PİRHA – Demokratik Alevi Derneği İstanbul Şubesi, Taksim’de bulunan Dersim Araştırmalar Merkezi’nde birçok inanç kesimiyle bir araya gelerek, Şengal Katliamı’nı 3. yılında basın açıklaması yaparak lanetledi. Açıklamada, “Bugün Ezidiler ile birlikte birçok inanç grubu tehdit altındadır. Tehdidin kaynağında ise tek tipçi, Sunni, Emevi İslam anlayışı bulunmaktadır” denildi.
HABERİN VİDEOSU
Aleviler, Êzidîler, Ermeniler, Süryaniler ve Çerkeslerin de içinde bulunduğu birçok inanç kesimi Şengal Katliamı’nın 3’üncü yıl dönümüne ilişkin Beyoğlu’nda bulunan Dersim Araştırmaları Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Demokratik Alevi Derneği Şengal Soykırımı’nı 3.yılında kınadı.
Açıklamaya Alevi Pirleri, Mehmet Karabulut, İbrahim Erdoğan, Aziz Güler, Alevi Anası Selda Güneş, Nor Zortong Derneği’nden Murad Mışçı, Demokratik Çerkez Kongresi Girişimi’nden Yaşar Güven, Süryani Derneği’nden Edip Aslan, Ezidi Kültür Vakfı’ndan Azad Barış, Demokratik İslam Kongresi’nden Medine Gök, HDK Yürütme Üyesi Emin Orhan, DAD İstanbul Eyüp Şubesi Eş Başkanları Nergiz Güzel ve İmam Balsever katıldı.
Basın açıklaması açılış konuşmasını yapan İstanbul DAD Eyüp Şubesi Eş Başkanı İmam Balsever, üç yıl önce yaşanan katliamı kınamak için bir araya geldiklerini ifade ederek bu coğrafyada bir daha Alevi, Kürt, Ermeni ve Ezidi katliamı yaşanmamasını istedi.
“ŞENGAL’DE BÜYÜK BİR ACI YAŞANDI”
İmam Balsever’den sonra basın açıklamasına katılan inanç temsilcileri birer konuşma yaptı.
Pir Karabulut, Şengal’de büyük bir acının yaşandığını belirterek, Alevi inancında insan canının kıymetli olduğuna vurgu yaparak herkesin bu ülkede kendi inancını özgürce yaşayabilmesi gerektiğini söyledi. Karabulut, Şengal Katliamı’nı kınayarak, Alevi inancı gereği Gülbeng okudu.
Alevi Anası olan Selda Güneş ise üç yıl önce yaşanan Şengal Katliamı benzerini yıllar önce Dersim’de yaşadıklarını belirterek, katliamın bir insan hakikati olmadığını vurguladı. Kadın olarak canının daha çok yandığını ifade eden Güneş, “73 Ezidi fermanıyla Ezidi kadınlar İŞİD’liler tarafından pazarda satıldılar” dedi. Selda Güneş son olarak yan yana durarak bunları aşabileceklerini belirtti.
Pir İbrahim Erdoğan ve Aziz Güler de katliamı lanetleyerek birlikte mücadele çağrısında bulundular.
“BU İNSANLARIN ESERİDİR”
Ezidi Kültür Vakfı’ndan Azad Barış, Şengal Katliamı’nı yapanın insanlar olduğunu belirterek “İnsan yaşadığımız kadar iyi değil gördüğümüz kadar kötüdür ve bu insanlığın eseridir” dedi.
“Ezidi Fermanı’nda onların kestiği yerde köklerimizi toprağın en derinine dayamış suyun azizliğini alarak yavaş yavaş gün ışığına çıkıyoruz” diyen Barış, “Bizim köklerimiz güçlü kimse söküp atamaz” dedi. Barış Şengal Katliamı’nı şöyle anlattı:
“O büyük şey tabiat daha güneşe gebeyken oldu. Şengal’de aydınlığın şölenine hazırlanırken karanlığa çaput bağlayanlar kara kaftanlarıyla onların daha aydınlığa açılmamış olan ellerini kestiler. 100 yıl önce Erneniler’e yapılanların aynısının hazırlığı yapılıyordu. Kendilerini tanrının neferleri olarak ve cihadın askerleri olarak, Ezidileri ise tanrı tanımaz olarak tanımladıkları için tanrının sözde düşmanlarını ortadan kaldırmak için geldiler. Oysa onlar en büyük kötülüğü var ise tabi ‘Tanrı’ya yapıyorlardı” dedi.
