Alevi Haber Ajansi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilk tepki: Rızalığımız yoktur, Aleviliği bir inanç olarak görmüyor

PİRHA – Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı açılacağını duyurması tepkileri de beraberinde getirdi. PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, “Alevi Bektaşi Daire Başkanlığı gibi bir merkezin konulması kabul edilemez. Alevileri ve Aleviliği bir inanç olarak görmediklerinin ifadesidir” diyerek tepki gösterdi. AKD Genel Başkanı İsmet Kurt ise “Hakk, Muhammed, Ali’ diyerek bir cemevinin açılışını yapamayan bana göre çok samimi değildir” dedi. 

1585 cemevinin ziyaret edilerek talepleri dinlediklerini kaydeden Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı”nın kurulacağını duyurdu. Erdoğan ayrıca talep eden kişilere de bu kurumda kadro verileceğini söyledi.

Erdoğan ayrıca “Kuracağımız Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, muhtarlıklara, derneklere, belediyelere, federasyonlara bağlı cemevlerinin yönetimini yürütecektir. Cemevi hizmetlerinden eğitim faaliyetlerine kadar tüm çalışmalar, kamu desteği ve denetimiyle yürütülecektir. Cemevlerinin aydınlatma, içme ve kullanma suyu, bakım giderlerinin karşılanmasıyla ilgili tüm sorunlar çözülmüş olacaktır. Aynı şekilde cemevlerinde hizmetleri yürütmekten sorumlu inanç önderlerinden talep edenlere kadro verilebilecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Şahkulu Sultan Dergahı’ndaki açıklamalarına Alevi örgüt temsilcilerinden tepki gecikmedi.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Alevi Kültür Dernekleri başkanları, Erdoğan’ın açıklamalarını PİRHA’ya değerlendirdi.

“ALEVİLİĞİ BİR İNANÇ OLARAK GÖRMEDİKLERİNİN İFADESİDİR”

Erdoğan’ın açıklamalarına tepki gösteren PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, “Kimlik ve eşit yurttaşlık mücadelemiz devam edecektir” diyerek şu eleştiriyi yaptı:

“İnanç önderlerimiz, dedelerimiz, analarımız, babalarımız tarih boyunca bu hizmeti karşılık bekleyerek yapmadılar. Asla ve asla inanç önderlerimizin devletten maaş alması kabul edilemez, hatta söz konusu bile olamaz. Çünkü devletten maaş alanlar devletin memurlarıdır. İmamlar da öyledir. Devletin önüne koydukları metinleri okurlar. Devletin dilini yaratanlar devletin Aleviliğini yaratmak istiyorlar. Buna itirazımız çok açık ve sonsuzdur.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın laik bir ülkede asla yerinin olmadığını ve lağvedilmesi gerektiğini yıllardır savunan örgütlerin temsilcileriyiz. Dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lağvedilmesi şöyle dursun, bir de üstüne Alevi Bektaşi Daire Başkanlığı gibi bir merkezin konulması kabul edilemez bir durumdur. Bunu bir de Kültür Bakanlığı bünyesinde yapıyor olmaları zaten Alevileri ve Aleviliği bir başka inanç olarak görmediklerinin ifadesidir. Bir kültürel topluluk olarak ilan ettiklerini ifadesidir. Bizi tarif eden yaklaşımları devam etmektedir. Bizi bir yerlere; Muhammed’e, Kur’an’a bağlama gibi açıklama yapma hakkı yoktur. Bir tarife ihtiyacımız yoktur.

“EŞİT YURTTAŞLIK MESELESİNİ ELEKTRİK, SU PARASINA BAĞLAMAK ABSÜRT”

Eşit yurttaşlık meselesini elektrik, su parasına bağlamak gerçekten absürt bir durumdur. Biz bugüne kadar devletin, Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayırdığı bütçeyi, camilere yaptığı harcamaları, imamlara ödediği maaşı alt alta koyduğumuzda birçok bakanlığın toplam bütçesinden daha fazla bir maliyet gerektirdiğini defalarca söyledik. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Biz elektrik, su parası, beton, çimento parasıyla kimlik mücadelemizi karşı karşıya getiremeyiz. Bizim kimlik ve eşit yurttaşlık mücadelemiz devam edecektir. Taleplerimiz bellidir ve bu açıklamalar taleplerimizin hiçbirine tek bir kelime dahi dokunmamıştır.”

“EN BAŞTA BİZLERİN BU KONULARDA RIZALIĞI YOK”

AKD Genel Başkanı İsmet Kurt ise, çatı örgütleri olarak kamuoyuna paylaşılan talepler listesini açıklayarak, “Dün yaptığımız açıklamada taleplerimiz netti. Cumhurbaşkanı bugün yaptığı açıklamada zorunlu din derslerine ve cemevlerinin yasal statüsüne değinmedi” dedi.

Kurt, Alevi toplumu nezdinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın büyük bir tartışma konusu olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Alevilerin birçok sorunu var. Yani bizim taleplerimizle uzaktan yakından ilgisi yok bunların. Bir çözüm süreci olacak ama nasıl? Bunun oturup müzakere edilmesi lazım. Bunun bir akılla değil de ortak akılla yürütülmesi lazım. Bizlere de fikirlerimizin sorulduğu, neticede devletin bir yerlerine bağlanacak ama ortak akıl önemli olandır. Tekçi zihniyetin yaptığıyla doğru bir şey değil. Hiçbir kuruma fikir sormadan olmaz.

Alevi kurumları bugüne kadar kendi mücadele ve çabalarıyla yüzlerce cemevi yapmıştır. Bugün birkaç tane cemevinin temel atma töreni söz konusu. İşte onlardan bir tanesi de bize bağlı Erzincan Kemah şubemiz. Bu şubemizin temelinden bugüne kadar oradaki canlarımızın katkısı söz konusu. Son bir ay içerisinde valiliğin yaptığı 150 bin lira gibi bir yardımla o cemevi bitmedi. Açılışta da Cumhurbaşkanı kendi ağzıyla da itiraf etti, ‘buranın peyzajı falan yapılmamış’ dedi. Bir takım oldu bittilerle yapılanlar doğru değil. Oradaki şube başkanımıza baskıyla kaymakamlık, valilik aracılığıyla ‘bugün bu cemevinin açılışı yapılsın’ demek doğru şeyler değil. En başta bizlerin bu konularda rızalığı yok. ‘Hakk, Muhammed, Ali’ deyip de bir cemevinin açılışını yapamayan bana göre çok samimi değildir. ‘Ya Allah Bismillah’ deyip de, Hakk, Muhammed, Ali diyemeyen dil çok samimi değildir.”

PİRHA/ANKARA

İLGİLİ HABERLER:

-Erdoğan’dan Alevi inancıyla bağdaşmayan ‘müjde’ler; Alevi hakları yine yok!

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak