PİRHA – Demokratik Alevi Derneği Genel Merkezi, HDP’nin Alevi milletvekili adaylarının YSK tarafından reddedilmesine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Canlarımıza yönelik bu hak gaspı şahıslarına yönelik olmayıp Hak Yol/Alevi toplumsallığına yönelik zihniyetin ifadesidir” dedi.
Alevi milletvekili adaylarının YSK tarafından reddedilmesine ilişkin, Demokratik Alevi Dernekleri Genel Merkezi basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamaya DAD üyeleri, HDP Dersim Milletvekili adayları Alican Önlü ve Meral Hanbayat Yeşil katıldı.
Açıklamayı okuyan DAD Genel Merkez Eş Başkanı Musa Kulu, “Bilindiği gibi 7 Haziran 2015 seçimleriyle beraber ötekileştirilen pek çok toplumsal kimlik ve kesim HDP çatısı altında buluşmuş, meclis düzeyinde temsil olanağına kavuşmuştu. Bu gelişme 100 yıllık statükonun sahiplerini ve tek adam rejimi kurmayı amaç edinen AKP hükümetini rahatsız etmiş, seçimler iptal edilerek toplumsal irade çiğnenmişti” dedi.
“TOPLUMSAL İRADEMİZ ÇİĞNENMİŞTİ”
“Türkiye’de 7 Haziran 2015 genel seçimleri öncesi barış süreci askıya alınmış; tüm ülke Suruç, Ankara ve Amed örneklerinde olduğu gibi toplu katliamlara varan bir şiddet sarmalına sürüklenmişti. Yoğun bir şiddet süreci altında halklarımıza dayatılan 1 Kasım 2015 seçimleri ise mühürsüz oy skandalıyla bir kez daha halklarımızın aleyhine çevrilmişti” diye konuşan Kulu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm ülkenin, halklarımızın, farklı inanç kimliklerinin ve emekçilerin aleyhine olan bu durum, biz Aleviler açısından da olumsuz sonuçlara yol açmış, bir rıza buluşması olarak tanımladığımız HDP çatısı altında seçilen birçok Alevi vekil bu süreçte seçilememiş ya da tutuklanmış ve onların şahsında toplumsal irademiz çiğnenmiş, toplumsal taleplerimizin dile getirilmesi engellenmek istenmişti.
Bilindiği gibi Türkiye 80 milyonluk bir nüfusa sahiptir. Bu nüfus her biri bu toprakların gerçeği olan farklı toplumsal kimliklerin toplamından oluşmakla beraber, bu toplumsal gerçeklikler tek tip iktidar alanını yaratmaya odaklı politikalara kurban edilmiş ve edilmektedir.
“BİZ ALEVİLER, SİSTEMATİK SALDIRILARIN HEDEFİ DURUMUNDAYIZ”
Kulu, “Bu ülkenin kadim halklarından, toplumsal gerçekliklerinden biri olan biz Aleviler de yüzyıllardır sistematik saldırıların hedefi durumundayız. Hak Yol/Alevi halklarının ve süreklerinin olduğu her yerde; imparatorluk ya da ulus devlet süreçlerinde bu durum değişmemiş olup süreklilik arz etmektedir. Bu gerçeklik Alevilerin ve halklarımızın hafızasında; imparatorluk sürecinde Yavuz ve ardıllarının, ulus devlet sürecinde ise Koçgiri, Dersim, Malatya, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, Gezi süreci gibi örneklerle yerini korumaktadır” ifadelerini kullandıktan sonra 1980 yılında gerçekleşen Çorum Katliamı’na ilişkin şunları dile getirdi:
“27 Mayıs 1980’de başlayıp, 5 Temmuz 1980 yılına kadar süren çatışmalar, tarihe Çorum katliamı olarak geçti. 57 canın katledildiği bu saldırılarda 300 can yaralanmıştır. Çorum’da sivil faşist çeteler eliyle yürütülen saldırılar bir aydan fazla sürmesine rağmen, devlet seyretmekle yetinmiştir. Malatya, Maraş, Sivas’ta gerçekleştirilen alevi katliamlarında olduğu gibi Çorum’da etnik, inançsal arındırmaya tabi tutulmuştur. Bu katliamlar, kaçırtma, göçertme beraberinde asimilasyonu, inançsal ve kültürel soykırımı getirmiştir. Bu insanlık açısından utanç verici bir sonuçtur.”