“HER ŞEYİ ÖLDÜREBİLİRSİNİZ AMA GÜNEŞİ ASLA ÖLDÜREMEZSİNİNİZ”
‘Herşeyi öldürebilirsiniz ama güneşi asla öldüremezsiniz’ diyen Ezidi Pirinin sözlerini hatırlatan Azad Barış, “Bizler o güneşe inandığımız için bu mücadeleyi veriyoruz” diye konuştu.
Azad Barış, son olarak, Ezidilerin sabah 72 millete dua etmeden, 73 kez katliama uğradıklarını belirterek birlikte mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.
“HALKLAR OLARAK BİRBİRİMİZİN ACILARINI ANLIYORUZ”
Nor Zortong Derneği’nden Murad Mışçı ise “100 yıl önce Ermenilere yapılan katliamla yüzleşilseydi bugün başka halklara ve inançlara soykırım olmayacak” dedi. Mışçı, “Şengal’de kadınlara yapılan soykırımdır” diyerek bir dinin üremesini engellemek için yapılmıştır” ifadesini kullandı. İnsanın katledilmesine karşı birleştiklerini belirten Mışçı, “Bu masada oturuyoruz, çünkü birbirimizin acılarını anlıyoruz” diyerek konuşmasını ana dili olan Ermenice bir dua ile bitirdi.
Demokratik İslam Kongresi’nden Medine Gök ise din adı altında yapılan katliamları kınadı. Bu katliamların hiçbir dinde ve inançta yerinin olmadığını söyleyen Gök, bu katliamda kadınların büyük acılar yaşadıklarını vurgulayarak tarihin katliamlarla dolu olduğunu hatırlattı.
Demokratik Çerkez Kongresi Girişimi’nden Yaşar Güven de katliamı kınayarak, “Birbirimizi anlayarak halklar ve inançlar olarak savaşa karşı bir arada yaşamayı savunmalıyız” dedi.
“ŞENGAL KATLİAMI BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TARAFINDAN TANINSIN”
Basın açıklamasını DAD İstanbul Eyüp Şubesi Eş Başkanı Nergiz Güzel okudu. Yapılan açıklamada katliamın amacının Ezidi toplumunu ve onların şahsında Mezopotamya’nın kadim inançlarından birini yok etmek olduğu vurgulandı.
Güzel, “Medeniyete beşiklik etmiş bu toprakların bütün güzel renkleri, kadim inançlarının İslam adına tek tip bir dini hakim kılmak adına yüzyıllardır soykırıma tabi tutuluyor. Bugün Ezidiler ile birlikte birçok inanç grubu tehdit altındadır. Tehdidin kaynağında ise tek tipçi, Sunni, Emevi İslam anlayışı bulunmaktadır” dedi.
Demokratik Alevi Derneği yaptığı basın açıklamasında Şengal soykırımını kınayarak, şu talepleri dile getirdi:
“Ezidileri hedefleyen Şengal soykırımını nefretle kınıyoruz. Gerçekleşen soykırımın Birleşmiş Milletler tarafından tanınmasını ve gereklerinin yerine getirilmesini talep ediyoruz. Soykırım sırasında kaybolan Ezidilerin tespit edilmesini köle pazarlarında satılan kadın ve çocukların kurtarılmasını bir daha başlarına yeni fermanlar, fetvalar, soykırımlar gelmemesi için kendi özel yönetimlerini oluşturmalarını savunuyoruz” denildi.
Semra ACAR – İSTANBUL
Yoruma kapalı.