Alevi Haber Ajansi

DEDEF Başkanı: Madenlere, barajlara karşı örgütlü mücadelemiz sürecek-VİDEO

PİRHA- Munzur Dağları’nın maden sahası ilan edilmesi ve Munzur Gözeleri’nin ticarileştirilme girişimine ilişkin PİRHA’ya konuşan DEDEF Genel Başkanı Ali Haydar Ben, “Dersim halkı, dağlarımıza sahip çıkarak dağların asıl sahiplerinin bu halk olduğunu gösterecektir” ifadelerini kullandı. 

HABERİN VİDEOSU 

Dersim üzerinde ekolojik tahribat; baraj ve HES projeleri, inanç merkezlerinin ticarileşmesi, dağlarının yanması ve maden sahası ilan edilmesiyle durmaksızın devam ediyor.

Bu yaşanan tahribat ve projelerin gündemleştiği son günlerde yetkililer tarafından hiçbir açıklama yapılmazken, maden sahası ilanından sonra Munzur Dağları, şirketlere verilmeye başlandı.

Konuya ilişkin PİRHA’ya konuşan Dersim Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Ali Haydar Ben, Osmanlı’dan bu yana devam eden bu politikalara karşı Dersim halkının kurumlarla ortak örgütlü bir şekilde mücadele edip doğa talanına izin vermeyeceğini belirtti.

“DERSİM HALKI, DAĞLARIN SAHİBİ OLDUĞUNU GÖSTERECEKTİR”

Dersim üzerinde gelinen sürecin yeni olmadığına vurgu yapan Ben, “Geçmiş süreçten gelen uzun soluklu politikalar bunlar. Festival sürecinde biraz daha ekoloji meselesi tartışılırken gündemleşti. Aslında Dersim kamuoyu ve Türkiye kamuoyu tarafından duyuldu. Hasankeyf’teki doğa katliamı, Kaz Dağları’ndaki direniş; bu süreçte de Munzur Dağları maden sahası ilan edildi. Uzun süredir maden, siyanürlü altın çalışması, baraj çalışması hız kesmedi. Dönemsel olarak iktidarlar değişse de bakış açısı değişmiyor. Ülkeyi yöneten egemenler tarafından bakış açışı hep aynı. Bu anlamda Munzur Gözeleri’ndeki peyzaj projesi, maden sahası ilan etme, zincirin bir halkası gibi. Bu meselede de Dersim halkı, Dersim dostları, ekoloji mücadelesi yürüten kurumlar, demokratik kitle örgütleriyle birlikte daha örgütlü bir şekilde maden sahasına açılmak istenen dağlarımıza sahip çıkarak dağların asıl sahiplerinin bu halk olduğunu gösterecek diye umuyorum” dedi.

“TİCARİLEŞTİRME; SİSTEM İÇİ ALEVİLİĞİ YARATMA GİRİŞİMLERİDİR”

Munzur Gözeleri’ndeki ticarileşme çalışmalarına dikkat çeken Ben, “Uzun süredir devletin Alevi Kızılbaş inancı üzerinde belirli programlar var; sistem içi Aleviliği yaratma girişimleridir. Bu, Osmanlı’dan beridir sürüyor. Sadece Munzur Gözeleri değil Ana Fatma’da da aynısı yaşanıyor. Düzenleme yapmaya çalışıyorlar. Kısmen buna dair adım atıyorlar. Dersim halkı, kurumlarıyla birlikte buna karşı daha örgütlü mücadele sergiler” diye konuştu.

“CEMEVİYLE ÖN ADIM ATTIRILIYOR”

Munzur Gözeleri’nin hem birinci derece sit alanı olması hem Alevi Kızılbaş inancının merkezi yerinde olduğunu, kültürü temsil ettiğini belirten Ben, şunları aktardı:

“Dersim kurumları, bütünlüklü durabilirler ama belli dostlarımız bu proje hayata geçirilmek istenirken cemevi inşaatının başlaması var. Cemevine karşı değiliz ama yeri sit alanına yakın. Belli inşaatlaşmanın, ticarileşmenin önünü açabileceğini düşünüyoruz. Kaygımız budur. Dönemsel olarak kamuoyunda da yanlış lanse edildi. Kurumlar, cemevine karşı denildi. Uygun yere, köyün ihtiyacı varsa köyün içerisine herhangi bir yere yapılabilirdi. İnşaatlaşmanın ön adımını sana attırıp projeleri hayata geçiriyorlar.”

Ben, “Biz DEDEF olarak bileşenlerimizle, ekoloji mücadelesi veren kurumlarla, Dersim kurumlarıyla, Dersim halkıyla birlikte hem bu konuya dair hem maden sahalarına dair örgütlü, güçlü bir şekilde mücadele edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

PİRHA/DERSİM

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak