PİRHA- Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Kadın Meclisi, Demans hastası olan tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk’un ile birlikte tüm hasta tutukluların serbest bırakılmasını istedi. Kadın Meclisi, siyasi mahkumların ölüme terk edildiğini belirterek, iktidara tepki gösterdi.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Kadın Meclisi, hem yazılı bir açıklama yaparak hem de hazırladıkları videolarla, tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk ve diğer hasta tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Aysel Tuğluk’un bir ocak evladı olduğunu hatırlatan Demokratik Alevi Dernekleri Kadı Mecilisi, siyasi tutukluların ölüme terk edildiğini kaydetti.
Cezaevlerinde 604’ü ağır 1605 hasta mahpus bulunduğunu belirten Kadın Meclisi, “Biz Demokratik Alevi Dernekleri Kadın Meclisi olarak mevcut durumu asla kabul etmiyoruz. Zulümle abad olunmaz. Aysel Tuğluk ve tüm hasta tutsakların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Kadın Meclisi’nin açıklaması şöyle:
“Onlarca yıldır kendi ömür sınırlarımız içinde kendi yurttaşı ile savaşan, kendi kendine kutsallık atfeden, bunun üzerine zulüm üreten bir tekçi zihniyet ile karşı karşıyayız. Çok geriye gitmeden son yüzyıla baktığımızda katliamlar silsilesiyle karşılaşırız. Ermeni, Rum, Kürt, Alevi, Süryani, Ezidi, onlarcası. Gerekçesi tekçi ulus devlet inşası. Tüm uluslara ve inançlara giydirilmeye çalışılan tekçi deli gömleği toplumsal gerçekliğin duvarına çarptı, yırtıldı atıldı. Tutmadı, tutmayacak. Zulüm ile abat olanın ahirî berbat olur.
Kapitalist modernitenin topluma dayattığı tekçi zihniyet yapısı, demokratik moderniteyi inşa etmeye çalışanların karşısında yenilgiye uğradı. Değişim ve dönüşüme kapalı olan tekçi zihniyet kurumsal yapısını korumak için demokratik yeni yaşam mücadelesi veren, ikrar ve rızalık esası üzerine bir yaşamı esas alan, hakikat ve özgürlük arayışında olan cümle canların onbinlercesini zindanlara doldurdu, onbinlercesini sürgüne maruz bıraktı.
“CEZAEVLERİ İŞKENCE VE İMHA MERKEZLERİNE DÖNÜŞTÜ”
Cezaevleri uzun zamandır rıza toplumu perspektifini ilke edinenler için işkence ve imha merkezlerine dönüştü. Pandemi bahanesiyle hırsız, arsız, nursuz, soyguncu, taciz ve tecavüz hükümlüleri serbest kalırken, siyasi rehinelerin en ağır hastaları bile sağlık hakkından mahrum edildi, tahliye edilmediler. Yaşam hakkı doğumdan kaynaklı bir haktır; evrendeki bütün cümle canın yaşam hakkı kutsaldır.
“AYSEL TUĞLUK BİR OCAK EVLADIDIR”
Aysel Tuğluk canımız bir ocak evladıdır. Rêya Hakk Alevî inancının rengine boyanmış, kültürünü içselleştirmiş yaşadığı demi devranın sanığı, tanığı, mahkumu olmuş bir canımızdır. Toprağından ve ailesinden aldığı kültürel direniş hattına yaşamı boyunca ikrar vermiştir.
Siyasi rehinelerden Aysel Tuğluk’un annesinin naaşı sırlandığı toprağından alınıp, memleketi Dersim’e götürülmek zorunda kalındı. Bu toprakların üstünde nasıl yaşayacağımıza karar vermeye çalışanlar nasıl öleceğimize de karar vermek isterler. Bu zülüm akıl, vicdan sınırlarımızı çoktan aşmıştı. Aysel buna zihnini kararttı. O demans hastası. Kandıra F Tipi Cezaevi’inde tutuklu. Kocaeli Tip Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ındaki dokuz uzman doktorun muayene sonucu teşhis koyduğu kronik ve ilerleyen, cezaevi koşullarında tedavisi mümkün olmayan, tek başına yaşamını idame ettiremeyeceğine dair raporu mevcuttur. İstanbul Adli Tıp Kurumu çok kısa ve rencide edici sözlerin eşliğinde cezaevinde kalabilir raporu verdi. Bir Kürt Alevi kadınının hastalığından korkan zihniyet Alevilere yönelik açılımlar yapmasının bir karşılığı yoktur.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tıbbi etikten tamamen yoksun bir tutum sergilemiş, tam teşekküllü hastanelerin raporlarını kabul etmemiştir. Devlet tutuklu ve hükümlülerin sağlık ve yaşam hakkından sorumlu olduğu halde, uluslararası sözleşmelere de uymayarak hastalığı ceza aracına dönüştürüyor. Bizler biliyoruz ki, cezaevlerinde hiç bir can Hakk’ın emri rızası ile ölmüyor.
“SİYASİ MAHPUSLAR ÖLÜME TERK EDİLDİ”
2020 yılı İnsan Hakları Derneği’nin raporuna göre 604’ü ağır 1605 hasta mahpus bulunuyor. 2013 yılında infaz yasasında ağır hastaların tahliye edilmesiyle ilgili maddeye “toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmaya ağı” koşulunun eklenmesiyle siyasi mahpuslar ağır hastalıkları pençesinde ölüme terk edildi.
Alaaddin Çakıcı gibi muhalefeti açıktan tehdit eden faşist mafya babaları ise toplum için güvenlik tehdidi oluşturmadığından serbest bırakıldı.
“MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR”
Üst üste yaşanan ölüm olayları hiç olağan görünmüyor. Ceza evlerinde ölümün normalisazyonu yaşanıyor, ölüm hakikatinden uzaklaşıyor. Tanıkların sesi kısılmaya çalışılıyor. Cenazeler kaçırılıyor, otopsiler cenaze sahiplerinden, avukatlardan gizlenerek yapılıyor. Devletin Adli Tıp Kurumu hukuksuzluğu onaylamaktan başka bir işe yaramıyor. Kısacası mızrak çuvala sığmıyor. Bilinmelidir ki, hiç bir zulüm gizli kalmayacaktır. Hakikat için gayret eden her can hak meydanında, gönül sarayımızda görünür olur. Aysel canımızın gayreti bize delil olacaktır.
Biz Demokratik Alevi Dernekleri Kadın Meclisi olarak mevcut durumu asla kabul etmiyoruz. Zulümle abad olunmaz. Aysel Tuğluk ve tüm hasta tutsakların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Yaşamak her canlının hakkıdır. Yaşam hakkı kutsaldır. Hasta tutsaklara özgürlük. Zaman sahipsiz, mekan rızasız mazlum çaresiz değildir.”
PİRHA/ İSTANBUL
Yoruma kapalı.