PİRHA- DEDEF, 2-6 Ağustos tarihleri arasında yapılacak olan 21’nci Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin tanıtımını ve festival programını açıkladı. Dört gün sürecek festivalde, müzikten ekolojiye, felsefeden güzel sanatlara, tiyatrodan sinemaya, kadın atölyesinden çocuk atölyesine kadar birçok etkinlik olduğu belirtildi. Tüm Dersimlileri ve Dersim dostları festivale davet edildi.
Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) 3-6 Ağustos tarihleri arasında düzenleyecekleri Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin programını tanıttıkları bir basın açıklaması yaptı. Basın metnini DEDEF Yönetim Kurulu Üyesi Ulaş Yeğin okudu.
Yeğin, “1999 yılında Dersim Dernekleri, siyasi partiler ve kurumlar, sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri öncülüğünde Dersim Belediyesi’yle birlikte ‘’Bu Dünya Bize Atalarımızdan Miras Kalmadı; Biz Onu Çocuklarımızdan Ödünç Aldık” şiarıyla başlamış olan Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin 21’ncisi bu yıl 2 Ağustos’ta Düzgün Baba İnanç ve Kültür etkinliği ile başlayıp, 3-6 Ağustos tarihleri arasında il merkezinde ve ilçelerde gerçekleştirilecektir. Uzun süreden beri yoğun emek harcayarak hazırlıklarını yapmış olduğumuz 21’nci Munzur Kültür ve Doğa Festivali programı tamamlanmış olup, oluşturulan program için ilgili makamlara gerekli bildirimlerde bulunulmuştur” dedi.
“FESTİVAL KORKU ÇEMBERİNİ KIRDI”
Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin 23 yıl önce OHAL koşullarında siyasi iktidarlar ile sermayenin; Dersim halkını doğasız, Dersim doğasını ise insansız bırakan zalim uygulamalarına karşı ortaya çıktığını belirten Yeğin, şunları kaydetti:
“Festival; sokağa çıkma yasaklarıyla oluşturulmaya çalışılan korku çemberini kırdı. Her şeyin karneye bağlandığı zamanlarda ekmeği, tuzu ve birçok şeyi özgürleştiren unsurlardan oldu. Sürgüne ve toprağa özlemin bir nebze de olsa dermanı oldu. 1994 köy boşaltmalarına, barajlara, HES projelerine ve devlet baskısına karşı halkın çığlığı oldu. Bir kentin varoluş mücadelesinde yerini aldı. Halklarımızın ilgisini ve teveccühünü kazandı ve bugünlere kadar taşındı. Munzur Kültür ve Doğa Festivali; 23 yıldır tüm baskı ve engellemelere rağmen devrimci ve demokratik kurumların çabasıyla ve seçilmiş belediyelerimizin katkılarıyla bugünlere kadar taşındı. Her yıl biraz daha güçlendi ve gelişti. Ülkenin ve dünyanın dört bir yanından on binlerce yurttaşın coşkulu buluşmasına dönüştü. 23 yıldır; devlet baskısına, sermayenin saldırganlığına ve sürgüne direnenlerin umudunun bir parçası oldu.”
“MADENCİLİK YAĞMASINA KARŞI DOĞAYI VE YAŞAMI SAVUNUYORUZ”
Açıklamada, ‘madencilik yağmasına karşı doğayı ve yaşamı savunuyoruz’ şiarı ile yola çıktıklarının altını çizen Yeğin, “Dört günlük süreye yayılan festival günleri programımız; müzikten ekolojiye, felsefeden güzel sanatlara, tiyatrodan sinemaya, kadın atölyesinden çocuk atölyesine kadar birçok etkinlikle sizlerle buluşmaya hazırlanıyor. Festival programı hazırlık sürecinde bizim yanımızda olan, dilimize, kültürümüze, inancımıza katkı sunan sanatçı, aydın, yazar, akademisyen ve diğer sanat dallarından bize destek olan doğa ve sanatsever bütün dostlarımıza teşekkür ederiz. Munzur Kültür ve Doğa Festivali, bir halkın tarihine, kültürüne, inancına, diline ve doğasına sahip çıkma çabasıdır. Tüm Dersimlileri ve Dersim dostlarını 2-6 Ağustos tarihleri arasında yapılacak olan 21’nci Munzur Kültür ve Doğa Festivali’ne davet ediyoruz” dedi.
“AKBELEN ONURUMUZDUR”
DEDEF yönetim kurulu ve üyeleri, Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen ormanında iki gün önce başlatılmak istenen orman katliamına karşı direnen İkizköylü yurttaşlar ile dayanışma içinde olduklarını dile getirdi.
DEDEF Genel Sekreteri Hasan Şen ise, Akbelen’deki doğa talanına karşı mücadele edeceklerini söyledi. Akbelen halkının yalnız olmadığını söyleyen Şen, “Kendi yaşam alanlarımızı koruma mücadelesi veriyoruz. Bugün Akbelen’de kendi koyduğu hukuk kurallarını tanımayan bir devlet organı ile karşı karşıyayız. Adeta halkın değil Limak ve benzeri şirketlerin koruma ordusu gibi davranıyorlar”dedi.
Munzur Koruma Kurulu Yusuf Demirçivi ise emperyalist ve kapitalist sistemin Türkiye’de doğa ve canlılar için kıyım politikalarına karşı ekoloji mücadelesinin sahiplenmesi gerektiğini söyledi.
PİRHA/ İSTANBUL
Yoruma kapalı.