Tutuklamasına gerekçe olan davanın duruşmasının üçüncü gününde beyanlarına devam eden Demirtaş, mahkeme heyetine “Ne mahkemenizden adalet beklentim var ne adaletin gerçekleşeceği inancım var” dedi. Edirne Cezaevi’ne dik girdiğini oradan da dik çıkacağını belirten Demirtaş, “Benim arkadaşlarıma tavsiyemdir: Ben orada ölürsem tabutumu da dik çıkarsınlar, yatay çıkarmasınlar” dedi.
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Sincan Cezaevi Yerleşkesinde görülen tutuklu olduğu davanın duruşmasında 3. gününde.
Duruşmayı çok sayıda HDP Milletvekilinin yanı sıra CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl ve CHP Ankara Milletvekili Murat Emir de izledi.
Demirtaş duruşmanın üçüncü gününde fezlekelerde kendisine dönük suçlamalara yanıt vermeyi sürdürdü. Çözüm sürecini bitirdiği açıklanan 6-8 Ekim olayları ve Ceylanpınar’da öldürülen polislere değinen Selahattin Demirtaş dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na ilişkin açıklamalarda bulundu. Davutoğlu’nun başarısız bir kitap yazsa da önemli bir akademisyen olduğunu ama siyasetçi olarak tam bir fiyasko olduğunu söyleyen Demirtaş, “Bu olaylarda neden bu kadar aceleciydi, neden yargıyı beklemedi. 1 saatte tüm bu vakaları nasıl çözdü? Bunları açıklamalı” dedi.
Başbakan Davutoğlu’nun çözüm sürecine asla inanmamış bir siyasetçi olduğunu söyleyen Demirtaş, “Davutoğlu, Neo-Osmanlıcı üst emperyal devlet örgütlenmesi kafasında kurmuş basiretsiz bir siyasetçidir. Kürt halkına eşit bir bakışı yoktur. Tam savaş rantçılığı yapmış çözüm sürecinin bitirilmesine katkı yapmıştır” dedi.
“BİR İNSANI KURTARMIŞSAM BİN YIL YATARIM”
Demirtaş şöyle devam etti:
“Siyasetçinin işi alternatifleri oluşturmak, alternatifleri zorlamaktır. Bunu yapmayan siyasetçi basiretsiz ucuz politikacı kan emicidir. Bir defa şükür olsun ki rabbimize bunun için vicdanen rahatız sonuna kadar uğraştık. Tek bir insanın canının kurtulmasına vesile olmuşsam ben bunun için bin yıl yatarım. Biz çatışmanın derinleşmesini önlemişsek, çözüm sürecinin bir gün bile uzaması için çalışmış, bir kişiyi bile kurtarmışsak bunun için bin yıl yatarım. Peki binlerce insanın katliamından sorumlu olanlar lüks içinde yaşayıp, devleti ele geçirip kudretli iktidarlarında keyif sürseler bile benim F tipi hücrede duyduğum huzuru duyabilir mi? Duyamazlar. Ben çok huzurluyum. En lüks saraydan daha da huzurlu şekilde Edirne’de F tipi hücrede yatıyorum. Yatmaya da devam ederim. Ne mahkemenizden adalet beklentim var ne adaletin gerçekleşeceği inancım var.”
“HAKİMLERE BASKI YAPILIYOR”
Adil yargılama yapılmayacağını söyleyen Demirtaş, “Ben buraya suçlamalara karşı savunma yapmak için değil suçları teşhir etmeye geliyorum” dedi. Kendisini siyasi yasaklı konuma düşürmek için devam eden davalarında hakimlere baskı yapıldığını bildiğini söyleyen Demirtaş şunları söyledi:
“Asliye mahkemeleri öyle bir baskı altında dosyaları sürdürüyorlar ki inanılmaz. Mümkünse Demiratş’ı siyaset dışı bırakmak için çaba içindeler. Beni bir an önce siyasi yasaklı konuma düşürmek için özel olarak bazı hakimlere avukatlar tarafından baskı yapıldığını biliyorum. Biz bu yargıya mı güveneceğiz. Beni siyasi yasaklı yapabilirler ama benim ölüm bazılarının dirisinden daha fazla siyaset yapar. Bana siyasi yasak getirdiklerinde oraya bir de ‘Halkla arasında sevgi saygı bağının koparılmasına’ diye yazmayacaklar. Hakkımda ömür boyu siyaset yasağı da konulsa ben siyasetçiyim. Hücrede de siyaset yaparım. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimini belirleyecek olan biziz. Kilit biziz anahtar biziz. Siyaset yasaklı da olsam biziz, olmasam da biziz. Kilit bizim elimizdedir. Bakalım ne yapacaklar göreceğiz.”
“ÖLÜRSEM TABUTUMU DİK ÇIKARSINLAR”
Edirne Cezaevi’ne dik girdiğini oradan da dik çıkacağını belirten Demirtaş, “Benim arkadaşlarıma tavsiyemdir: Ben orada ölürsem tabutumu da dik çıkarsınlar, yatay çıkarmasınlar” dedi.
Demirtaş, bu sözlerinin ardından hakime “Tabutumun dik çıkarılması” sözüme takıldınız galiba” dedi. Hakim “Bizim bir şeye takıldığımız yok siz devam edin” karşılığı verdi.
KÜRT İFADESİNDE ‘K’NİN KÜÇÜK YAZILMASINA İTİRAZ
Demirtaş, duruşmada iddianameye konulan bir konuşmasını okudu. Metinde “Kürt” ifadesindeki “k”nin küçük yazıldığına dikkat çeken Demirtaş, “Kürt halkı bütün halklar gibi onurlu bir halktır. Hakaret babında “k” küçük yazılmış. Bu şekilde yazılması halka hakarettir. Düzeltilmesi lazım, itiraz ediyorum” dedi.
Demirtaş yaptığı her konuşmanın fezlekeye dönüştürülmesine tepki gösterdi. Savcıların fezleke yarışına girdiğini söyleyen Demitaş, “Yağlı müşteriyim ben. 3 adaydan biriydim. Cumhurbaşkanının rakibiydim. En sevmediği siyasetçiyim. Fezleke hazırlama bir furyaya dönüştü. Hani olur ya “Patron çıldırdı” derler. Milletvekillerimiz hakkında 3 ayda 150 fezleke hazırlandı” dedi.
Yoruma kapalı.