PİRHA – Cumartesi Anneleri 641. haftada İbrahim Çelik ve Edip Çelik’in mezar yerlerinin açıklanması talebiyle Galatasaray Meydanında bir araya geldi. Eylemde tüm gözaltında kaybedilenler ve ‘herkes’ için adalet istendi.
Haberin Videosu
Cumartesi Anneleri eyleminin 641. haftasında, 10 Temmuz 1994’te Batman’ın Soğuksu Mezrası’nda evlerine yapılan baskın sonucu yer gösterme bahanesiyle evinden alınan İbrahim Çelik ve babasını yalnız bırakmamak için peşlerinden giden oğlu Edip Çelik’in akıbetinin açıklanmasını istedi.
Eylemde açılan “Failler belli kayıplar nerede” pankartının üzerine kayıpların fotoğrafları, kırmızı karanfiller ve barışı temsilen beyaz tülbentler kondu.
Açlık grevinde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Sehim Özakça’ya yaşatılan insanlık dışı müdahaleye derhal son verilmesi ve serbest bırakılmaları istendi.
“ADALET SADECE MALTEPE İLE SINIRLI KALMASIN”
Eylemde ilk konuşmayı yapan Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız sadece Cumartesi günleri burada oturmadığını zamanı el verdikçe davalara da katıldığını söyledi. Adaletin öncelikle Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için gerekli olduğunu kaydeden Yıldız, “Bizler 23 gündür değil 22 yıldır adalet istiyoruz. Hepimiz için adalet istiyoruz. Adalet sadece Maltepe ile sınırlı kalmasın” dedi.
“İKTİDAR İNSAN HAKLARI MÜCADELESİNİN MEŞRULUĞUNU KIRMAYA ÇALIŞIYOR”
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, içinde bulunulan koşullarda insan hakları savunucularının güvenliğiyle ilgili bir toplantı düzenlemek istediklerini ancak kendilerinin katılamadıkları bu toplantıda insan hakları örgütlerinin temsilcilerinin göz altına alınmasına dikkat çekti. Daha önce İHD’ye yapılan baskıları hatırlatan Yoleri, adı konmayan bir silahlı terör örgütü üyeliği suçlaması yaptıklarını, insan hakları mücadelesinin meşruluğunu kırmaya çalıştıklarını ifade etti. Televizyonların, radyoların, gazetelerin, gazetecilerin, akademisyenlerin kapatıldığı bu dönemde sadece insan hakları savunucularının sesinin çıktığını söyleyen Yoleri, iktidarın bundan rahatsız olduğunu belirtti. Yoleri “İnsan hakları mücadelesi sonlandırılamaz” dedi.
“BEN BİR CUMARTESİ ÇOCUĞUYUM”
İbrahim Çelik’in eşi ve Edip Çelik’in annesi Merse Çelik rahatsız olduğu için mücadelesini sürdüren kızı Feryal Çelik’in mektubu okundu. Feryal Çelik mektupta şunları belirtti:
“Ben Galatasaray’ı mesken tutmuş bir kayıp yakınıyım. Cumartesi günleri Galatasaray’da ‘Babam nerede?’ diyen bir cumartesi çocuğu, ‘Kardeşim nerede?’ diyen bir cumartesi kardeşiyim… Bizi mezarsızlığa mahkum edenlerden davacıyız. Adalet istiyoruz. Barış istiyoruz. Anne-babalar evlatsız, evlatlar anne-babasız kalmasın istiyoruz.”
“KARANLIĞI AŞMANIN TEK YOLU HERKES İÇİN ADALET DEMEKTİR”
Haftanın basın metnini cumartesi insanlarından Beyza Üstün okudu. Üstün “Türkiye’de insan hakları, hukukun üstünlüğü, adalet ve barış gibi evrensel insanlık değerlerinin ‘yok hükmünde’ sayıldığı karanlık bir süreç yaşanıyor” şeklinde konuştu. Üstün karanlığı aşmanın tek yolunun “Herkes için hak ve özgürlük, herkes için adalet” demekten geçtiğini belirtti. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.