“DAD, SÜRECE İRADİ BİR BİLEŞEN OLARAK MÜDAHİL OLMUŞTUR”
Açıklamada seçimlere ve Demokratik Alevi Dernekleri’nin seçimlerdeki tavrına ilişkin şu ifadeler yer aldı:
“7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde başlatılan gerilim ve şiddet politikalarının karanlığında halklarımıza 24 Haziran 2018 baskın seçimini dayatılmıştır.
Bu seçimlerde de sürekler üzerinden vücuda gelen ve “ikrarlı bir toplum” olarak nitelediğimiz Hak Yol/Alevi toplumsallığına önemli görev ve sorumluluklar düştüğü açıktır. Bu anlamda, geçmiş dönemlerden farklı olarak; insanın toplumsal bir varlık olduğu gerçeğinden hareketle, iradeleşmiş bir toplumsal gerçekliğe ulaşmayı esas alan Demokratik Alevi Dernekleri de sürece iradi bir bileşen olarak müdahil olmuştur.
İradesini teslim etmeyen, tabi değil bileşen olmayı esas alan ve kendi toplumsal temsiliyetiyle sürece müdahil olmayı öngörüp tüm Hak Yol süreklerine öneren bir perspektif esas alınmış; DAD olarak kurumsal rızaya dayanan bir aday ile irade beyanında bulunarak sürece katılımı esas alan bir yaşam ve gelecek inşası mücadelesinde yer alınmak istenmiştir.
Toplumsal taleplerimizin programsal boyutta kabul gördüğü çatı ve adres olarak HDP öne çıktığından, kurumsal rızamızla, Demokratik Alevi Dernekleri Adana Şubesi Eş Başkanımız Pir Zeynel Kete milletvekili adayımız olarak belirlenmişti.”
“BUGÜN YAPILANLAR, YARIN YAPILACAKLARIN AYNASIDIR”
Açıklamada son olarak şunlar kaydedildi:
“Alevi çalıştaylarıyla demokratikleşme vaatlerini gündemleştiren Hükümet, bu girişimlerinde samimiyetsiz olduğunu kanıtladığı gibi, bu dönemde de “seçilirsem cemevlerine yasal statü vereceğim” söylemi eşliğinde Alevi temsilcilerini; DAD kurumsal adayı Pirimiz Zeynel Kete, AABK onursal başkanı Turgut Öker ve birçok adayın seçilme hakkını YSK eliyle gasp etmiştir. Gerekçe Cumhurbaşkanına hakaret davalarıdır. Söz konusu davalar ve sonucu seçme ve seçilme hakkının önünde engel teşkil etmemesine rağmen böyle bir sonuç düşündürücüdür. Hak Yol/Alevi temsiliyetine dahi tahammül edemeyen zihniyetin Alevilik veya diğer sorunlarda demokratikleşmeyi esas almayacağı açıktır.
Canlarımıza yönelik bu hak gaspı şahıslarına yönelik olmayıp Hak Yol/Alevi toplumsallığına yönelik zihniyetin ifadesidir. Bu yönelim iradeleşmemizin; bir, iri ve diri olmamızın önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bugün yapılanlar yarın yapılacakların aynasıdır.
Kendi topraklarımızda, kendi ülkemizde karşı karşıya kaldığımız bu zulümü bir kez daha kınıyoruz. Başta Alevi halklarımız olmak üzere, bu toprakların yüreği güzel tüm insanlarına demokratik birliği sahiplenme, güçlendirme çağrısında bulunuyor; tek gerçek Türkiye partisinin HDP olduğunu, HDP’nin tüm renklerin özgürlükçü ve eşitlikçi buluşmasının adı, adresi olduğunu tekrarlıyoruz.”
DERSİM/PİRHA
Yoruma kapalı.