PİRHA- DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, kayyım protestoları sırasında yaşanan polis şiddetine tepki gösterdi. Doğan, “Bu anayasal hakka nasıl müdahaleler görüyoruz günlerdir? İnsanlar vazgeçmeyecekler. Boşuna bu çabalar! Yıllardır bu yolu deniyorsunuz, yıllardır bu yöntemden medet umuyorsunuz. Yıllardır bu yöntemle insanların vazgeçeceklerini zannediyorsunuz. Vazgeçmiyorlar, vazgeçmeyecekler, vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, güncel gelişmelere dair partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Doğan, halkın kayyımları istemediğini bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyerek, ülkenin mevcut anayasa ile bile yönetilmediğini belirtti.
İktidarın, mevcuttaki darbe anayasası dahi hayata geçirmediğine işaret eden Doğan, “Bu anayasal hakka nasıl müdahaleler görüyoruz günlerdir? İnsanlar vazgeçmeyecekler. Boşuna bu çabalar. Yıllardır bu yolu deniyorsunuz, yıllardır bu yöntemden medet umuyorsunuz. Yıllardır bu yöntemle insanların vazgeçeceklerini zannediyorsunuz. Vazgeçmiyorlar. Vazgeçmeyecekler. Bedeli ne olursa olsun vazgeçmeyeceklerini söylüyorlar. Kayyım değil, yerel demokrasi diyorlar. Darbe değil, özgürlükler için demokratik protesto hakkını kullanıyorlar. Peki siz ne yapıyorsunuz? Ters kelepçe, çocuklara gözaltı, sokaklarda olmaması gereken görüntülere neden oluyorsunuz. Hem insanların iradelerine kayyım atayacaksınız, hem de seçme ve seçilme hakkınız yok diyeceksiniz” dedi.
“SOKAKLARDAKİ BU ŞİDDETİN NEDENİ NE?“
Esenyurt’tan Halfeti’ye kadar, ‘Seçemezsiniz, nerede olursanız olun siz seçemezsiniz, seçilemezsiniz, demokratik siyaset yapamazsınız dediğini aktaran Doğan, şunları ifade etti:
“Milletvekili seçilirsiniz tutuklarız, hapsederiz, vekilliğinizi düşürürüz, belediye başkanı seçilirsiniz, seçtiğiniz belediye başkanının yerine memur atarız, atanmış biriyle yönetiriz, belediye meclis üyelerinizi tanımayız, belediye meclisini fesh ederiz, orada hangi siyasi partiden temsiliyet olursa olsun biz oraları yalnızca siz kazandığınız için size yönettirmeyiz’ deniliyor. Hem gasp edeceksiniz hem de bu gaspa karşı demokratik direniş hakkını kullanan insanlara anti demokratik muamele ile işkence uygulamaya kalkışacaksınız. Kim olduğu belli olmayan, bereli ve maskeli, pervasızca insanlara işkence uygulayan, kim oldukları belirsiz insanları sokağa indireceksiniz, sonra da hiçbir şey olmadığı gibi susacaksınız. Günlerdir soruyoruz, sokaklardaki bu şiddetin nedeni ne?
“KÜRT SEÇEMEZ, YÖNETEMEZ, SEÇİLMEZ DENMEK İSTENİYOR”
Esenyurt’taki belediye başkanı Kürt kimliğinde suçlanırsa, Kürtlerin seçme ve seçilme hakkına karşı bir gasp yaşanırsa, Kürt seçemez, yönetemez, seçilmez denmek isteniyor. Dilsiz kardeşlik olur mu? Eşit yurttaşlık hakkını kullanamayan bir kardeşlik olur mu? Bu yaşananlardan kardeşlik çıkmaz. Karar vermesi gereken sizlersiniz. Biz olduğumuz yerde duruyoruz. Tutarsız bir tavır içine girmeden yerimizde duruyoruz. Kürdün hakkının elinden alınmasına karşı demokratik tepkimizi göstereceğiz ve belediyelerimizi koruyacağız. Bu yol Türkiye’yi daha demokratik yapmaz. Bu yoldan dönün diyoruz.
“MİLYONLARCA İNSAN ACILARIN SON BULMASINI İSTİYOR”
Bahçeli’nin çağrılarının elbette önemli yanları var. Öcalan’a çağrısını önemsiyoruz. Fakat haftalardır tartışmalar sürüyor. DEM Parti olarak tutumumuzu açık bir şekilde ifade ediyoruz. Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kaldırmıyorsunuz, çözüme dair önerilerini kamuoyu duyurmuyorsunuz. Üstelik iktidarın heybesinden kayyım çıkıyor. Biz buradayız çözüme, diyaloğa varız. Peki devlet hazır mı? O halde sözün gereği yapılmalı. Toplumsal uzlaşı sağlayacaksak kapsayıcı yeni bir dile ihtiyacımız var. Milyonlarca insan acıların son bulmasını istiyor. İktidardan somut adımlar bekliyoruz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.