PİRHA- PKK kongresinin sonuç bilgirgesine ilişkin konuşan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Bu fırsatın ciddiyetine uygun bir şekilde pozisyon almaya davet ediyoruz. Bu süreç ne taviz, ne teslimiyet. Ne yenme, ne yenilme sürecidir. Bu süreç, barış ve demokratik toplumu inşa etme sürecidir” diye belirtti.
PKK, 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. Kongre’nin sonuç bildirgesini yayımladı. Bildirgede, örgütün yapısının feshedildiği ve silahlı mücadelenin sonlandırıldığı açıklandı. Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, PKK kongresinin kararlarının açıklanmasının ardından basın toplantısı düzenledi.
Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının bugün mücadelede yitirilen isimler için saygı duruşuyla başladığını söyleyen Ayşegül Doğan, “Takdir edersiniz ki bugün siyasi hayatımızın en önemli Merkez Yürütme Kurulu toplantısını gerçekleştiriyoruz. Gündemimiz de yine Türkiye siyasetinin en önemli gelişmelerinden biri olarak adlandırabileceğimiz ‘Barış ve Demokratik Toplum’ süreci ile birlikte PKK’nin kongresini topladıktan sonra açıkladığı kararlar. Biz de bu kararlar ile başladık. Yani bugünkü Merkez Yürütme Kurulu toplantımız rutin bir toplantının ötesinde büyük bir anlam ve önem taşıyor bizim için. Ortak kederimizi yüreğimizde taşıdığımızı, tüm yitirdiklerimizin anısını, hiçbir ayrım fark etmeksizin kutsal bir emanet olarak koruyarak ortak geleceğimizi inşa etme sözümüzü yineledik ve bugün ilk kez Merkez Yürütme Kurulumuz bu hatıralar için, bunları korumak, bunlara sadakat için saygı duruşuyla başladı” dedi.
“UMUT DOLU BİR KAPI ARALANIYOR”
“Türkiye’nin bir asırdır gündeminde yer alan ve son 50 yılda derin toplumsal yaralar açan bir sorunun çözümünde yeni bir sayfanın açılmasına hep birlikte tanıklık ediyoruz” diyen Ayşegül Doğan, “PKK kongre kararlarını açıkladı ve fesih kararını duyurdu. Aslında beklenen oldu. 27 Şubat çağrısından hemen sonra PKK’li yöneticiler yaptıkları açıklamada bu çağrının gereklerini, koşullar sağlandığı takdirde yerine getireceklerini basın aracılığıyla sizlerin de bizlerin de takibiyle duyurmuşlardı. Bu kararın tarihsel öneminin altını çiziyoruz bir daha. Bu sadece bir fesih kararı değil. Herkesi demokratik değişim ve dönüşüme davet eden yeni bir inşa süreci. Biz DEM Parti olarak bu kararın bu yüzden de çok önemli bir karar olduğunun altını çiziyoruz. Bir dönem kapanıyor, evet. Yeni ve umut dolu bir dönemin ise kapıları aralanıyor ve hepimiz için aralanıyor. Yalnızca yeni bir tarihe tanıklık etmiyoruz. Aynı zamanda yeni bir tarih yazımına da talibiz. Dolayısıyla bugün MYK’de alacağımız kararlar, çizeceğimiz yol haritası yalnızca bu anı değil, ülkenin geleceğini şekillendirecek bir ciddiyetle tartışılıyor” ifadelerin kullandı.
“OMUZLARIMIZDAKİ AĞIR VE KUTSAL BİR SORUMLULUKTUR”
Ayşegül Doğan’ın açıklaması şu şekilde:
“Bu değişim ve dönüşüm sürecindeki sorumluluğumuzun farkındayız. İlk gün de söyledik, yineliyoruz: Hem bu sorumluluğun farkındayız, hem buna hazırız, hem de bunu pamuklara sarıp sarmalamamız gerektiğini defaatle buradan ifade ettik. Önümüzdeki dönemlerde yapacağımız tüm çalışmaların bir arada, barışçı bir yaşam zeminini güçlendireceğine inanıyoruz. Bugün açıklanan kararların hepimize, özellikle de annelere, çocuklara, gençlere ve gelecek nesillere hayırlar getirmesini yürekten diliyoruz. Hayırlar getireceğine de inanıyoruz, uğur getireceğine inanıyoruz.
