PİRHA – Danıştay 10. Dairesi’nin, Munzur Vadisi Milli Parkı’nda yapımı planlanan tüm baraj ve HES’lerin hukuka aykırı olduğunu belirten karar vermesi üzerine Tunceli Barosu, basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Munzur Vadisi ve milli parklar hukuku bakımından tarihi karar verildiği belirtildi.
Munzur Vadisi Milli Parkı içerisinde yapımı planlanan baraj ve HES projelerinin hukuka aykırı olduğunu bildirmesi üzerine Tunceli Barosu basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya emek ve meslek örgütleri, siyasi parti ve sendika temsilcileri katıldı.
Açıklamayı yapan Baro Başkanı Barış Yıldırım, şöyle bilgilendirme yaptı:
“Munzur Vadisi Millî Parkı sınırları içerisinde yapımı planlanan 4 Baraj ve 5 HES projesi ile yapımına 1985 yılında kaçak başlanan ve 2003 yılında enerji üretimine alınan Mercan Reg. ve HES’e, Çevre ve Orman Bakanlığı 10 ayrı üniversite tarafından hazırlanmış 9 ayrı rapora dayalı olarak Millî Parklar Kanunu’nun 14. maddesi çerçevesinde 18.04.2011 tarihinde ÜSTÜN KAMU YARARI KARARI alarak izin vermişti.
İzin kararı sonrası, izin kararı dayanak yapılarak Bozkaya Barajı ve HES, Kaletepe Barajı ve HES, Konaktepe Barajı ve HES I- Konaktepe HES II, Akyayık Barajı ve HES, Mercan Reg. ve HES Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı’na işlenmiş ve anılan plan 06.07.2012 tarihinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca onaylanarak yürürlüğe girmişti.
Munzur Vadisi Millî Parkı sınırları içerisinde toplam 4 Baraj ve 6 HES projesine izin veren Bakanlık kararının iptali amacıyla tarafımızca 19.12.2011 tarihinde dava açılmıştı.”
“ÇED RAPORUNUN DA ARANMASI GEREKTİĞİ BELİRTİLMİŞTİR”
“Açılan davaya Munzur Suyu üzerinde inşaası planlanan Konaktepe Barajı ve HES I ile Konaktepe HES II Projesini gerçekleştirmek isteyen Konaktepe Elektrik Üretim A.Ş. ile Mercan Suyu üzerinde 1985 yılında tamamen kaçak inşa edilen Mercan Reg. ve HES’i işleten Zorlu Doğal Elektrik Üretim A.Ş. davalı Orman ve Su İşleri Bakanlığı yanında müdahil olmuşlardı. Neticeten açtığımız dava 10.10.2013 tarihinde Ankara 3. İdare Mahkemesi’nce red edilmişti. Red kararının bozulması amacıyla yaptığımız temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay 10. Dairesi’nce Ankara 3. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmişti” diye konuşan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Danıştay 10. Dairesi karar gerekçesinde daha evvelden açtığımız başka bir dava kapsamında verilen Danıştay 13. Dairesi ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararlarına da yer vermek suretiyle: ‘Konaktepe Elektrik Üretim A.Ş’ne Konaktepe I ve II HES için 28.01.2010 tarihinden itibaren 49 yıllığına elektrik üretim lisansı verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna karşı açılan ve Danıştay 13. Dairesinin E:2010/995 sayılı dosyasında görülen davada verilen 11.10.2010 tarihli kararda;
“Konaktepe Elektrik Üretim A Ş. tarafından yapılacak Konaktepe Barajı-Konaktepe HES I ile Konaktepe HES II için 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu, Milli Parklar Yönetmeliği ve Orman Sayılan Alanlarda Verilecek izinler Hakkında Yönetmelik kapsamında Çevre ve Orman Bakanlığı’nca verilmiş bir izin ve yapılmış herhangi bir tahsis bulunmadığı; Munzur Vadisi Milli Park Uzun Devreli Gelişme Planı’nın onaylanmadığı, Maliye Bakanlığı’nca söz konusu proje için herhangi bir tahsis yapılmadığı, yine üretim lisansı sahibi şirket ile su kullanım hakkı imzalayan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne de 2873 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliği uyarınca herhangi bir izin verilmediğinin dosya içeriğinden anlaşıldığı, bu durumda, milli park niteliğini taşıyan “Munzur Vadisi”nde su kaynaklarının kullanımı ve işletilmesinin, Milli