Alevi Haber Ajansi

Cumartesi Anneleri, Kenan Bilgin’in akıbetini sordu – VİDEO

PİRHA-Cumartesi Anneleri, 30 yıl önce gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in akıbetinin açığa çıkarılması için etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini talep etti.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle başlattıkları eylemin 1015. haftasında Cumartesi Anneleri, 30 yıl önce gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin için adalet istedi.

  1. hafta buluşmasının basın açıklamasını İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi Sebla Arcan okudu.

“ANKARA EMNİYETİ GÖZALTINA ALINDIĞINI İNKAR ETTİ”

105. haftada AİHM’in oybirliği ile mahkumiyet kararı vermiş olmasına rağmen iç hukukta hiçbir sonuç alınamayan Kenan Bilgin dosyası ile bir kez daha kamuoyu karşısında olduklarını belirten Arcan, açıklamanın devamında şunları ifade etti:

“35 yaşındaki Kenan Bilgin, 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen’deki bir otobüs durağından gözaltına alınarak Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Ailesi, avukatları ve İnsan Hakları Derneği Kenan Bilgin’e ulaşmak için girişimlerde bulundu ancak Ankara Emniyeti onun gözaltına alındığını inkar etti. Bunun üzerine onbir tanık Kenan Bilgin’i şubede işkencede gördüklerini kamuoyuna açıkladı.

“CUMHURİYET BAŞSAVCISI KEMALOĞLU’NUN GÖREVİNİ YAPMASI ENGELLENDİ”

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Bilgin Ailesi, Kenan’ın bulunmasını istedi. Kenan’ı bulmak, faillere ulaşmak için girişimlerde bulunan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Selahattin Kemaloğlu’nun görevini yapması engellendi ve Ankara’dan sürüldü. Soruşturmayı devralan Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Özden Tönük, ailenin ve tanıkların başvuruları ile ilgili gerekli girişimlerde bulunmadı. Tanık Ö.A ve M.Y. “Kenan Bilgin’i hücreden alıp götüren polisleri teşhis edebileceklerini” söylemelerine rağmen bu konuda hiçbir şey yapmadı. Sonrasında terfi ederek tanıkların, polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialarda bulunduğunu içeren 3 sayfalık bir rapor yazarak dosyayı kapattı. Raporun gerçeği yansıtmadığı AİHM kayıtlarına geçtikten sonra da terfi ederek Yargıtay Üyesi oldu.

“HİÇBİR SONUÇ ALINAMADI”

İç hukukta sonuç alınamayınca aile AİHM’e başvurdu. AİHM yargıçları Ankara’ya gelerek araştırma ve incelemelerde bulundu. Tanıkları, savcıları, polis yetkililerini dinledi. Kenan Bilgin’in tutulduğu gözaltı merkezine giderek tanık beyanlarının mekansal uyumunu kontrol etti. Mahkeme, Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994 tarihinde güvenlik güçlerince gözaltına alındığını; kendisinin 3 Ekim 1994 tarihine kadar güvenlik güçlerinin elinde bulunduğunu; ancak bu konuda hiçbir kaydın tutulmadığını tespit ederek, Türkiye’yi oybirliği ile mahkûm etti. ( 17.07.2001 BN:25659/94) AİHM, Bilgin Ailesi’nin iddialarının hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar açık olduğunu belirtmesine rağmen, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı “Kenan Bilgin’in Ankara Emniyeti’ne bağlı nezarethanelerden birine alındığına dair hiçbir veriye ulaşılamamıştır” dedi ve dosyada zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Karara yapılan itirazlar da reddedildi. Kısacası iç hukukta mevcut tüm hukuki yollar kullanıldığı halde hiçbir sonuç alınamadı.

“AİHM KARARLARI DİKKATE ALINMAK ZORUNDADIR”

Oysa Türkiye, hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf bir ülke olarak hem de Anayasa’nın 90. maddesi gereği AİHM kararlarını tam olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Yargı makamları AİHM kararlarını dikkate almak zorundadır. 1015.  haftamızda Kenan Bilgin’in akıbetinin açığa çıkartılması ve işlenen bu insanlığa karşı suçun bilinen şüphelileri hakkında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi talebimizi yineliyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Kenan Bilgin için, tüm kayıplarımız  için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, vazgeçmeyeceğiz.”

BİLGİN: BU UTANCI BU BARİYERLERİ KALDIRIN

Açıklama sonrasında söz alan Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, şunları söyledi:

“Kenan’ın hikayesi anlatıldı. Onlar kendini bilmez insanlar tarafından gözaltına alınıp kaybedilen olaylar değildir. Bunlar devletin bir politikası olarak hayat bulmuş devletin en başındakiler bunu örgütleyip işkence hevesli polislere bu talimatlar verilmiş işkence yapan polisler de bu insanları ortadan kaldırmıştır. Biz şunu söylüyoruz ne yaparsanız yapın bu insanlar bizim gururumuz, onurumuz, şerefimizdir. Biz onlarla guru duyuyoruz, onların düşündüklerini düşünüyoruz, yapmak istediklerini yapmaya çalışıyoruz. Siz ise şu arkadaki bariyerlerle utanın. Bu utancı kaldırın, bu bariyerleri kaldırın.”

Cumartesi Anneleri’nin eylemi, Galatasaray Meydanı’na karanfillerin bırakılmasıyla son buldu.

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak