Alevi Haber Ajansi

DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit: SGD’nin Suriye Geçici Hükümeti’yle yaptığı anlaşma Alevi katliamını durdurmak için çok önemli bir adım!-VİDEO

PİRHA- Suriye’de HTŞ ve Türkiye destekli grupların Alevilere yönelik katliamına dikkati çeken DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Alevilerin, Kürtlerin, Dürzilerin ve orada yaşayan halkların yaşam hakları başta olmak üzere siyasi katılımları ve Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olmaları, haklarının anayasal güvencede olmasının önemini bu katliamda bir kez daha gördüklerini belirterek, SGD’nin Suriye Geçici Hükümeti’yle yaptığı anlaşmanın Alevi katliamı başta olmak üzere kıyımı durdurmak için çok önemli bir adım olduğunu ifade etti.

Suriye’nin kuzeybatısında bulunan Lazkiye, Dera, Humus ve Tartus’ta HTŞ’ye bağlı gruplar, IŞİD ve Türkiye’nin desteklediği SMO’nun, Alevileri hedef aldığı saldırılarda 3000’e yakın sivil katledildi. Çok sayıda kişi ise alıkonuldu veya yerlerinden edildi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, partisinin milletvekilleriyle Suriye’de Heyet Tahir el Şam ve Türkiye destekli silahlı grupların Alevilere yönelik gerçekleştirdiği katliama ilişkin basın toplantısı düzenledi. Meclis’in Basın Kapısı’nda açıklama yapan Gülistan Kılıç Koçyiğit, katliamlarda kadın, çocuk ve yaşlıların da katledildiğini belirterek, “Ne yazık ki dünyanın gözü önünde bütün bu katliamlar oluyor. Nasıl ki İsrail Filistin’de katliam yapıyorsa ve bütün dünya canlı yayında izliyorsa bugün de İŞİD tarzı yöntemlerle oradaki cihatçı, selefi grupların kendisi Arap Alevilerine yönelik bir katliam gerçekleştiriyorlar. Bu katliama dönük tepkiler gelmesine rağmen ilk saatlerden itibaren bunu durdurmaya yönelik çaba yetersiz oldu. Türkiye’de birçok Alevi katliamına tanıklık etmiş bir coğrafyada yaşıyoruz. Hafızalarımız çok canlı. 12 Mart ve Gazi Katliamı’nın da yıldönümü. Bütün bu katliamların ne anlama geldiğini en iyi bilen yerden bunu söylüyoruz. Bu acıyı paylaşıyoruz asla kabul etmiyoruz. Bu şiddeti bu vahşeti 21’inci yüzyılda dünyaların kameralardan ve canlı yayından izlediği bu katliamı lanetliyoruz, kınıyoruz” dedi.

“SURİYE GEÇİCİ YÖNETİMİNİN EN BAŞTAN BU KATLİAMI ENGELLEMEKLE SORUMLUDUR”

En az 3 bin Alevinin katledildiğine söyleyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, şunları ifade etti:

“İlk günden itibaren özellikle Kuzey Doğu Suriye yönetiminin mevcut alevi katliamını engellemeye dönük hem kamuoyuna yaptıkları açıklamalar hem Suriye Geçici Yönetimi ile kurdukları diyalog ve bu katliamın engellenmesi önündeki çabaları taktir ediyoruz teşekkür ediyoruz. Aynı zamanda ABD Dışişleri Bakanlığının, AB Sözcüsünün, Almanya Fransa başta olmak üzere birçok AB üyesi ülkenin ve bölge ülkelerinin de mevcut katliamı kınayan durdurulmaya dönük çağrıları önemlidir. Hali hazırda bu katliam durmuş değil, fakat ilk günden bu katliamı reddeden HTŞ yönetimi, sadece ‘Katliamın videolarını yayınlamayın’ gibi telkinlerde buluyor. HTŞ yönetimi, tepkiler sonucunda bu katliamı kabul ettiğini, bu konuda bir komisyon kuracağını ifade ettiğini ve özellikle bu katliamı yapanların dost ve müttefik güçler de olsa hesabının sorulacağını dair beyanı önemlidir. Bu açıklamalar yetersizdir. Suriye Geçici Yönetiminin en baştan bu katliamı engellemekle sorumlu olduğunu, Suriye’de yaşayan her bir yurttaşın can ve mal güvenliğinden sorumludur. Bu konuda hızla sorumluların yakalanması, adil bir yargılama yapılması ve cezalarını çekmeleri yönündeki çağrımızı yapıyoruz. Alevilerin, Kürtlerin, Dürzilerin ve orada yaşayan halkların yaşam hakları başta olmak üzere siyasi katılımları ve Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olmaları, haklarının anayasal güvencede olmasının önemini bu katliamda bir kez daha gördük.