Parklar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca, ancak, “kamu yararı açısından vazgeçilmez ve kesin bir zorunluluk” koşullarının gerçekleştiğinin ilgili Bakanlıkça ortaya konulmasına bağlı olduğu, dolayısıyla milli park sınırları içerisinde kalan dava konusu HES projelerine üretim lisansı verilebilmesi için, öncelikle yukarıda belirtilen koşulların yerine getirilmesinin gerektiği; bu bağlamda, dava konusu işlemin, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 1. maddesinde öngörülen amaçlarla uyumlu olmadığı gibi, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine de aykırı olduğu” gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına karar verildiği, yürütmenin durdurulmasına ilişkin karara karşı yapılan itiraz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 26.05.2011 tarih ve YD İtiraz No:2010/1147 sayılı kararında, Dairenin yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne ilişkin gerekçesine katılmakla birlikte, elektrik üretim lisansının verilebilmesi için ÇED Raporunun da aranması gerektiği hususu belirtilmiştir.”
“BARAJ VE HES İPTAL İZNİNİN İPTAL EDİLME GEREĞİNİN ORTAYA KONULMASI ÖNEMLİ”
Yıldırım, açıklamaya şöyle devam etti:
“Bu kararın uygulanması bakımından, Munzur Vadisi Milli Parkı’nda yapımı öngörülen bütün baraj ve HES Projelerinin uygulanması halinde ortaya çıkacak tablonun kamu yararı ve zorunluluk koşulları açısından değerlendirilmesi amacıyla İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi, Fırat Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü ve Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü, Iğdır Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi Biyoloji Bölümü, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Orman Fakültesi, Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü ve Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri tarafından 5 (Beş) ayrı bilimsel rapor hazırlatıldığı, davalı idarenin 7/2/2011 tarihli ve 9514 sayılı yazısı ile söz konusu 5 (Beş) adet raporun değerlendirilerek görüş alınmak üzere İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne gönderildiği, bahsi geçen 5 (Beş) adet raporun öğretim üyeleri tarafından değerlendirilerek hazırlanan Munzur Vadisi’nde Planlanan Baraj ve HES Projeleri ile İlgili Daha Önceki Özel Raporlar Çerçevesinde Hazırlanan Bütünleşik Sentez Raporunun sonuç kısmında;
“…Munzur Havzası’nda DSİ’ce yapımı planlanan Baraj ve HES projeleri ile ilgili çevresel riskleri azaltıcı öneri ve değerlendirmelerin sonucu olarak, enerji üretimi açısında vazgeçilmez olan kullanma dengesi ile sürdürülebilir yönetimi ilkesine göre, içinde bulundukları Milli Park sınırları dahilinde yapılmalarında “kesin zorunluluk” bulunduğu; anılan projelerin ülkemizin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü ile taahhüt ettiği sera gazı emisyonlarının azaltımı ve ulusal enerji tüketimindeki yenilenebilir enerji payını arttırma hedef ve politikalarıyla da uyumlu, kamu yararına bir stratejiyi destekler durumda olduğu görüş ve kanaatine ulaşılmıştır.” görüşlerine yer verildiği, böylece “Bütünleşik Sentez Raporu” uyarınca Munzur Vadisi Milli Parkı’nda yapımı öngörülen HES Projelerinin uygulanmasında “kesin zorunluluk” ve “üstün kamu yararı” şartlarının oluştuğu bilimsel olarak ortaya konduğundan bahisle, Munzur Vadisi Milli Parkında Planlanan tüm Baraj ve HES Projelerinin yapılmasında üstün kamu yararının bulunduğu, enerji ihtiyacının yerli başka kaynaklardan karşılanmasının mümkün olamadığı açısından vazgeçilmezlik ve kesin zorunluluk şartlarının oluştuğu hususunda, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce, Çevre ve Orman Bakanlığı Bakanlık Makamından 18/4/2011 tarihli ve B.18.0.DMP.0.02.05 sayılı Olur alınması üzerine, davacı tarafından anılan işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.”
