Alevi Haber Ajansi

Demirtaş: Muhaliflerin canı, hırsızların, gaspçıların ya da mafya babalarının canından daha mı değersiz?- VİDEO

PİRHA- HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, Can TV’ye yaptığı açıklamada,  Selahattin Demirtaş için verilen tahliye dilekçesine 2 haftadır yanıt verilmediğini belirterek, “Muhaliflerin canı, hırsızların, gaspçıların ya da mafya babalarının canından daha mı değersiz? İktidara muhalefet ettikleri için ölüme mi terk edilmeleri gerekiyor?” diye sordu.

Haberin videosu;

HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, Can TV’ye açıklamalarda bulundu. Demirtaş yaptığı açıklamada, “Ben de herkes gibi koronavirüs salgını nedeniyle tedirginlik yaşıyorum. Tedbirleri elimden geldiğince uygulamaya çalışıyorum. Bizler evlerimizde bir ölçüde güvende sayılırız ama maalesef cezaevleri açısından böyle diyemeyiz. Şu anda cezaevlerinde çok sayıda insan zor koşullarda yaşıyor. Beslenme ve sağlık koşulları kısıtlı ve son derece yetersiz. Koronavirüs salgını nedeniyle cezaevleri en riskli yerler ve son durumunda ne olduğunu çok bilmiyoruz. Çünkü Adalet Bakanı doğru dürüst bir açıklama yapmıyor. İnfaz yasasının Mecliste geçtiği gün bir açıklama yaptı ve üç mapusun korona nedeniyle yaşamını yitirdiğini ve 79 cezaevi görevlisinin de testlerinin pozitif çıktığını açıkladı. Ancak bunların hangi cezaevinde olduğu ve kimlerle temas ettiğine dair tek bir kelime etmedi. Adalet Bakanına buradan soruyorum; 79 kişi kimlerle temas etti? Temas ettiyse sonuçları nedir? Adalet Bakanı bir ay boyunca cezaevlerinde hiçbir şey yokmuş gibi davrandı, ardından da ölümler ve vakalar bir günde olmuş gibi açıklama yaptı. Bugünlerde bir saat bile önemliyken, Adalet Bakanı bu açıklamayı yapmak için bir ay bekledi. Bundan sonra Adalet Bakanı bir açıklama yapsa bizler nasıl inanacağız” diye konuştu.

“İKTİDARA MUHALEFET ETTİKLERİ İÇİN ÖLÜME Mİ TERK EDİLMELERİ GEREKİYOR?”

Herkesin koronavirüs salgını nedeniyle risk altında olduğunu ama kronik rahatsızlığı olanların daha fazla risk altında olduklarına dikkat çeken Demirtaş, şunları belirtti:

“Selahattin Demirtaş kalp damar ve solunum yetmezliği nedeniyle iki operasyon geçirmişti. 3.5 yıldır da hipertansiyon tedavisi görüyor. Koronavirüs bu üç hastalık için büyük bir tehlike oluşturuyor. Selahattin dışarıda olsaydı bile risk grubunda olduğu için dışarıya çıkamayacaktı. Daha önce rahatsızlandığında bir haftada hastaneye götürmüşlerdi. Şimdi koronavirüsten dolayı bir rahatsızlık yaşasa nasıl bakacaklar? Hangi sağlık hizmetlerinden, nasıl yaralanacak? Bunu bir mapus yakını olarak bilmiyorum. Geçtiğimiz hafta avukatlarımız bu nedenle tahliye başvurusu yaptı. Aradan 13 gün geçmesine rağmen bir cevap gelmedi.

Buradan sormak istiyorum; mahkemeler daha neyi bekliyor? Sabahat Tuncel ve Gültan Kışanak’ın mahkemeleri koronavirüs nedeniyle iptal edildi. Ancak mahkemeler için risk oluşturuyor da, cezaevleri için oluşturmuyor mu? Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı’nın da tahliye talebi ret edildi. Neden? Muhaliflerin canı, hırsızların, gaspçıların ya da mafya babalarının canından daha mı değersiz? İktidara muhalefet ettikleri için ölüme mi terk edilmeleri gerekiyor? Maalesef ki yasanın bu haliyle çıkmış olması, bize bunu gösteriyor.”

“YASANIN GEÇTİĞİ GÜN MUHALEFETİN EKSİK OLMASI BİZLERİ ÜZDÜ”

Demirtaş, af (infaz) yasasının meclis gündemine geldiği günden itibaren hem adalete hem de evrensel hukuk kurallarına uyulmasını talep ettiklerini, ancak iktidarın bu taleplere karşı üç maymunu oynadığını vurgulayarak, “Muhalefetin tek bir önerisi bile dikkate alınmadı. Elbette iktidarın sayısal gücü var. Muhalefette tasarının bu haliyle çıkmaması için çok çaba sarf etti ve bu çok kıymetliydi. Ancak yasanın geçtiği gün muhalefet partilerinin mecliste eksik olması, bizleri de çok üzdü” dedi.

“BU KADAR BÜYÜK BİR KÖTÜLÜK BUGÜNE KADAR GÖRÜLMEDİ”

İktidarın ayrımcı politikaları nedeniyle, siyasi tutsakların cezaevinde kalmaya devam edeceğini belirten Demirtaş, şunları ifade etti:

“İktidar gerçekten çok büyük bir vicdansızlık yaptı ve toplumun farklı kesimlerindeki insanların taleplerine kulaklarını tıkadı. Cezaevlerindeki 300 bin kişiden 100 binini bırakarak, geriye kalan 200 bin kişiyi koronaya ve ölüme terk etti. Kalanların büyük çoğunluğu ‘terör’ suçlamasıyla cezaevinde. Peki bu ‘terör’ suçlaması nedir. İktidarı kızdıracak haber yapanlar, muhalefet edenler, barış isteyenler, düşüncelerini açıklayanlar, yazarlar, insan hakları savunucuları ‘terör’ suçuyla cezaevinde olanlar. O kadar büyük bir ayrımcılık yaptılar ki daha yasa mecliste görüşülürken, gazeteciler yaralanmasın diye ek madde koydular. Gerçekten bu kadar büyük bir kötülük bugüne kadar görülmedi.”

Sırada Anayasa süreci olduğunu belirten Demirtaş, “Umuyorum ki Anayasa Mahkemesi, hem adalete hem de evrensel hukuk kurallarına uygun davranarak bu yasanın eşit ve adil olmadığı konusunda bir karar verir” dedi.

“BU GÜNLERİ DAYANIŞMAYLA AŞACAĞIZ”

Son olarak Selahattin Demirtaş’la telefonda konuştuğunu söyleyen Demirtaş, şunları söyledi:

“Değerli yoldaşı Abdullah Zeydan, tıpkı Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak gibi koronavirüse karşı bir hücrede savunmasız olabilirler. Ama her konuşmamızda bir kez daha fark ediyorum ki, bizden daha moralliler. Selahattin ve arkadaşları sadece ve sadece barışı savundukları için, siyasi düşünceleri nedeniyle cezaevinde. İlk günden bugüne her türlü haksızlığa ve hukuksuzluğa uğradılar. Öyle görünüyor ki uğramaya devam edecekler. Bütün bu yaklaşımlara rağmen, bir gün bile boyun eğmediler. Ölüm riski karşısında bile direnmeye devam ediyorlar. Birilerine şaka gibi gelebilir. Aman canım ne olacak ki zaten cezaevinde izole durumdalar diyebilirler. Ciddi ve hayati bir risk var. İçinde bulunduğumuz günler zor günler. Bu günleri dayanışmayla aşacağız.”

PİRHA/İSTANBUL

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak