PİRHA- DEM Parti Ankara İl Örgütü, Kobanê Davası’na dair Sakarya Meydanı’nda açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “Demokrasiden, haktan, hukuktan, adaletten ve özgürlüklerden yana olan herkesi, tüm duyarlı kamuoyunu, yalan ve iftiralarla içerde rehin tutulan yoldaşlarımızla dayanışmaya, bu son sürüm ağır hukuk kıyımına karşı yanımızda saf tutmaya çağırıyoruz” denildi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekillerinin yargılandığı Kobane Kumpas Davası 16 Mayıs’ta görülecek. Aralarında Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ’ın ve birçok siyasetçinin yargılanacağı dava öncesinde DEM Parti Ankara İl Örgütü basın açıklaması yaptı.
Açıklama metnini DEM Parti Ankara İl Eş Başkanı Fatin Kanat okudu.
“KUMPASLARA KARŞI DEMOKRATİK SİYASETİ SAVUNUYORUZ”
Kobane Davası’nın 16 Mayıs 2024 tarihinde Ankara Sincan Cezaevi Kampüsünde görüleceğini hatırlatan Kanat, “Demokrasiden, haktan, hukuktan, adaletten ve özgürlüklerden yana olan herkesi, tüm duyarlı kamuoyunu, yalan ve iftiralarla içerde rehin tutulan yoldaşlarımızla dayanışmaya, bu son sürüm ağır hukuk kıyımına karşı yanımızda saf tutmaya çağırıyoruz. Bilinmelidir ki haksızlık, hukuksuzluk kime, hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın, olan, demokrasiye, toplumsal huzur ve barışa olmaktadır.
Kobani Kumpas Davası, partimizin demokratik faaliyetlerinin bastırılması, parti politikalarımızın ve çalışmalarımızın kriminalize edilmesi ve siyasi faaliyet yürüten arkadaşlarımızın rehin alınarak gücünün etkisizleştirilmesi amacıyla iktidar tarafından, 6-8 Ekim 2014’de Kobane ile dayanışma amacıyla yasal protesto hakkını kullanan halklarımıza karşı siyasi iktidar ve belirli odaklarca kışkırtılmış grupların saldırıları sonucu yaşanan, 37 yurttaşın, ki bunlardan 27si HDP üyesi ve gönüllüsüdür, hayatını kaybettiği olaylardan tam 6 yıl sonra, demokratik protesto içeriği olan bir tweet bahane edilerek bir kumpas davası olarak açıldı. Hiçbir hukuki dayanağı olmayan bu dava üzerinden partimiz hedef gösterilerek AİHM başta olmak üzere ulusal ve uluslararası hukuk askıya alındı” dedi.
“KÜRT SİYASAL HAREKETİNİN TASFİYESİ İÇİN KOBANE OLAYLARI BAHANESİNE SARILDILAR”
İktidarın, Kürt Siyasal Hareketinin ve HDP’nin tasfiyesi için, Kobane olayları bahanesine sarıldığına vurgu yapan Fatin Kanat, şunları söyledi:
“Terör örgütü İŞİD, Musul ve Şengal’de cins kırımına uğrattığı kadınlara uyguladığı sistematik cinsel şiddeti ve kadınların köle pazarlarında satılmasını Kobane’de de gerçekleştirmek istedi. Dönemin BM Başkanı Ban-Ki Moon başta olmak üzere, tüm dünyadan dayanışma çağrıları yükseldi. Uluslararası Koalisyon’dan ve Türkiye’den Kobane’ye insani yardım koridorunun açılması ve Kobane’nin IŞİD barbarlarınca işgal edilmesinin önlenmesi taleplerinin gerçekleşmesi için dünyanın pek çok yerinde başlayan barışçıl yürüyüşler, protesto ve basın açıklamaları, ‘Kobane düştü, düşecek!’ açıklaması üzerine devreye giren paramiliter güçlerin doğrudan rol aldığı katliamlarla gölgelenmeye çalışıldı.
6-8 Ekim sonrası başlayan olaylar sonrasında yaşanan ölümler ve saldırılara ilişkin gerekli ve etkin soruşturma yapmayan siyasal iktidar aradan altı yıl geçtikten sonra Kürt Siyasal Hareketinin ve HDP’nin tasfiyesi için, tekrar, aslında kendi sorumluluğunda olan, Kobane olayları bahanesine sarıldı.
“İKTİDAR TOPLUMSAL TALEPLERİ EYLEMLERİ İTİBARSIZLAŞTIRARAK TOPLUMU SOKAKTAN UZAK TUTMAYA ÇALIŞIYOR”
Diğer yandan bu davayı önemli kılan bir başka unsur ise dava dosyası içerisine konulan belgeler ve yapılan suçlamalara dikkate alındığında, bu davayla ‘Çözüm Sürecinin’ de yargılanmak istendiği gerçeğidir. Bu dava, Kürt siyasal hareketi üzerinden HDP’yi dizayn etmeye, HDP üzerinden Türkiye toplumunu dizayn etmeye çalışan bir siyasal mühendislik pratiğidir. Siyasal iktidar bu dava ve özellikle sık sık ‘Kobane Olayları’ ve ‘Gezi Eylemleri’ kavramlarını kullanarak, bu iki barışçıl ve toplumsal talepli eylemleri itibarsızlaştırma ‘şeytanlaştırma’ algısı ile toplumu sokak muhalefetinden uzak tutmaya çalışmaktadır. Buradan tek çıkış yolu ise bütün baskılamalara rağmen faşizme varan iktidar pratiklerine karşı sokakta yasal, demokratik hakların kullanılmasında ısrarcı olmaktır.”
“BU DAVA BİR İNTİKAM DAVASIDIR”
“2015 seçimleri döneminde HDP’nin parti olarak seçime girmeme beklentisi içinde olan AKP, HDP’nin parti olarak seçime girip AKP’nin tek başına iktidar olmasını engellemesi ile hedef olmuştur” diyen Fatin Kanat, “Gelinen noktada AKP, AYM ve AİHM kararlarını da uygulamayarak HDP’den ve Kürt siyasetinden intikam almaktadır. Tepeden tırnağa yalanlarla ve uydurma ‘gizli tanık’ beyanlarıyla örülü bu dava, yargılama usulleri de dahil pek çok ihlalin iç içe geçtiği bir davadır. Bu yönüyle de bu dava sadece bir tasfiye davası değil, aynı zamanda bir intikam davasıdır.
AİHM Büyük Dairesi’nin Demirtaş/Türkiye Kararı, bu yargılamalarda oldukça önemlidir. Dosya kapsamında yargılanan siyasetçilere, HDP’nin Twitter hesabı üzerinden atılan tweetler ile suçlama yapılmaktadır. Oysa AHİM Büyük Daire, Demirtaş/Türkiye kararında bu tweetler uzun uzun değerlendirilmiş ve sonuçta söz konusu tweetlerin içeriğinin siyasal ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu, bu tweetler gerekçe gösterilerek soruşturma yapılamayacağını, dolayısıyla tutuklanma da olamayacağını ve ihlallerin ortadan kaldırılmasına, Sayın Demirtaş’ın tahliyesine karar vermiştir” diye ekledi.
“MÜZAKERELERİN, ADİL VE TOPLUMSAL BARIŞIN ÖNÜNÜ AÇIN”
Demirtaş, Figen Yüsekdağ, Gültan Kışanak ve Sabahat Tuncel olmak üzere pek çok Kürt siyasetçinin özgürlüklerinden alıkonulduğunun altını çizen Fatin Kanat,” Ancak mahkeme heyeti, bugüne kadar deyim yerindeyse ‘ihsası rey’ yaparak AİHM Demirtaş/Türkiye kararını uygulamamış ve halen başta 7 yıllık tutukluluk sınırını çoktan dolduran, Demirtaş, Figen Yüsekdağ, Gültan Kışanak ve Sabahat Tuncel olmak üzere pek çok yoldaşımızı özgürlüklerinden alıkoymaya devam etmektedir.
Kobane Davası, birçok tarihi yargılamaların birebir iz düşümüdür. Leipzig Yargılamaları, Dreyfus Davası, Nürnberg Yargılamaları gibi yargılamaları örnekleyebiliriz. Sahte deliler yaratma, çarpıtma ve suçları örtme tarzı neredeyse tıpa tıp aynıdır
Özcesi, 40 yıldır sürdürülen savaş ve rant politikalarının kurtaranı Kobane, gezi ve benzeri kumpas davaları değildir. Bu, sadece içinde bulunulan çıkmazı daha da derinleştiren, demokrasiyi işlemez kılan, özgürlükleri ayak altına alan beyhude bir yol olmaz aynı zamanda çok yakından hissettiğimiz gibi, emekçinin, yoksulun sofrasındaki ekmeğe de göz diken kötü gidişatı da perişanlıkla sonuçlandırır. Gelin yol yakınken bu çıkmazdan geri dönün, diyalog ve müzakerelerin, adil ve toplumsal bir barışın önünü açın” dedi.
Açıklama, bildiri dağıtımının ardından sona erdi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.