PİRHA – Cumartesi Anneleri’nin 950. hafta buluşması nedeniyle AYM’nin hak ihlali kararına rağmen açılan davanın dördüncü duruşması Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görüldü. Mahkeme, Cumartesi Anneleri hakkında suç unsurları oluşmadığından beraat kararı verdi.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini soran ve faillerin yargılanması talebiyle her cumartesi Galatasaray Meydanı’nda eylem düzenleyen Cumartesi Anneleri’nin 10 Haziran 2023 tarihinde yaptıkları 950. hafta buluşmasında gözaltına alınan 20 kişi hakkında, ‘toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu’na muhalefet’ suçundan 1.5 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın duruşmasına bugün devam edildi.
Cumartesi Anneleri’nin 950. Hafta eylemine katılan Ali Ocak, Ali Tosun, Besna Tosun, Cüneyt Yılmaz, Hanife Yıldız, Hasan Karakoç, Hatice Korkmaz, Hünkar Hüdai Yurtsever, İkbal Yarıcı, İrfan Bilgin, İsmail Yücel, Leman Yurtsever, Maside Ocak, Meryem Pars, Mikail Kırbayır, Mukaddes Şamiloğlu, Selvi Gülmez, Oya Meriç Eyüboğlu, Saime Sebla Ercan, Ümmügülsüm Aylin Tekiner hakkında “Gösteri ve Yürüyüş Kanuna muhalefet” iddiasıyla dava açılmıştı.
Davanın dördüncü duruşması, savunması alınmayan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın dinlenmesi için İstanbul Adliyesi 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Cumartesi Anneleri ve hak savunucularının yargılandığı davada daha önce beyanda bulunmayan Cüneyt Yılmaz, Oya Meriç Eyüpoğlu ve Hünkar Hüdai Yurtsever beyanda bulundu.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği(MLSA), P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu, Uluslararası Af Örgütü ve CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu duruşmayı izlemek için katıldı.
YILMAZ: HERHANGİ BİR SUÇLAMA KABUL ETMİYORUM
İlk olarak Cüneyt Yılmaz savunmasını yaptı. Yılmaz, “Herhangi bir suçlama kabul etmiyorum. Cumartesi Anneleri her hafta devam eden bir eylemdir. Ben de zaman zaman gidiyorum. Yakınlarını kaybeden insanlara destek amacıyla gidiyorum. Bize o gün herhangi bir uyarı yapılmadan gözaltına alındık” dedi.
YURTSEVER: HAKKIMIZI ENGELLEYENLERDEN ŞİKAYETÇİYİM
Hünkar Hüdai Yurtsever de savunmasında “Hiçbir uyarı ve belge gösterilmeden dağılmamıza dahi izin verilmeden bazı haftalar ters kelepçeyle bazı haftalar işkenceyle gözaltına alındık. Bizi “Bu emri nereden aldınız, neden bu eyleme katıldınız” diyerek akla hayale sığmayacak şekilde ifade almaya zorladılar. Bu bizim yasal hakkımız, bu hakkımızı engelleyenlerden de şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.
EYÜPOĞLU: POLİSLER, YASAK KARARINI TEBLİĞ ETMEDEN GÖZALTI YAPIYORLAR
Oya Meriç Eyüpoğlu ise savunmasında şunları söyledi:
“Ben avukatım ama Cumartesi Anneleri eylemlerine 1995’ten beri katılıyorum. Cumartesi Anneleri eylemi en uzun süren sivil itaatsizlik eylemidir. Bir sefer değil çok fazla gözaltına alındım. Ben bu 29 hafta içinde toplam 5 kere alındım. Keşke her hafta gidebilseydim. O kadar keyfi uygulamalarla karşı karşıyayiz ki, 700’ncü hafta eylemi için Anayasa’nın 3 kere hak ihlali kararı var. Ona rağmen gözaltı yapılıyor. Bu şöyle oluyor: İstiklal’den çıkarken etrafımız polislerle sarılıyor. Bize teorik olarak yasaklama kararından söz ediliyor, biz de kararı göster diyoruz ama yasak kararını tebliğ etmiyorlar biz de tamam diyoruz. Sert bir gözaltıydı. Otobüsten indirmeden bırakıyorlar. Yaptıkları şey suç çünkü. Buna rağmen kendimiz araca yürüyerek bindiğimiz halde ters kelepçe takılarak araca bindirildik. 3 tane Anayasa Mahkemesi kararı var. Buna rağmen keyfi yasaklama yapılıyor. Gerçekten soruyorum biz niye buradayız? Tüm bunlarla ilgili şikayetlerimize rağmen herhangi bir işlem yapılmadı.”
Esas hakkındaki mütaalasını sunan savcı, toplantı kanuna aykırı olsa da suçun tüm unsurları oluşmadığından tüm sanıklar hakkında beraat istedi.
EREN KESKİN: BU YARGILAMANIN ÇOK ÖNCEDEN BİTİRİLMESİ GEREKİRDİ
Avukat Eren Keskin, yaptığı savunmada “Savcı beyin mütalaası hakkında istemeyerek de olsa beraat talep ediyoruz gibi bir anlam çıkardım. Biz her zaman yargının bağımsız olmadığını savunduk. Şu anda savcı beyin verdiği mütalaada tamamen devletin uyguladığı güvenlikçi politikaların yansımasıdır. Aslında bizim ifade özgürlüğümüz yasaklanıyor. Bu ne 2911 Sayılı Kanun kapsamına giriyor ne de suç teşkil ediyor. Bu yargılamanın çok önceden derhal bitirilmesi gerekirdi” dedi.
AV. KARTAL: EYLEM SUÇ OLUŞTURMUYOR
Avukat Mehmet Kartal da “Savcılık makamının mütalaasına baktığımızda toplantının kanuna aykırı olmadığını söylemekten kaçınmakta. Böyle bir mütalaa evet doğrudur ama gerekçesi kabul edilebilir değil. Anayasa Mahkemesi kararları gözetilerek bu eylemin suç oluşturmadığı teşkil etmektedir ve bu sebeple kararın verilmesini talep ediyoruz” ddiye belirtti.
Avukat Jiyan Tosun ise mütalaanın gerekçesini kabul etmediklerini belirterek mahkemeye İstanbul 14. İdare Mahkemesi’nin Beyoğlu Kaymakamlığı hakkındaki işlemin iptali kararını sundu.
AV. ÇELİK: MÜTALAANIN GEREKÇESİNİ KABUL ETMİYORUZ
Avukat Murat Çelik, savcının mütalaasını dinleyince üzüldüğünü ifade etti. Çelik, “Böyle bir iddianamenin kabul edilmemesi gerekir. Sizin mahkemeniz tarafından kabul edildi ve 4 duruşmadır sürüyor. Hukuk bilgisi olan ve vicdanıyla hareket eden birisi bu gerekçeyle beraat kararı istemez. Bu davanın hiç açılmaması gerekiyordu” dedi.
SAVCI VE AV. MURAT ÇELİK ARASINDA ‘VİCDANSIZ’ TARTIŞMASI
Avukat Murat Çelik’in savunmasının ardından Savcı, Çelik’e “Bana vicdansız diyemezsin. Kimse burada Türk milletinin savcısına, hakimine vicdansız diyemez” dedi. Avukat Çelik’in itiraz etmesinin ardından duruşma salonu boşaltıldı.
Avukatlar verilen aranın ardından savunma yaparak Savcılığın mütaalasının gerekçesine katılmayarak Cumartesi Anneleri’nin beraatini talep etti.
Mahkeme, suç unsurları oluşmadığından Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın beraatine karar verdi.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.