Yukarıda anılan Anayasa hükmü ve yasal düzenleme birlikte değerlendirildiğinde; herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının bulunduğu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu tartışmasızdır. Bu itibarla, öncelikle, davaya konu projelerle ile ilgili olarak hazırlanan fizibilite raporları çerçevesinde, projelerin, ‘çevreye uyumlu’ olup olmadığının tespiti bakımından, çevre mevzuatı açısından zorunlu olan “ÇED” sürecinin tamamlanması gerekmektedir. Aksi taktirde 2872 sayılı Yasanın 10. maddesinde belirtildiği üzere, Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça projelerle ilgili onay ve izin verilemez.
Bu durumda, İdare Mahkemesi’nce, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, aksi yönde verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.” diyerek Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Munzur Vadisi Milli Parkı’nda yapımı planlanan 4 Baraj ve 5 HES Projesi ile Mercan Reg. HES Projesine Millî Parklar Kanunu’nun 14. maddesi çerçevesinde verdiği izin kararının iptal edilmesi gerektiğini belirtmişti. Milli Parklar Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Millî Park olarak ilan edilen sahalarda Baraj ve HES dahil tesis inşasının ön şartı Bakanlığın iznidir. Dolayısıyla Bakanlığın Munzur Millî Parkı’na dair verdiği Baraj ve HES izninin iptal edilmesi gerektiğinin ortaya konulması son derece önemliydi.
“MUNZUR VADİSİ İÇİN TARİHİ KARAR VERİLDİ”
Kararın Millî Parklar ve Planlama Mevzuatı bakımından emsal nitelikte olduğunu dile getiren Yıldırım, “Zira, Danıştay ilk defa bir kararında Millî Parklar Kanunu’nun 14. maddesi çerçevesinde bir Millî Parkta kamu yararı açısından tesis inşasına izin verilebilmesi için öncelikle Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci işletilmesi gerektiğini belirtmişti. Ayrıca Danıştay 10. Dairesi Munzur Vadisi Millî Parkı’na projelendirilmiş Baraj ve HES’lere izin verilebilmesi için ayrı ayrı proje bazında değil tüm projeler için toptan bir ÇED süreci işletilmesi gerekliliğini belirtmekteydi. Karar bu yönüyle ilk nitelikteydi” dedi.
Yıldırım, “Üzerinde önemle durulması gereken diğer husus ise Milli Park Uzun Devreli Gelişme Planı ve ÇED ilişkisidir” dedi ve şöyle devam etti:
“Danıştay kararı analiz edildiğinde Milli Park gibi doğa koruma statülerine sahip alanlara dair Uzun Devreli Gelişme Planları oluşturulmadan önce mutlaka ÇED sürecinin tamamlanması ve sonucuna göre planlama yapılması gerektiği de ortaya konulmuştu. Bu durum bugüne kadarki idari yaklaşımı da değiştirecek nitelikteydi. Zira mevcut uygulamada önce Uzun Devreli Gelişme Planı, Koruma Amaçlı İmar Planı yapılmakta sonrasında ise söz konusu alanlara dönük Baraj ve HES gibi projeler var ise proje bazında ÇED süreci işletilmekteydi. Mevcut kararda ise “önce tüm projeler için toptan ÇED; sonra plan, proje” denilmişti.
Gelinen aşamada, Danıştay 10. Dairesi’nin Kararı’nın kaldırılması maksadıyla davalı Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Konaktepe Elektrik Üretim A.Ş. ile Zorlu Doğal Elektrik Üretim A.Ş.’nin yaptığı Karar Düzeltme başvurusu Danıştay tarafından reddedilmiştir. Böylelikle gerek Munzur Vadisi Millî Parkı bakımından ve gerekse de Millî Parklar hukuku bakımından tarihi bir karar verilmiştir.”
DERSİM/PİRHA
Yoruma kapalı.