PİRHA- Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından açıklanan yeni ortaöğretim modelini değerlendiren Öğrenci Veli Derneği Veli-Der Karşıyaka Şube Başkan Yardımcısı Yusuf Çakır, “Bu yapılanların amacı aslında toplumu gericileştirmek, yurttaş bilincini ortadan kaldırıp kul bilincini sağlayacak nitelikte insanlar yetiştirmek” dedi.
Yeni modelde, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin her sınıfta 2 saat zorunlu olacak olmasını eleştiren Veli-Der Karşıyaka Şube Başkan Yardımcısı Yusuf Çakır, bu eğitim sistemi ile Sünni mezhebinin dayatıldığı vurguladı. Anayasa Mahkemesi’nin ‘zorunlu din dersi olamaz’ kararı ile anayasada yer alan din ve vicdan özgürlüğüne aykırı hareket edildiğine dikkat çeken Çakır, bir an önce bu dayatmadan vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
“AMAÇ KUL NİTELİĞİNDE İNSAN YARATMAK”
Çakır, getirilmek istenilen sistemle eğitimde ticarileşmenin kapısının sonuna kadar açılacağına dikkat çekerek, iktidarın kendi ideolojisi doğrultusunda eğitimde değişikliklere gittiğini kaydetti. Birçok dersin seçmeli hale getirildiğini ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin halen zorunluluğunu koruduğunu söyleyen Yusuf Çakır şunları ifade etti:
“Burada kredili sisteme dönüş var. Bu kredili sistem aslında yeni değil. 90’ların ortasında uygulandı ve zararı görülerek kaldırıldı. Kredili sistemin en kötü tarafı da iyi okul kötü okul, nitelikli okul niteliksiz okul arasındaki makas farkının daha fazla açılması. Bu ara açıldıkça da sınavlar, kurslar, dershaneler derken eğitimde ticarileşme gündeme gelecek. Ders saatleri azaltıldı deniyor ama arkasındaki amaç çok farklı. Ders saatleri azaltılırken derslerin de alma biçimleri değişiyor. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri zorunluluğunu korurken matematik, fen bilimleri, sosyal bilimler, beden eğitimi, müzik gibi dersler ise zorunlu olmaktan çıkarılıyor. Bunlar ne istiyor, nasıl bir toplum, nasıl bir birey ve nasıl bir gelecek sorulara yanıt verdiğimizde gerçekler ortaya çıkıyor. Bu yapılanların amacı aslında toplumu gericileştirmek, yurttaş vatandaş bilincini ortadan kaldırıp kul bilincini sağlayacak nitelikte insanlar yetiştirmek.”
“EĞİTİM SİSTEMİ SÜNNİ MEZHEBİNE HİZMET EDİYOR”
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi ile tek bir inancın tek bir mezhebine hizmet edildiğinin bunun da eğitim sistemine zorunlu olarak dayatıldığının altını çizen Çakır, din dersi zorunlu olamaz kararına rağmen bunun daha da katmerleşerek devam ettiğine dikkat çekti. Zorunlu din derslerini asla kabul etmeyeceklerini ifade eden Yusuf Çakır şöyle devam etti:
“Dersin adı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi ama isme bakmamak lazım. Bu dersin altında Sünni mezhebi dayatılıyor. Bu ders savunulurken de kötü bir yanı yok bu dinler tarihi olarak düşünüldü diyorlar. Düpedüz Sünni anlayışın dayatması olarak gündeme geliyor. Bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘zorunlu din dersi olamaz’ kararına rağmen uygulanıyor. Bu da bizim anayasamızdaki din ve vicdan hürriyetine aykırı olmuş oluyor. Dayatmacı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Veliler istemediği sürece bu dersi aldırmamak için mücadele etsin diyoruz. Bunun da yolu birlikte mücadeleden geçiyor. Örgütlü ve birlikte mücadele verilirse kazanırız.”
“ZORUNLU DİN DERSİ ALEVİLER KADAR SÜNNİLERİ DE İLGİLENDİRİYOR”
Çakır bu proje ve dayatmalara karşı ortak mücadele çağrısında bulunarak sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Zorunlu din dersi toplumumuzda Alevileri ilgilendiren bir konu gibiymiş görünmesine rağmen Alevilerden çok Sünnileri de ilgilendiriyor. Zorla bu dersler veriliyor. Şu anda mahalle aralarındaki kreşler, camilerde ise anaokulları açılmaya başlandı. Küçücük çocuklarımızın beyinleri yıkanmakta. Onlara kendi ideolojileri aşılanmakta. Onun için mutlaka mücadele etmeliyiz.”
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.