PİRHA-Hakka uğurlama erkanlarının Alevi ritüelleri ile birlikte özünden kopuk olarak farklı inançlara göre yürütüldüğünü vurgulayan Hıdır Abdal Ocağı Dedesi Hüsamettin Işık, “En güzel giysileriyle, deyişleriyle sırlanmadan önceki anılarıyla olan erkanı biz Tahtacı köylerinde yaşadık, yürüttük. Bu bizim özümüzde de var. Şehirlere çabuk entegre olduktan sonra insanın anlamadığı bir dilde bir erkan yapması eksikliktir” dedi.
Alevilerin hakka uğurlama erkanının şehirleşme ile birlikte baskın olan inanca göre şekil aldığı söylen Hıdır Abdal Ocağı Hüsemettin Işık, bunda da en büyük payın Alevi kurumlarının olduğu belirterek bir an önce kurumların bu dilden kurtulması gerektiğini söyledi.
“TEK GAYEMİZ KENDİ ERKANIMIZ İLE HAKKA UĞURLANMAK”
Aleviliğin kongre ve delegasyon Aleviliğine döndüğünü ve bunda en büyük payın Alevi kurumları ile birlikte siyasi partilerin olduğunun altını çizen Işık yeni bir Alevilik tanımının yaratılmaya çalışıldığını söyledi.
Alevi dedelerinin de kendini zamana göre yenileyemediğinin özeleştirisini yapan Işık şunları belirtti:
“Burada bu işe gönül veren dostlarımızın tek gayesi vardı. Hakka yürüdüğü zaman erkanının sırlamadan tutun lokmaya kadar kendi yol ve ritüellerine göre yapmaya gayret ettiler. Maalesef birilerine benzeme, onlar gibi yapma anlamında sıkıntılar yaşadık. Kendi deyişlerimiz, duaz, pervaz ve semahlarla hakka uğurlama erkanı yürüttüğümüzde önümüze engeller çıkmaya başladı. Oysa bizim özümüz o. Bu hadise Kuran’a göre yapılmamış. İnsan 60-70 sene Alevi olarak yaşamış ve son 15 dakikasında ise Sünni ritüellere göre cenaze erkanı yürütülüyor. Cemevine cenazesini getirmekten bile çekinen insanlar gördük.”
“KURUMLARIMIZIN DA BU ASİMİLASYONDA PAYI VAR”
Işık, köylerinde hakka uğurlama erkanlarının kendi inançlarına göre yapıldığını, şehirleşme ile başkasına benzeşme adına bundan kopulduğunu vurguladı. Kavramların da bu etkilenmeden payını aldığını söyleyen Işık, Alevi kurumlarının da bunun üzerinde durarak dile dikkat etmesinin altını çizerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“52 diye bir şey çıkardılar. Bizde can lokması vardır. Ölüm yok en azından, hakka yürüme var. Kurumlarımız bile yazışmalarında filan kişi hakka yürümüştür, mekanı cennet olsun diyor. Kurumların bunda çok etkisi var. Söylemlerini mutlaka düzeltmeliler. Tahtacı boylarında 8-10 pare Tahtacı köyleri var. En güzel giysileriyle, deyişleriyle sırlanmadan önceki anılarıyla olan erkanı biz Tahtacı köylerinde yaşadık. Bu bizim özümüzde de var.”
Şehirlere çabuk entegre olunduğunu, bunun da kendisiyle birlikte ciddi sorunlar getirdiğinin altını bir kez daha çizen Hıdır Abdal Ocağı Dedesi Hüsamettin Işık son olarak şunları belirtti:
“Şehirlere çabuk entegre olduktan sonra anlamadığı bir dilde bir erkan yapması eksikliktir. Bunun için çok mücadele ettik. Bazılarını hala ikna edemedik. Hatta 40 lokmasını, can lokmasını Ramazan ayında iftara denk getiren arkadaşlarımız var. Kurumların bunu bir zapturapt altına alması lazım. Bunun dışarıdan değil bizim çatı örgütümüzle olması lazım. Özümüze dönmek zorundayız.”
Ersin ÖZGÜL / ANTALYA
Yoruma kapalı.