Alevi Haber Ajansi

Cumartesi Anneleri, Kulp’ta gözaltında kaybedilen 11 köylü için adalet istedi – VİDEO

PİRHA – Cumartesi Anneleri’nin 1020. Hafta eyleminde 31 yıl önce Kulp’ta gözaltında kaybedilen 11 köylü için adalet istendi. Açıklamada, “11 köylünün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili 31 yıldır devam eden cezasızlığa son verilmesini; maddi gerçeğin açığa çıkartılarak bu suçtan sorumlu olanların cezalandırılmasını talep ediyoruz” denildi.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle başlattıkları ve Türkiye’nin en uzun soluklu eylemi olan Cumartesi Anneleri’nin mücadelesi, 1020’inci haftada devam etti. Galatasaray Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında, 31 yıl önce Kulp’ta gözaltında kaybedilen 11 köylü için adalet istendi. 1020’inci hafta buluşmasının basın açıklamasını, Cumartesi İnsanlarından Nuray çevirmen okudu.

“11 KÖYLÜDEN BİR DAHA HABER ALINAMADI”

Açıklamada şunlara yer verildi:

“1020’inci haftamızda, Türkiye’de yargının nasıl işlediğine, cezasızlığın nasıl ilmek ilmek örüldüğüne dair Kulp’ta gözaltında kaybedilen 11 köylünün dosyasını kamuoyu ile paylaşıyoruz.

8 Ekim -25 Ekim 1993 tarihleri arasında General Yavuz Ertürk Komutasındaki Bolu Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonda Kulp ve Muş’a bağlı dağınık köy ve mezralardan çok sayıda köylü gözaltına alındı. Askerlerin konuşlandığı Kulp Alaca köyü yakınlarındaki alana götürülen köylüler iki hafta kadar süren operasyon boyunca burada tutuldu. Bu süre içinde aileleri onlara yiyecek götürdü. Köylülerden bazıları süreç içinde serbest bırakıldı. Operasyonun son gününe kadar tutulan 11 köylüden ise bir daha haber alınamadı.

“BAŞVURULARDAN BİR SONUÇ ALINAMADI”

Aileler, tüm ilgili mercilere yaptıkları başvurulardan bir sonuç alamadı. Diyarbakır DGM Başsavcılığı etkin bir soruşturma yapmadan 29 Nisan 1997 tarihinde dosyada takipsizlik kararı verdi. Oysa AİHM, 31 Mayıs 2001 tarihli kararında Türkiye’yi 11 kayıp kişinin ölümünden sorumlu olduğu ve etkili bir soruşturma yürütmediği için mahkûm etti. ( Başvuru No:23954/94)

“KEMİKLERİN KAYBEDİLEN KÖYLÜLERE AİT OLDUĞU KESİNLEŞTİ”

Uzun süre boyunca yasak bölge ilan edilen Kepir mezrasında 2004 yılında insan kemikleri bulundu. Ailelerin ve İHD’nin çabaları sonucunda söz konusu kemikler Kulp Cumhuriyet Savcılığı tarafından İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Kimliklendirme çalışması sonucunda kemiklerin kaybedilen köylülere ait olduğu kesinleşti. Yapılan başvuru üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu iddiaları yerinde inceledi. Hazırladığı raporun sonuç bölümünde “Komisyonumuz Bolu Komando Tugayı’nın düzenlemiş olduğu operasyon sırasında kimi kişilerin gözaltına alındığına ve daha sonra kaybolduklarına kanaat getirmiştir.” denildi.

“AİLELER AYNI YIL ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURDU”

Ailelerin ısrarlı başvuruları sonucunda 2013 yılında yeniden açılan soruşturmada Diyarbakır Savcılığı’nın düzenlediği iddianame mahkeme tarafından kabul edildi ve Tuğgeneral Yavuz Ertürk hakkında 11 kez müebbet ve 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ancak köylülere ait kalıntıların bir toplu mezarda bulunmasına, AİHM’in mahkumiyet kararına, TBMM Raporuna rağmen Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 19 Eylül 2018 tarihinde sanığın beraati ile sonuçlandı. Ailelerin istinaf başvuruları reddedildi. Bunun üzerine aileler temyiz talebiyle Yargıtay’a başvurdu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, inceleme tamamlanmadan, evrensel hukuku yok sayarak 19 Mart 2024 tarihinde dosyada zamanaşımından düşme kararı verdi. Aileler, aynı yıl Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

“SUÇTAN SORUMLU OLANLARIN CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ”

1020’inci haftamızda 11 köylünün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili 31 yıldır devam eden cezasızlığa son verilmesini; maddi gerçeğin açığa çıkartılarak bu suçtan sorumlu olanların cezalandırılmasını talep ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Mehmet Salih Akdeniz, Celi Aziz Aydoğdu, Behçet Tutuş, Mehmet Şerif Avar, Hasan Avar, Bahri Şimşek, Mehmet Şah Atala, Turan Demir, Abdo Yamuk, Nusreddin Yerlikaya, Ümit Taş için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

“GENZİMİZİ YAKARAK HAYKIRIYORUZ, HESAP SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Gözaltında kaybedilen 11 köylüden biri olan Mehmet Salih Akdeniz’in yeğeni Fırat Akdeniz de açıklama sonrası şunları söyledi:

“Bir insana yapabileceğiniz en büyük kötülük, kaybetme stratejisini uygulayarak ona kaybetme acısını yaşatmaktır. Biz de bir mezar taşımız olsun istiyoruz. Maalesef Pembe Akdeniz, amcamin eşi de bu dünyada ona kavuşmadan gözü açık bir şekilde gitti. Onun ahı da hepimizin üzerinde. Bir kez daha Galatasaray Meydanı’nda genzimizi yakarak haykırıyoruz. Değil 30 yıl, 300 yıl, 3000 yıl da geçse kayıplarımızı aramaktan failleri ortaya çıkarıp hesap sormaktan vazgeçmeyeceğiz.”

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak