PİRHA- Bismil ilçesine bağlı Türkmenacı (Türkmenhacı) ve Seyithasan Alevi köylerinin dedeleri, AKP hükümetinin cemevlerine ibadethane statüsü yerine ‘kültür merkezi’ statü vermek ve dedelere maaş bağlamak istemesine dair PİRHA’ya konuştular. Dedeler, “Dedeler maaşa bağlanırsa devletin memuru olur. Memuru olunca da devlet ne derse onu yapmak zorunda kalır. O yüzden doğru bulmuyoruz. Yolumuz para yolu değil”diye konuştular.
Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Türkmenacı (Türkmenhacı) ve Seyithasan Alevi köylerinin dedeleri, AKP hükümetinin cemevlerine ibadethane statüsü yerine ‘kültür merkezi’ statü vermek ve dedelere maaş bağlamak istemesine dair PİRHA’ya konuştular.
Türkmenacı köyünden, Beyazıt Bestami Ocağı dedelerinden Hasan Baykut, “Alevi dedeleri maaşa bağlanırsa devletin memuru olur. Memuru olunca da devlet ne derse onu yapmak zorunda kalır. O yüzden doğru bulmuyorum” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Danışmanı Ali Arif Özzeybek’in köylerine geldiğini belirten Baykut, “Kendisi “Ben de Bektaşiyim, cemevinin neye ihtiyacı var, dedi. Ben de cemevimizin bir ihtiyacı yok, dedim. Cemevinin ihtiyacı nedir? Elektrik parasıdır, su parasıdır. Zaten biz köyde olduğumuz için elektrik kullanıyoruz ama suyumuz var zaten. Bazı camilerin ödendiği gibi cemevlerinin de ihtiyaçlarının giderilmesi lazım. Madem ki bizim vergilerimiz veriliyor, askerlik yapıyoruz. Biz de bundan faydalanmak istiyoruz” diye konuştu.
Dede Baykut, danışmana köylerindeki ihtiyaçları sıraladığını belirterek şöyle devam etti:
“Mahalleler arası kilitli taş olması lazım. Burada üç ziyaretimiz var. Yedi Kızlar, Sarı Sakal, Koç Baba diye ziyaretlerimiz var. Bunların da fotoğrafları çekildi, ölçümleri yapıldı. Türbe olacaklardı. Bunlar olmadı. Olmayınca da geçen gün beni asistanı aradı. “Biz rapor tutuyoruz, bunlar yerine geldi mi?” diye sordu. Yerine gelmediğini söyledim.”
“DEDE OLARAK EŞİĞİMİZİN BEKÇİLİĞİNİ YAPACAĞIZ”
Seyithasan köyünden, Zeynel Abidin Ocağı dedelerinden Abbas Öztürk de, İçişleri Bakanı danışmanının ziyaretini değerlendirirken, “Biz ihtiyaç sahibi değiliz. Kesinlikle hiçbir siyasi partiyle alakamızın olmasının bir manası da yok. Dede olarak sadece kapımızın, eşiğimizin bekçiliğini yapacağız, üzerimize düşen vazifeyi, hizmeti yapacağız. Yol, erkan, sürek ne gösteriyorsa onu yapacağız. Herhangi bir statüye de gerek yok, herhangi bir isme de gerek yok. Tekkelerimizi, dergahlarımızı, cemevlerimizi başka bir yere, elinin altına bırakmanın da manası yok” ifadelerini kullandı.
“BU YOL PARA YOLU DEĞİL; MAAŞLA YAPILACAK SÜREK DEĞİL”
Dede Öztürk, “Bu yol parayla pulla değil, hakullahtır, çerağlıktır” diyerek şunları kaydetti:
“Bu yol para yolu değil, madde yolu değil, kabul edilecek bir şey değil. Bu yol parayla, maaşla veya herhangi bir şeyle yapılacak bir sürek değil. Hizmet ile varız. Kemale hizmet etmeyen der ki nereye varayım. Hizmet edeceksin, alınteri alacaksın. Başka hiç kimsenin himayesi altında, maaşının altında kimseye boyun eğmeyeceksin. Kabul edilecek bir şey değil. Dedelerin maaşa da ihtiyacı yok, ha olanlar da artık gitsin nereye tabi olursa olsun. Ama kesinlikle Hüseyiniler kimsenin tabusu altında kalmaz, kimsenin koltuğunun altında gezmez. Yezitlik etmenin manası yoktur.”
PİRHA/ DİYARBAKIR
Yoruma kapalı.