PİRHA – Demokratik Alevi Derneği (DAD) Ankara Şubesi, Malatya Katliamı’nın 42. yılı vesilesiyle yaptığı açıklamada, “Malatya Katliamı, devletin yıllardır sistematik olarak uyguladığı, katliam, sürgün, yozlaştırma, inançsızlaştırma ve asimilasyon politikalarından biridir” dedi.
Demokratik Alevi Derneği (DAD) Ankara Şubesi, Malatya Katliamı’nın 42. yılı vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, “Kanlı toprakların, kanlı tarihinden biri de 18 Nisan 1978 tarihinde yaşanan Malatya Katliamı’dır. Koçgiri ve Dersim’de silahlı güçleriyle mazlum halka savaş açan devlet, Malatya’da ise sivil faşistleri örgütleyerek bir katliam gerçekleştirmiştir” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada katliama giden koşullar şöyle aktarıldı:
“Malatya Katliamı’nın tarihçesine bakıldığında kent merkezine yerleşen ve ekonomik anlamda birikim sağlayan Alevilerin varlığından rahatsız olan devlet ve işbirlikçi çeteler, Alevi toplumuna baskı yaparak göçe zorlanmışlardır.
Katliamın zeminini, Alevi- Sünni, Türk-Kürt ayrımını koyarak, Kürtleri Alevileri baskı altında tutup, gerici faşist güruhu güçlendirip kışkırtmıştır. Mezhepsel ve etnik ayrışma ve saldırılar merkezde başlayıp ilçe ve köylere de yavaş, yavaş yayılmıştır.
Bu saldırı ve baskılar 11 Aralık 1977’de belediye başkanı olan faşist Hamit Fendoğlu’nun göreve gelmesiyle daha da yoğunlaşmıştır.
“DEVLETİN ALEVİLERE YÖNELİK BASKILARI YOĞUNLAŞTI”
Aylar süren küçük çaplı çatışmalar sürerken, 15 Nisan 1978’de Bilim ve Kültür Derneği Malatya merkezde “Milletim Uyan” başlıklı bir bildiri dağıtır. Bildiride şu ifadeler yer almaktadır:
“Milletini seven subay, öğretmen, memur, talebe, işçi, köylü, kendini devletin ve milletin temiz ideallerine adayan değerli kardeşlerimiz bizleri yok etmeye yönelen İslam ve millet düşmanlarının karşısında müdafaa kavgasında birleşelim. İçinde bulunduğumuz zor günler bütün Müslümanları bir araya getirmelidir.”
Bu kışkırtmalar sonrasında Alevi mahalleleri ve evleri tespit edilip bazı evler işaretlenmiştir.
17 Nisan 1978 sabahı Hamit Fendoğlu’nun evine postayla gönderilen bombalı bir paketle öldürülmesiyle akşam saldırılar başlamıştır.
18 Nisan 1978 sabahı erken saatlerde kent merkezine çevre il ve ilçelerden, köylerden akın, akın insanlar gelmeye başlamış, toplanan binlerce güruh ellerinde sopalar, zincirler ve baltalarla yüzleri maskeli kişilerin yönlendirdiği şekilde saldırılarına başlamışlardır.
İntikam yeminleri ve sloganlarla kalabalığı yönlendiren maskeli kişilerin önderliğinde iş yerleri tahrip edilip yakıldıktan sonra mahallelere yönelip saldırılarına devam etmişlerdir.
20 Nisan 1978 akşamına kadar süren bu saldırılarda sekiz can katledilmiş, 20’si ağır olmak üzere 100 can yaralanmış. 100 işyeri ve konut tamamen olmak üzere toplam 960 iş yeri, konut ve araç tahrip edilmiştir.
Bu olayların devamında devletin Alevilere yönelik baskıları yoğunlaşmış. Neredeyse her gün evleri iş yerleri basılıp aramadan geçirilen bu insanlar keyfi olarak gözaltına alınıp işkencelere tutulan insanlar sonunda kendini güvende hissetmediği için yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Böylece Malatya’nın etnik, inançsal, kültürel ve siyasal yapısı ciddi bir değişime uğramıştır.”
“KATLİAM, ASİMİLASYON POLİTİKALARININ DEVAMIDIR”
Açıklamada, “Malatya Katliamı devletin yıllardır sistematik olarak uyguladığı, sürgün, yozlaştırma, inançsızlaştırma ve asimilasyon politikalarının devamıdır. Malatya Katliamı’nın 42. yılında katledilen canlarımızı saygıyla anıyoruz” denildi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.