PİRHA- DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Eylül ayında 34, 2024 yılının 8 ayında ise 261 kadının katledildiğini vurguladı. Hatimoğulları, “Erkekler bu cesareti nereden alıyor? Erkekler bu cesareti işletilmeyen yargıdan alıyor. Her davanın hafifletici nedenler bulunularak bir şekilde cezasızlıkla sonuçlandırılmasından alıyor. Ağızlarını her açtıklarında kadınları ötekileştiren iktidardan alıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçen iktidardan alıyor” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda konuştu. Eylül ayında 34, 2024 yılının 8 ayında ise 261 kadının katledildiğini belirten Tülay Hatimoğulları, “Erkekler bu cesareti nereden alıyor?Erkekler bu cesareti işletilmeyen yargıdan alıyor. Her davanın hafifletici nedenler bulunularak bir şekilde cezasızlıkla sonuçlandırılmasından alıyor. Ağızlarını her açtıklarında kadınları ötekileştiren iktidardan alıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçen iktidardan alıyor. 6284 sayılı kanunu iptal etmeyi tartışan iktidardan ve erkek devletten alıyor. Toplum nezdinde bunları normalleştiriyorlar. Artık yeter. Bir kadının dahi öldürülmesine tahammülümüz yok. Erkek şiddetine karşı önleyici politikalar derhal hayata geçirilmelidir. Yargı erkek yargı olmaktan çıkmalıdır. Cezasızlık sisteminden vazgeçmelidir” dedi.
Ekmek ve Adalet Kampanyası kapsamında yaptıkları faaliyetlere dikkat çeken Hatimoğulları, yurttaşların aç ve yoksul olduğunu söyleyerek, “Bıçak kemikte değil bıçak ilikte. Tablo tam olarak böyle. AKP iktidarının uyguladığı politikalardan bu sömürücü sistemden dolayı üreten de aç, tüketen de aç. Gelirde, vergide, ücrette adalet yok. Yargıda adalet yok. Bu iktidarın yönetme ehliyeti de yok. Bu iktidar bir an önce gitmelidir” diye belirtti.
“HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI”
Filistin’de Lübnan’da süren savaşa işaret eden Hatimoğulları, şunları dile getirdi:
“100 yıl önce masa başında haritalar çizildi. Dün bir yılını dolduran İsrail’in Gazze’ye dönük saldırılarından yaklaşık 40 bin insan yaşamını yitirdi. Bu bilinen sayı. Bir de bilinmeyen var. Eminiz ki bundan daha çok fazlası var. Filistin’de Lübnan’da yaşamını kaybeden insanları saygıyla anıyorum. Siviller katledildi, topluma dönük inanılmaz düzeyde baskılar söz konusu. Ortadoğu halklarına emperyalist bir dizayn dayatılıyor. Harita yeniden çizilmek isteniyor. Filistin yakıldı, yıkıldı. Rusya-Ukrayna savaşı devam ediyor. Çin-Tayvan savaşı gündemde. Şimdi İsrail’in Beyrut’a Suriye’ye hatta daha da sınırları genişleterek Irak ve İran’a kadar uzanan saldırılar söz konusu. Bu savaş çok kutuplu dünyada yeni bir paylaşım savaşıdır. Yepyeni bir dünya düzenini yaratmak için yola çıkmış emperyalist güçlerin bölgesel savaşlarıdır. Enerji kaynakları; Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon gaz rezervleri enerji nakil hatları üzerinden dünya yeniden şekillendirilmek isteniyor. Bu nedenle bu savaşlar çıkarılıyor.
Çok daha büyük yıkım, çok ağır bir yıkım dünyanın yer kürenin ortadan kalkması anlamına gelecek büyük bir yok oluşun habercisidir bunlar. İşte nedenle bu hafta yaptığımız Avrupa Konseyi görüşmelerimizde oradaki hükümetlerin temsilcilerine Avrupa Parlamentosu temsilcilerine şu görüşlerimizi ilettik. Bütün Türkiye kamuoyu bilsin. Artık herkesin barış konusunda elini taşın altına koyması gerekiyor. Çünkü nükleer saldırılar karşısında hiç kimsenin, doğanın yaşama şansı kalmayacaktır. Gelin sınır tanımadan evrensel bir barış hareketini örgütleyelim. Dönemin ihtiyacıdır, gelişmelere bağlı olarak bu asli görevimizdir.”
“TÜRKİYE’DE ORTAK BİR YAŞAM UMUDU VAR”
AKP-MHP iktidarının, yayılmacı ve Osmanlıcı bir çizgide izlediğini aktaran Hatimoğulları, “İktidar dış politikasını Kürt düşmanlığı üzerinden bina etti. Erdoğan, ‘İsrail’in gözü Anadolu’da’ diyor. Bu gerçeklerin altını çizmek zorundayız. Erdoğan ‘one mine’ çıkışıyla ya da BM Güvenlik Konseyi’nde İsrail karşıtı yaptığı konuşmalarla bir yol aldığını zannediyorsa yanılıyor. Bu konuşmalar hamasettir, pratik karşılıkları yoktur. Biz diyoruz ki halkların Türkiye’de ortak bir yaşam rüyası ortak bir yaşam umudu var” şeklinde konuştu.
“DEM PARTİ OLARAK ONURLU BARIŞ İSTİYORUZ”
Hatimoğulları, Türkiye’de Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi gerektiğinin altını çizerek şunları ifade etti:
“Sadece Türkiye’de değil; Suriye’de statü elde etmek üzere olan Kürt halkının statü hakkına dayanışmacı bir çizgi ile yaklaşılmalıdır. Bu Türkiye’nin resmi görüşü olarak da sunulabilmelidir. Barışın bölgede sağlamanın yolunun buradan geçtiğini kimse unutmamalıdır. Bizler bu taleplerimizi yükseltmek için özellikle İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecridin kırılması gerektiğini canı gönülden savunuyoruz.
Bunun için de 13 Ekim’de “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa çözüm” diyerek Amed’de 10 binlerle mitingde olacağız. Biz Amed’den barışın sesini Ankara’ya İstanbul’a Amed’den barışın sesini Beyrut’a Filistin’e Amed’den barışın sesini Ukrayna ve Tayvan’a kadar ulaştırmak istiyoruz.
DEM Parti olarak onurlu barış istiyoruz. Onurlu barışın tesis edilmesi için ödenecek bedel ne ise verilecek mücadele ne ise veriyoruz, vermeye de hazırız. Bu konuda müzakere ve diyalog gerektiren dönemlerde de müzakereye de diyaloga oturmaya da hazırız. Ama şu unutulmamalıdır ki söz de değil özde. Kamera karşısına çıkıp iki söz söyleyerek yetinilmesi değil, tam da çözüme dair bir plan ve programın kamuoyuna açıklanması, böylesi bir programla ortaya çıkılması ve böyle bir somutlukla ancak siyaset konuşulabilir.”
Grup toplatısı sonrası gazetecilerin MHPlideri Devlet Bahçeli’nin “tokalaşma” çıkışa dair sorularını yanıtlayan Tülay Hatimoğulları, “Türkiye’nin iç barışa ihtiyacı var. Atılacak adımları biz de izleyeceğiz” dedi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.