PİRHA-DAD Adıyaman Şubesi, 59. Ape Aziz Anma Tören’in Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nca yapılmasına karşı çıkarak gitmeme kararı aldıklarını söyledi. DAD Adıyaman Şubesi Eş Başkanı Melek Ruşen, “Ape Aziz halk için çok değerli ve çok kutsal bir önderimizdir. Bu anmaya halkın rızası yoktur” diye konuştu.
59. Ape Aziz Anma Tören’in Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı tarafından yapılmasına tepkiler çığ gibi büyüyor.
Ape Aziz Anması’nın bu sene Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı tarafından yapılmasına karşı tepki gösteren Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Adıyaman Şubesi basın açıklaması yaptı.
DAD Adıyaman Şube Eş Başkanı Melek Ruşen, hiçbir Alevi kurumuna, Alevi önderlerine haber verilmeden yapılan bu anmayı kabul edenlerin yol düşkünü olduklarını söyledi.
“APE AZİZ BİR DERVİŞTİ”
Daha önceden halkın verdiği bağışlar ve lokmalarla yapılan Ape Aziz Anması’nın bu sene Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nca yapılacak olması hakkında konuşan Ruşen, Ape Aziz’in toplumdaki yerinden ve öneminden bahsetti. Ruşen, Aziz Dede için şu ifadeleri kullandı:
“Bu anmayı, Ape Aziz Derneği kendi adına halkıyla beraber yapmış olduğu bağışlarla çıralık üzerine toplayıp gerçekleştirirdi. Ape Aziz kendisi bir dervişti. Alevi toplumunun Reya Hak inancının bir önderiydi. Çıralık üzerine kurulu gelen lokmalarını halkıyla paylaşan, bir ağacı, doğayı kendine mekan kılan, insanlardan para, pul hiçbir şekilde, hiçbir rant peşinden gitmeyen biriydi. Sadece toplumuna, kendi inancına, yaşamına, inanç yaylasını bağlı olan bir insandı. Yoksa Bulam Ovası’nı terk edip gidip bir ağacın gölgesini kendine mekan kılmazdı. Halk onun elinde bir sürü kerameti birebir görmüş, yaşamış bir halkın içerisinde yaşamıştır. Bu yüzden Ape Aziz halk için çok değerli ve çok kutsal bir önderimizdir ve bu hepimiz için de böyledir.”
“BASTIKLARI AFİŞ ÜZERİNDEN DUYDUK”
Ape Aziz Anması için kimseye haber verilmediğini Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün yapacağını basılan afişlerden öğrendiklerini belirten Ruşen, şunları dile getirdi:
“Biz Demokratik Alevi Dernekleri olarak Reya Hak inancını yaşamsallaştıran ve bunun için kendi inancımızı toplumuza yaymaya çalışan bir derneğiz, bir inancız, bir yaşam felsefesini oluşturuyoruz. Şimdi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın burada, Aziz Dede Derneği üzerinde bir anma gerçekleştireceğini duyduk? Kimsenin haberi olmadan yapmış oldukları, bastıkları afiş üzerinden duyduk. Bu konuda hiçbir Alevi kurumunun, hiçbir Alevi kanat önderinin, hiç kimsenin de bu konuyla ilgili bir bilgisi olmadığını öğrendik.
Bu Aleviler üzerinde ciddi bir asimilasyon politikası var. Bu kendi inancını yarın öbür gün farkına varmadan yeni yetişen çocuklarımıza, gençlerimize Araplaştırılmış, biraz daha Şialaştırılmış, kendi özünden tamamıyla koparılmış bir inançla karşı karşıya getirecektir. Bu da biz Demokratik Alevi derneklerinde yani Reya Hak inancını savunan bütün halkta ciddi bir kırılma yaşayacaktır. Zaten yeterince asimilasyonla iç içe geçmiş zorunlu din dersleri, Alevi Kültür Cemevi Başkanlığı’nın yapmış olduğu çalışmalar var.”
“BÜTÜN İNANÇ KURUMLARININ BUNU REDDETMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Halkla beraber öncelikle topluma bu içeriğin yayıp anlatılması gerektiğini düşündüklerini belirten Ruşen, “Halk şimdi Cemevi Başkanlığı yapmış ya da başka biri yapmış demez. Halk sadece Ape Aziz’i kutsal gördüğü için, onların önderi olduğu için oraya gider; biz halkımızı tanıyoruz. Şimdi bunu halka kavratmak gerektiğini düşünüyorum, iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Onun dışında da biz zaten buna prim verilmemesi gerektiğini belirtiyoruz. Toplanan paralara, bağışlara, halkın izin vermemesi gerektiğini, tepkisiyle, oraya gitmemesiyle bütün inanç kurumlarının bunu reddetmesi gerektiğini söylüyoruz. Bizler oraya katılım sağlanmamasıyla karşı koyulacağını düşünüyoruz” diye belirtti.
“YOL DÜŞKÜNÜ OLARAK KABUL EDİYORUZ”
“Biz DAD olarak da katılım sağlamayı düşünmüyoruz” diyen Ruşen, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu anmayı kabul etmiyoruz. Bugün benim oradaki pirim yaşamış olsaydı o da aynı şeyi kabul etmeyecekti. Ben bu konuda yanlış yapanları da kendi ocaklarına havale ediyorum. Bizim gözümüzde de bizim inancımızda bunu düşkün olarak yol düşkünü olarak kabul ederiz. Yani Kültür Turizm Bakanı’nın bir görevi var. Kendi görevi inanç kurumları üzerinde çalışma yürütmek değil turistik alanlarla ilgilenmesidir. Şimdi bu inancı yok saymak bir bütün bütünüyle bir halkı yok saymaktır. O yüzden biz bunu kabul etmiyoruz. Bu yüzden bütün toplumun de buna karşı çıkması gerektiğini düşünüyoruz.”
Kamber YILDIZ/ADIYAMAN
Yoruma kapalı.