Bu, erteleyebileceğimiz bir şey değil. Bu, omuzlarımızdaki ağır ve çok kutsal bir sorumluluktur. O nedenle hepimiz buna itina ile yaklaşmalıyız. Bu tarihi gün; halkların gözyaşlarıyla, acılarla dolu geçmişinden bir gelecek yaratma iradesi ve cesareti olarak görülmeli, ve bu irade ve cesaret büyük bir barışı kurmanın iradesi ve cesareti olarak kabul edilmelidir
İKTİDAR CEPHESİNİN AÇIKLAMALARI
Burada altını çizmek istediğimiz bir başka konu: Bıkmadan, usanmadan; komplolara, suikast girişimlerine, sabotajlara, provokasyonlara ve yıllardır tutulduğu tecride rağmen, Sayın Öcalan’ın ısrarla yürüttüğü demokratik çözüm çabalarının bugün meyvesini verdiğini görüyoruz. O yüzden bunun öneminin altını çiziyoruz.
Koşulları, geçen dönemleri, akamete uğramış süreçleri, provokasyonları, ardındaki tarihsel arka planı hatırladığımızda; bu geçmişle birlikte bunu başarabilmiş olmak, bunu bugün ortaya çıkarmış olmak; herhangi bir karar olarak değerlendirilmemeli. Şu saatlere kadar iktidar kanadından bu konuya dair gelen açıklamaları memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek isteriz. Bu dakikalara kadar, takip edebildiğimiz kadarıyla yapılan ilk açıklamalar olumlu açıklamalardır. Ancak tabii, önümüzdeki günleri ve bundan sonrasını birlikte izleyeceğiz, göreceğiz.
“DEMOKRATİK CUMHURİYETİ İNŞA ETME SORUMLULUĞUMUZ VAR”
Artık demokratik siyaset zemininde, eşit yurttaşlığı ve eşitlikçi bir kardeşlik hukukunu tesis etme sorumluluğuyla karşı karşıyayız. İşte o yüzden, bundan sonrası iktidarından muhalefetine herkesi, hepimizi ilgilendiriyor diyoruz. Çünkü bu büyük bir sorumluluk, önemli bir sorumluluk. Tam 53 yıllık acı dolu bir tarihin ardından atılan bu adım, halkların birlikte yaşam isteğinin, Kürt halkının barışçıl çözüm özleminin ve eşit yurttaşlık talebinin çığlığıdır. Böyle değerlendirilmeli.
Biz DEM Parti olarak, bugünkü kararı barış, demokrasi ve özgürlük temelinde yepyeni bir olanak olarak görüyoruz. Bu olanakta buluşmaya davet ediyoruz herkesi. Bu çok tarihsel imkânı kalıcı hale getirmek için buluşmaya, güçlerimizi birleştirmeye ihtiyacımız var. Artık görevlerimiz de belli. Silahların değil, sözlerin konuştuğu bir dönemden bahsediyoruz. Hukukun ve siyasetin işlediği bir demokratik cumhuriyeti hep birlikte inşa edebilme göreviyle ve tarihsel sorumluluğuyla karşı karşıyayız.
“MECLİS, BU SORUMLULUĞU LAYIKIYLA ÜSTLENMELİDİR”
Bunun elbette en önemli adreslerinden biri TBMM. Bunu epey zamandır söylüyoruz. TBMM, yüzyılın en hayırlı çalışmasını yapma sorumluluğuyla karşı karşıya. Temennimiz, Meclis’in bu sorumluluğu layıkıyla üstlenmesi ve bu şekilde yaklaşmasıdır. Başta siyaset kurumu olmak üzere toplumsal dinamikler için tarihsel bir vicdan borcuyla karşı karşıyayız.
O yüzden yalnızca siyaset kurumu değil, toplumun tamamına, Türkiyeli tüm yurttaşlara bugün çağrı yapıyoruz. Hepimizin bu sürece katabilecekleri var. Eleştirimizle, önerilerimizle, yapıcı katkılarımızla bu süreçte hepimiz rol alabiliriz. Çünkü hep birlikte demokratik bir cumhuriyet inşa etmek istiyoruz. O yüzden sonuna kadar açılmış bu kapıdan içeri girip hepimiz, ilmek ilmek demokratik Türkiye’yi çalışarak örmeliyiz.
“BARIŞA SES, DEMOKRASİYE NEFES OLMA ZAMANI”
Sevgili Türkiye halkları; şimdi barışa ses verme zamanı, eşitliğe omuz verme zamanı, demokrasiye nefes olma zamanı. Biz DEM Parti olarak halklarla el ele, demokratik çözüm sürecinin güvencesi olacağız. Bu tarihî çağrının yaşam bulması için var gücümüzle çalışacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın, kimse kuşku duymasın.
Bu çağrıyı pek çok nedenle yüreklerimizde de taşıyoruz. Bunu hiçbir zaman unutmadan, onların anısına layıkıyla bağlı kalarak; eşit, özgür, demokratik bir toplum yaratmak için var gücümüzle çalışacağız. Usanmayacağız, yılmayacağız ve bu süreci koruyacağız. Bu tarihî dönüm noktasına hep birlikte sahip çıkmamızın, dönüp dolaşıp öneminin altını çizmemizin bir başka nedeni de şu: Barış artık bir düş değil. Barış artık yalnızca bir ihtimal değil. Barış, artık yalnızca üzerine konuşabileceğimiz bir konu değil; çok daha ötesine geçti.
İstersek, yapabilirsek, güçlerimizi birleştirirsek, gerçekten sahip çıkarsak, gerçekten tarihsel bir dönüm noktası olduğu konusunda konsensüs sağlayabilirsek, bu toplumsal mutabakat her yere yayılabilirse, bu sese herkes sahip çıkabilirse; büyük toplumsal barışı gerçekleştirebiliriz işte. O yüzden bunun öneminin ısrarla altını çiziyoruz. Kaçınılmaz bir görev olduğu için.
“YOL HARİTAMIZ ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE NETLEŞECEK”
Demokrasi de artık bir umut değil. Demokratikleşme de artık yalnızca üzerine konuşabileceğimiz bir konu değil; bir zorunluluk olarak karşımızda. Hepimizin ihtiyacı. Çünkü hepimizin demokratik, barışçı bir soluk almaya ihtiyacı var. Üstelik burada yine hangi kimlikten olursak olalım aynı ihtiyacı paylaşıyoruz bugün.
Şimdi bu görev, zorunluluk ve varlık gerekçelerimizi siyasi ve hukuki adımlarla da güçlendirmek gerekiyor. Barış ve demokratik toplum hepimizin ihtiyacıysa, seyirci kalmak yerine aktif bir pozisyon almayı tercih etmemiz gerekir. Biz DEM Parti olarak herkesi ama herkesi, aynı zamanda ezberlerini bozmaya davet ediyoruz. Bu fırsatın ciddiyetine uygun bir şekilde pozisyon almaya davet ediyoruz.
Bu süreç ne taviz, ne teslimiyet. Ne yenme, ne yenilme sürecidir. Bu süreç, barış ve demokratik toplumu inşa etme sürecidir. Bu süreç ne inkâr, ne isyan; ne ret, ne imha olmasın diye sımsıkı tutunmamız gereken bir süreçtir.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.