Alevi Haber Ajansi

DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonu: Devlet Alevi toplumundan özür dilemeli!

PİRHA- Malatya Katliamı’nın 46. yılı nedeniyle yazılı bir açıklama yapan DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonu Eş Sözcüleri Yüksel Mutlu ve Mahfuz Güleryüz, “Koçgiri, Dersim, Ortaca, Malatya, Sivas, Maraş, Çorum, Madımak ve Gazi katliamları da aynı zihniyetin ürünüdür. Bu katliamların hiç birisi devletin Kürt halkına ve Alevi toplumuna geleneksel bakışından, inkâr ve asimilasyon politikalarından ayrı düşünülemez” dedi.

17-20 Nisan 1978 Malatya Katliamı’nın üzerinden 46 yıl geçti. Dönemin Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu’na yapılan suikastı gerekçe gösteren faşistler, Malatya’da “Milletim Uyan” başlıklı bir bildiri dağıttı. Belediye hoparlöründen kuran okunup, “Din elden gidiyor. Camilere de bomba konuluyor” anonslarının yapıldığı katliamda 8 kişi yaşamını yitirirken yüzlerce kişi de yaralandı.

Yazılı bir açıklama yapan DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonu Eş Sözcüleri Yüksel Mutlu ve Mahfuz Güleryüz “1978 yılında, 17 Nisanda başlayıp 20 Nisana kadar devam eden saldırının arkasındaki karanlık eller ve asıl failler halen açıklığa kavuşturulamadı. Onlarca yurttaşımızın yaralandığı, 8 canımızın katledildiği, çok sayıda ev ve işyerinin talan edildiği Malatya Katliamı’nın acısını halen tazeliğini koruyor” dedi.

“ALEVİLERİN ÖNEMLİ BİR KISMI MALATYA’YI TERK ETMEK ZORUNDA KALDI”

Dönemin Malatya Belediyesi’nin hoparlörlerinden tahrik edici cihat çağrıları yapılırken, güvenlik güçlerinin günlerce saldırılara ve katliama seyirci kalmakla yetindiğinin belirtildiği açıklamada, “11 Aralık 1977’deki yerel seçimlerde Malatya Belediye Başkanlığı’nı ilk kez sağ güçlerin desteklediği bağımsız aday Hamit Fendoğlu kazanmıştı. Karanlık güçler harekete geçmiş ve provakatif girişimlerini artırıyorlardı. Kargoyla Hamit Fendoğlu’na gönderilen bombanın patlaması sonucu 17 Nisan 1978’de hayatını kaybetti. Benzer bir bomba da CHP Maraş Pazarcık Belediye Başkanı Memiş Özdal’a da gönderildi, ancak şüphe üzerine geri gönderilen paketi açan bir memur hayatını kaybetti. Fendoğlu’nun ölümü; çevre il, ilçe ve köylerden binlerce insanın Malatya’ya gelmesine neden oldu. Zaten kışkırtılmış ve hazırlıklı olan bu kitlenin saldırısının fitili ateşlenmiş oldu. Sayısı 20 bine yaklaşan faşist göstericiler, Alevlerin ve demokrat kesimlerin işaretlenmiş işyerlerini ve konutları tahrip ve yağma ederek ateşe verdi.
Bu katliamdan sonra Alevilerin önemli bir kısmı Malatya’yı terk etmek zorunda kaldı. Malatya Katliamı, aynı yılın Aralık ayında gerçekleşen ve yüzlerce yurttaşın katledildiği Maraş Katliamı’nın da provası olmuştu” denildi.

“NEFRET SUÇLARININ ÜLKEMİZDE DEVAM ETTİĞİNİ BİLİYORUZ”

Malatya’da yaşananlar farklı halkların, inançların, kültürlerin beşiği olan Anadolu ve Mezopotamya topraklarında görülen ve dinmeyen acılardan sadece biri olduğunun altını çizen Eş Sözcüler, açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Koçgiri, Dersim, Ortaca, Malatya, Sivas, Maraş, Çorum, Madımak ve Gazi katliamları da aynı zihniyetin ürünüdür. Bu katliamların hiç birisi devletin Kürt halkına ve Alevi toplumuna geleneksel bakışından, inkâr ve asimilasyon politikalarından ayrı düşünülemez.
Bütün bu katliamlar için hiçbir zaman Alevi toplumundan özür dilenmedi; devlet Alevi toplumundan özür dilemelidir. Devletin katliamdaki rolü ve tutumu mahkûm edilmedi, üstü örtüldü; katliamın arkasındaki tüm failler açığa çıkarılmalı ve mahkum edilmelidir.
Biliyoruz ki, bu katliamlarla yüzleşme gerçekleşmedikçe, yüzyıllar geçse de açılmış olan yaralar hiç bir zaman kapanmayacaktır. Geçmişlerindeki acı olaylarla yüzleşemeyen toplumların, demokratik ve ortak bir geleceği inşa edemeyeceklerini düşünüyor ve bu nedenle de nefret suçlarının ülkemizde devam ettiğini biliyoruz.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak