PİRHA-Hakk’a yürüyüşünün 17’nci yıldönümünde Derviş Cemal Ocağı’ndan Firik Dedeyi yazılı bir açıklama ile anan DAD Ankara Şubesi Ana Fatma Cemevi, oğlu Behzat Firik’in katledilmesi nedeniyle Firik Dedenin gözyaşının hiç dinmediğini, hiç konuşmadığını hatırlattı. Açıklamada “Hakk’a yürüyen insan-ı kamillerimizin hatırası önünde özümüz dardadır” denildi.
Dersim Ovacık’ta 10 Temmuz 2007’de Hakk’a yürüyen Firik Dede unutulmadı. Derviş Cemal Ocağı’na bağlı Seyfi Firik Dede, yaşamı boyunca Alevi Kızılbaş geleneğine, yoluna, ritüellere ve öğretisine göre yaşadı.
Oğlu Behzat Firik’in 1980’de işkence edilip ‘Kulaksız’ lakaplı emekli Piyade Albay Aytekin İçmez tarafından yakılması nedeniyle hayatı boyunca yas tuttu.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi Ana Fatma Cemevi, sözlü geleneğin son temsilcilerinden Firik Dede için yazılı bir açıklama yayınladı.
“ACISI DA GÖZYAŞLARI DA HİÇ DİNMEDİ”
Açıklamada, Firik Dede’nin gözyaşlarının hiç dinmediğine dikkat çekildi. Açıklamada şunlar ifade edildi:
“Dersim Ovacık’ta yaşayan, sözlü geleneğin son temsilcilerinden, Derviş Cemal pirlerinden Fırik Dede, 10 Temmuz 2007 yılında, 106 yaşında hakka yürüdü. 1980 askeri darbe günlerinde; Ovacık’ta abisinin gözleri önünde ağaca bağlanıp, işkence yapılarak Kulaksız yüzbaşı tarafından diri diri yakılan Behzat Firik’in de babasıdır. O günden beri, oğlunun acısıyla yas tutan Firik Dede, sakallarını bir daha kesmedi, acısı da gözyaşları da hiç dinmedi ve bir daha hiç konuşmadı.
“BAŞIMIZA GELENİ SORMA OĞUL, BİR KARANLIK DÖNEMDİ”
Bütün ziyaretler ve diyarlar bize küstüler…
Başımıza geleni sorma oğul, bir karanlık dönemdi. Yaşadığımız harami sofralarında yer kapma yarışına girdiğimiz gün zaten kaybetmiştik her şeyi. Cellâda kılavuz olma halimizi evliyalarımızda kabul etmemişti. Kabul etmediği içindir ki bize gidin ne haliniz varsa görün demişlerdi. Bil ki oğul bütün karanlıklar kötüdür. Ömrüm boyunca şafağa secde etmem bu sebepledir. Çünkü seherin vakti ilk ışığın habercisidir ve bil ki ışıkta leke yoktur.
“DERSİM’İN TILSIMINI BİZ BOZDUK OĞUL VE BEDELİNİ AĞIR ÖDEDİK”
Bilir misin oğul toprak evlerimizin kapısı neden hep güneşe açılır? Sence bu bir tesadüf müdür? Unutma ki Dersim’in bütün ulu ağaçları gövdelerinde bize yer açmıştı, dağlarımızsa mazlumun sığınma evleriydi. Onların kerametinden bir gün olsun şüpheye düşmedim. Ama gel gör ki her sabah kapımızın eşiğini ısıtan o yüce varlığa önce biz sırtımızı döndük sonrada yol ve erkânı kaybettik. Unutma ki harami sofralarındaki kan lokmasını biz hazmettik ama onlar asla hazmetmedi. Kendi gerçeğine hep sadık kaldılar kısacası. Dersimin tılsımını biz bozduk oğul ve bedelini de ağır ödedik şimdi anlıyor musun neden küstüğümü!”
Hakka yürüyen insan-ı kamillerimizin hatırası önünde özümüz dardadır. Aşk ile.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.