“DEM PARTİ OLARAK SURİYE’DE YAŞAYAN ARAP ALEVİ HALKININ YANINDAYIZ”

Türkiye’de de bazı medya çevrelerinin bu katliamı sivil, masum Alevilerinin katledilmesini Esad destekçileri diye meşrulaştırmaya çalışmasını, bunu görünmez kılmaya çalışmasını da kabul etmiyoruz. AKP hükümeti bu katliamı görmezden geldi. Ya teröre ya da dış güçler provokasyonuna bağladı. Ama günün sonunda Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Ahmet el Şara katliamı kabul etti ve buna ilişkin komisyon kuracaklarını ve soruşturacaklarını ifade etti. Demek ki burada katliamı görmezden gelmenin hiç kimseye bir faydası yok. Bunu görmezden gelmek başka katliamların da önün açmak, Suriye’nin istikrarsızlaştırılmasını sağlamak, Suriye’nin gerçekten kendi demokratikleşmesinin önüne bariyer kurmak demektir. Bütün bunların çok sakıncalı ve bu yaklaşımlardan hızla vazgeçilmelidir. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, bütün bu katliamları SMO çeteleri eliyle yapıldığına dair bilgiler ve iddialar var. Türkiye’nin meseleyi karartıp topu taca atmasının, Esad sonrası terör meselesine bağlamış olmasının nedeni katliamın SMO tarafından işlenmiş olması mıdır? Türkiye’yi SMO’yu mu aklamaya çalışıyor, sorusunu sormak istiyoruz. Burada muhatap Suriye Geçici Yönetimidir, Suriye Geçici Yönetimi, bu katliamı yapanların hesabını sormalı ve bütün dünya kamuoyuna bunları anlatmalıdır. Biz, bir kez daha DEM Parti olarak Suriye’de yaşayan Arap Alevi halkının yanında olduğumuzu bu katliamı ve vahşeti lanetlediğimizi, nerede olursa olsun, kime yapılırsa yapılsın sivil masum insanların katledilmesine karşı her zaman ilkesel tutumumuzu takınacağız.

“SURİYE DEMOKRASİSİNE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK”

Bu arada dün gece önemli bir gelişme de oldu. SGD Lideri Mazlum Abdi ile Suriye Geçici Hükümeti lideri Colani arasında dün Şam’da bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma sadece Kürtler ile Şam yönetimi arasındaki bir anlaşma gibi görünmekle birlikte aslında Suriye’de yaşayan bütün halklar ve inançların Suriye yönetimine katılması ve haklarının anayasal garantiye alınması açısından çok önemli bir başlangıçtır. Suriye demokrasisi açısından önemli bir adımdır, yeni dönemin kapısını aralayacak kadar güçlü bir adımdır. Tabii ki her şey değildir, henüz yolun başında olduklarını bizler de biliyoruz. Fakat Suriye’nin kendi dinamikleri ile kendi içerisindeki yapılarla, halklarla, inançlarla beraber, kendi geleceğini kendisinin kurması, sorunlarını diyalog ve müzakere ile çözme yöntemini esas almasının kendisi çok önemlidir. Biz bu yöntemin en nihayetinde Suriye demokrasisine büyük katkı sağlayacağını ve büyük Suriye’nin inşasında en önemli yöntemlerden biri olduğunun da altını çizmek istiyoruz.

Suriye tarihsel ve kültürel çeşitliliği, inançsal ve etnik çeşitliliği çok olan bir ülke. Suriye tekçi bir yaklaşımla yapılacak her işin en nihayetinde günün sonunda Suriye’nin istikrarsızlaşması hatta bölünmesi ve halkların karşı karşıya gelmesi gibi sonuçlarının olacağı, bunu ve Suriye’nin ne de bölge halklarının hak etmediğini, bunu kaldırmayacağını ifade etmemiz gerekiyor. Yine çok uzun süredir Türkiye’de dilimiz döndüğünce anlattığımız Kuzey ve Doğu Suriye modelinin bugün Suriye halklarının demokratik yaşamında biricik önemine de vurgu yapmak istiyoruz. Hiçbir etnik grubu hiçbir inançsal grubu, hiçbir toplumsal grubu dışlamayan hepsini içeren, hepsi ile demokratik, özgür ve eşit bir şekilde yaşamayı esas alan bu yönetim modelinin esas alınması durumunda bütün Suriye’nin demokratikleşeceğinin, dönüşeceğinin de altını çizmemiz gerekiyor.

“HEMEN ATEŞKESİN SAĞLANMALI

Bu anlamıyla bu anlaşma özellikle de şu anda hali hazırda devam eden Arap Alevilere yönelik kıyımı durdurmak açısından da çok önemli bir adımdır. Bunun altını çizelim. Anlaşmadan önce de anlaşmadan sonra da Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin bu katliamı durdurma çağrıları, bu katliamın durması için geçici hükümete yönelik ifadelerinin altını da çizmemiz gerekiyor. Bu kapsamda hemen ateşkesin sağlanması en önemli madde başlıklarından biri. Yine Kürt topluluğunun Suriye devletinin yerli bir topluluğu olması ve Suriye devletine onun vatandaşlık ve tüm haklarını garanti altına alınması maddesinin biricik önemde olduğunu ifade edelim.

Suriye toplumunun tüm bileşenleri arasında ayrışma yaratmaya yönelik çağrıları, nefret söylemlerini ve nifak yayma girişimlerini reddeden tutumun da önemli olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Bu anlaşma henüz bir başlangıç anlaşması ama Suriye’nin geleceği açısından çok önemli bir anlaşma. Bu anlaşmanın Türkiye’ye de olumlu, pozitif katkılarının olacağını, bölge barışına önemli katkılar sunacağının da altını çizmek istiyorum.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.