PİRHA- Dersim Dernekler Federasyonu (DEDEF) belediye tabelasının ‘Dersim’ olarak değiştirilmesi kararının mahkeme tarafından durdurulması ve gelen tepkilere ilişkin Kadıköy rıhtımda basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Bütün dünya duysun ki Dersim ismi, tarihimiz ve kültürümüzün, coğrafyamız ve toplumsal gerçekliğimizin adıdır. Devletin dayattığı ‘Tunceli’ ismi ise her defasında biz Dersimlilere, atalarımızın uğradığı o büyük felaketi anımsatıyor ve yaramızı kanatıyor” dedi.
Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Dersim’ ismine ilişkin gerek sosyal medyada gerekse siyasi partilerin milletvekillerinin ırkçı söylemlerine ilişkin İstanbul Kadıköy rıhtımda basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasına Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Pir Sultan abdal Kültür Dernekleri (PSAKD), Dersim Araştırma Merkezi (DAM), Doğu -Güneydoğu Dernekler Platformu (DGD), Divriği Kültür Derneği, Karakoçan Dernekler Federasyonu, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Munzur Çevre Derneği, SMF, HDP, PARTİZAN, ESP, ÖDP, EMEP, TİP, SYKP destek verdi.
Basın açıklamasını DEDEF Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Yeğin okudu.
Dersim Belediye Meclisi’nin, 7 Mayıs 2019 tarihli toplantısında, gerek seçilmişlikten gelen meşru hakkıyla gerekse de Dersimlilerin tarihsel beklentisiyle “Tunceli Belediyesi” tabelasının, olması gerektiği gibi “Dersim Belediyesi” olarak değiştirilmesi kararını aldığını hatırlatan Yeğin, “Söz konusu bu kararın kamuoyu ile paylaşılmasının ardından, belediyemiz, faşistinden solcusuna kadar ittihatçılığın tüm versiyonlarının karşı saldırısına uğradı. Oysa yapılan şey, belediyemizin kayyum gaspından kurtarıldıktan sonra doğal isminin bir kez daha kullanıma sokulmasından ibarettir” dedi.
Bütün dünya duysun ki Dersim ismi, tarihimiz ve kültürümüzün, coğrafyamız ve toplumsal gerçekliğimizin adıdır. Devletin dayattığı ‘Tunceli’ ismi ise her defasında biz Dersimlilere, atalarımızın uğradığı o büyük felaketi anımsatıyor ve yaramızı kanatıyor” diyen Yeğin, “Tarihsel hafızamızla çok iyi biliyoruz ki Dersim adına yöneltilen saldırı, gerçekte toplumsal varlığımıza, bizi Türkiye ortalamasının üstünde okuryazar ve hak savunucusu yapan kimlik değerlerimize yöneltilen bir saldırıdır. Uğradığımız sürgün ve kırımlar yetmezmiş gibi, köylerimize kadar girişilen isim değiştirmelerle bizi biz yapan her şeyimiz yok edilmeye çalışılıyor” şeklinde konuştu.
“TUNCELİ İSMİ BİZİM İÇİN ZULMÜN ADIDIR”
Yeğin, “Dersimliler için ‘Tunceli’ adı, toplumsal varlığımızı, kültürümüzü, kimliğimizi tarihten silmeyi hedefleyen projenin, bize ‘düşman ceza hukukunu’ dayatan 1935 ‘Tunceli Kanunu’nun, ‘devletin tunç eli Dersim’in üzerine inecektir’ diyen Abdullah Alpdoğan’ca uygulanan sürgün ve kırımın, ‘Dersim’in önce koloni gibi ele alınmalı, Türk toplumu içinde Kürtlük eritilmeli” diyen Fevzi Çakmak’ın ifadesindeki kolonizasyon uygulamasının adıdır.
Dolayısıyla belediye meclisimizin aldığı kararın meşruiyeti bizim açımızdan tartışma dışıdır. Bu aynı zamanda halkımızın inançsal ve etnik kimliğiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit haklı yurttaşları olarak yaşama isteğinin de dayanışma beklentimizle tüm demokrasi güçlerine ilanıdır. Esasen 31 Mart 2019 yerel seçimleri de Dersim halkının çok dilli hizmeti ve Dersim ismimizi gasp eden kayyum zihniyetine karşı iradesidir ve karara saygı duyulmasını beklemek en doğal hakkımızdır” diye konuştu.
“İSMİMİZİ TALEP ETMEMİZE BİÇİLEN CEZA: KIRIM!”
Dersim’in demokratik haklarını gerçekleştirmeye yönelik attığı adımın muktedirler tarafından kırımla tehdit edilmek olduğuna dikkat çeken Yeğin, TBMM Genel Kurulu’nun 27 Mayıs tarihli oturumunda, iktidarın ortağı MHP’nin Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak’ın “Popülizme yenik düşerek bazı çevrelere şirin gözükmek için geçmişi karıştırmaya çalışanların sonu, geçmişte dedelerinin başına gelenlerden çok farklı olmayacaktır!” sözlerini hatırlatarak şunları belirtti:
“Bu sözlerin 2019’da söylenebilmesi ve yaptırımsız kalması, Türkiye’nin hukuk ve vicdandan ne denli uzak olduğunun göstergesidir. Ama dost düşman herkes bilmeli ki Dersim Dersim’dir ve Dersim olarak kalacaktır. Bu bağlamda Sayın Maçoğlu şahsında toplumsal varlığımızı hedefleyen bu linç kampanyasını kınıyor ve elbette ki bu tehditlerin hukuki açıdan da takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz” dedi.
“DOSTUN GÜLÜ DAHA ÇOK YARALAR BİZİ”
TKP’nin konuya ilişkin yaptığı açıklamanın da kendilerini yaraladığını dile getiren Yeğin şunları kaydetti:
“Bu vesileyle komünist olmak iddiasının, toplumun sınıfsal talepleri yanında kimliksel, ulusal sorunlarının da görülmesi, keza emperyalist politikaların sadece okyanus ötesinde değil bizzat içeride olduğunun da görülmesinden geçtiğini hatırlatalım. Bunu görmeyenlerin komünist değil, kendi burjuvazilerinin sosyal şovenleri olacağı açıktır. Bu anlamda halkımıza dost kalmak isteyenlerin anlaması gerekir ki yapılan iş ‘tabelanın değiştirilmesi’ gibi küçümsenebilecek bir şey değil, tahakküm politikalarına karşı halktan ve emekten yana belediyeciliğin ta kendisidir.”
“DERSİM, DEMOKRASİ GÜÇLERİNDEN DAYANIŞMA BEKLİYOR”
Belediye meclisinin aldığı kararı sonuna kadar desteklediklerini dile getiren Yeğin, demokrasi, laiklik, hukuktan yana olan tüm demokrasi güçlerini kendilerine destek vermeye çağırarak taleplerini şöyle sıraladı:
– Dersim ismi iade edilsin.
-Arşivler açılsın hesap verilsin.
– Dersim halkından özür dilensin.
– Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesi açıklansın.
– Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın.
-Dillerimize ve Kızılbaş Alevi inancımıza özgürlük tanınsın.
– Munzur’daki baraj, HES, madencilik ve her türlü doğayı talan projeleri iptal edilsin!
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.