taksim’de bulunan TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinde düzenledi.

Basın toplantısında, AİHM Eski Yargıcı ve DİB sözcülerinden Rıza Türmen, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan ve Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDK eş sözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sedat Şenoğlu ve Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de yer aldı.

Rıza Türmen, 31 Mart yerel seçimlerinde iktidarın kutuplaştırıcı, dışlayıcı, ötekileştirici ve çatışmacı anlayışı ile Ekrem İmamoğlu’nun birleştirici anlayışının yarıştığını belirterek, “İmamoğlu’nun birleştirici anlayışı kazanmıştır” dedi.

“DEMOKRASİ MÜCADELESİ ETİK ZORUNLULUK”

“Bugün demokrasi mücadelesi verilmesi etik bir zorunluluktur” diye vurgulayan Türmen, bu mücadeleyi herkesin eşit olduğu yatay bir örgütlenme ile kurmak zorunluluğunun bulunduğuna işaret etti. Türkiye’nin iktidar tarafından ayrıştırıldığına dikkat çeken Türmen, “Bize benzemeyenlere de ulaşacak, yeni bir biz yaratmak lazım. Bize benzemeyenleri de içine alan bir biz yaratmak lazım. Bunun için bir toplumsal sözleşme gerekli olduğunu düşünüyoruz” dedi. Demokrasi mücadelesinin bu zorunluluğu doğurduğunu belirten Türmen, “Demokrasi mücadelesi vermekle yeni bir biz yaratmak birbiriyle çelişeni değil tamamlayanıdır. Biz bütün ezilmişlerin, dışlanmışları, ötekileştirilenleri, garibanları kapsayabilirsek bunu başarmış olacağız” diye belirtti. “AKP döneminde Türkiye yaşanmaz bir hale geldi” diyen Türmen, yeni bir alternatif yaratmanın önemine dikkat çekti ve başkanlık sistemini değiştirmekle, Anayasayı değiştirmekle yetinmenin yetmeyeceğini belirterek katılımcı demokrasiye yerel yönetimin güçlendirilmesi ile geçilebileceğini vurguladı.

“Demokrasi için yurttaşın dört yılda bir tüketici olmaktan öte aktif yurttaş olması gerekiyor” diyen Rıza Türmen yerel meclislerin, kadın konseylerinin, işçi konseylerinin örgütlenmesine verdiği öneme dikkat çekti. Türkiye’nin sorunlarını kaba kuvvetle çözmek isteyen bir anlayışın olduğunu belirten Türmen, “Türkiye’yi bu sarmaldan hem içeride hem dışarıda çıkarmak gerekiyor” dedi. “Barış içinde yaşamak temel insan hakkıdır. Bu hakkı talep etmek lazım” diye vurgulayan Türmen, bildirinin yeni bir demokrasi birliğinin başlangıcı olmasını temenni ettiklerini belirtti.

“TEK ADAM REJİMİ YENİLEBİLİR”

DİB adına çağrı metnini okuyan Yazar Ayşegül Devecioğlu, iktidara karşı ortaklaşan toplumsal kesimlerin yerel seçim başarısının önemine değinerek “Toplumsal muhalefetin güçlerini birleştirmesi durumunda tek adam rejimi yenilebilir” dedi. “İktidar, seçimlerde dile gelen demokrasi ve uzlaşı talebine Diyarbakır, Mardin ve Van’da HDP belediyelerine kayyum atayarak ve CHP İstanbul İl Başkanını 9 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırarak karşılık verdi” diyen Devecioğlu, seçimi kazandıran ortaklaşmayı demokratik güç birliğine dönüştürme zamanının geldiğini vurguladı. “İktidarın seçim sonuçlarının gerektirdiği meşruiyet çizgisine çekilmemekteki inadı ve tümüyle ele geçirdiği devlet aygıtlarını kendi çıkarları için kullanmaktaki kararlılığı, demokrasi için güç birliğinin önemini daha da artırıyor” diye süreci anlatan Develioğlu, tek adam rejimine karşı bir araya gelme iradesini gösteren toplum kesimlerinin, mevcut kazanımlarını, demokrasiyi kurma yönünde geliştirmesi gerektiğini belirtti.

YENİ ANAYASA NASIL OLMALI?

Demokrasiyi güvenceye alan bir programın tek adam rejiminin gerçek seçeneği olarak ortaya konulması gerektiğini belirten Devecioğlu şunları söyledi: “Yeni anayasa, hukukun üstünlüğüne dayalı, katılımcı ve çoğulcu parlamenter demokrasiyi, kuvvetler ayrılığını, denge ve denetleme mekanizmalarını güvenceye almalı. Kürt sorununun barışçıl bir şekilde çözümünü sağlamalı. Herkesin farklı kimliği ile eşit yurttaşlık haklarına, insanca yaşama ve çalışma koşullarına sahip olduğu, devletin herkesin inancına, inançsızlığına, yaşam tarzına, siyasi düşüncesine karşı tarafsız ve saygılı olduğu, kadına ve cinsel kimliklere yönelik ayrımcılık ve şiddetin son bulduğu, tarihi ve doğal varlıkların, diğer canlıların yaşam alanlarının ve kentlerin korunduğu bir yaşamı güvenceye almalı.”

“BİRLİKTELİĞİN TUTACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, DİB’in çağrısıyla ilgili, “Bugün ekonomik krizin yıkıcı etkilerine karşı bir birleştirme çağrısı olarak da adlandırılabilir, yeni bir demokrasi çağrısı olarak da. Yerelden beslenen, yerelden sağlanacak demokrasiyi merkeze doğru yaymak için de önemi ortada” dedi.

Yurttaş Girişiminden Gençay Gürsoy ise Türkiye’nin yakın geçmişine tanıklık ettiğini hatırlattı ve “Bu girişim beni bile umutlandırdı. Bu kez bu birlikteliğin tutacağını düşünüyorum. Çünkü hayat buna zorluyor” ifadelerini kullandı.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da, “Bu dönemi ben şöyle tarif ediyorum: Kendini kurtarmak isteyenlerle geleceği kurmak isteyenler arasında bir mücadele. Geleceğin araçlarını kurduğumuzda mücadelemizin başarısız olmayacağına inanıyorum” dedi. (HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak