1991 yılında gözaltında kaybedilen İbrahim Demir ve Agit Akipa dosyasının 30 yıl sonra failleri korumak amacıyla zaman aşımı bahanesiyle kapatıldığını hatırlatan çocukları, kayıp yakınlarının adalet mücadelesi ve direnişinin sahiplenilmesini istedi. Cumartesi Anneleri 871. hafta açıklamasında da yetkililere sorumlulukları hatırlatıldı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri 871. hafta eylemlerini sosyal medyadan gerçekleştirdi. 871. hafta açıklamalarında demokratik devletlerin, bireylerin haklarını etkin bir adalet sistemi ile korumakla görevli olduğunu belirten Cumartesi Anneleri, 30 yıl önce öldürülen Agit Akipa ve İbrahim Demir için adalet istedi.
“KAYIP YAKINLARININ DİRENİŞİ TOPLUM TARAFINDAN SAHİPLENİLMELİ”
İlk olarak 12 Aralık 1991’de kaybedilen Agit Akipa’nın çocukları Suzan ve Fehmi Akipa seslendi. Suzan Akipa, kayıplar mücadelesi yürütenlerin yaşadığı acının başta olmak üzeri toplumsal hafıza açısından ilk günkü tazeliğini koruduğuna dikkat çekti. Faillerin yargılanmadığı gibi tespit dahi edilecek bir soruşturma yürütülmediğini dile getiren Akipa, toplumsal adalet karşısında hiçbir anlam ifade etmemesi gereken zaman aşımı gerekçe gösterilerek kayıp dosyalarının cezasız bırakılmasının tek nedeninin faili meçhullerin üstünü örtmek amaçlı olduğunu kaydetti.
Akipa, “Cumartesi Annelerinin hakikat arayışı ve talepleri demokrasi yolundaki en büyük adımlardan biridir. Bu direniş geleneği toplum tarafından sahiplenmeli” dedi.
“YILMADAN ADALETİ ARAYACAĞIZ”
Fehmi Akipa ise 30 yıl geçmesine rağmen adaletin peşinde koştuklarını ve katilleri tanıdıklarını kaydederek, “Gözle görülen her insanın bildiği bir şey vardır ki o dönemde katledilen herkesin katili belliydi. Ama ne yazık ki adaleti olmayan Türkiye’de adalet peşinde koşmaya devam edeceğiz; usanmadan, yılmadan adaletimizi arayacağız” diye konuştu.
“3 BİN YIL DA GEÇSE VAZGEÇMEYECEĞİZ”
İbrahim Demir’in oğlu Metin Demir ise katliamın hemen ardından katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin girişimiyle adalet mücadelesine başladıklarını anımsattı. Demir, “Rahmetli Tahir Elçi 2015’te katledildikten sonra 2017’de davamız AİHM’de zaman aşımı dolayısıyla reddedildi. 30 yıldır davamızın peşindeyiz, üç bin yıl da geçse davanın takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.
“DEMİR VE AKİPA DOSYASINI ADİL BİR ÇÖZÜME KAVUŞTURUN”
Basın metnini Murat Aslan’ın kardeşi Fatma Aslan okudu. Aslan, 871. hafta açıklamasında bir kez daha yetkililere seslendi ve Demir ve Akipa dosyasının hakkaniyete uygun, adil bir çözüme kavuşturulmasını istedi. Aslan, “Kaç yıl geçerse geçsin İbrahim Demir ve Agit Akipa için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan172 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
NE OLMUŞTU?
36 yaşındaki İbrahim Demir ve 39 yaşındaki Agit Akipa, Şırnak’ın İdil İlçesi’ne bağlı Çukurlu Köyü’nde yaşıyordu. Agit Akipa aynı zamanda köyün muhtarıydı. Köylüler üzerinde ağır bir koruculaştırma baskısı vardı. Köye giriş ve çıkışlar asker kontrolü altındaydı. Köy okulu karakol haline getirilmiş, bazı köylülerin evlerine el konularak askerler yerleştirilmişti.
İbrahim Demir ve Agit Akipa, askerlerin okulu ve evleri boşaltmaları için önce Kaymakamlığa ardından İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. Başvurudan sonra üzerlerindeki baskı daha da arttı.
12 Aralık 1991 tarihinde İbrahim Demir ve Agit Akipa İdil’deki bir siyasi cinayet taziyesinden evlerine dönmek için köylülerle birlikte traktöre bindiler. Traktör yolda askerler tarafından durduruldu. İbrahim Demir ve Agit Akipa Dargeçit Anıtlı Tabur Komutanlığı’na bağlı Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı ve askerleri tarafından gözaltına alındı.
Jandarma karakoluna giden ailelere, Karakol Komutanı “Onları hiç görmedik” dedi. Bir asker gizlice aileleri “mağaralara gidin” diye yönlendirdi. Aileler köylülerle birlikte askerin işaret ettiği bölgeyi karış karış aradı. 13 Aralık 1991 tarihinde girişi taşla örülerek kapatılmış bir mağarada, kayıpların işkence görmüş, gözleri ve elleri bağlanmış haldeki cansız bedenlerine ulaşıldı.
Olay hakkında başlatılan soruşturmada İdil Cumhuriyet Başsavcılığı Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı Üsteğmen ve ilgili er ve erbaşların “adam öldürme” suçundan şüpheli olduğuna kanaat getirdi. Bunun üzerine 18 Aralık 1991 tarihinde soruşturma açma izni almak için dosyayı Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu’na gönderdi. Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu 20 Mayıs 1992 tarihinde “men’i muhakeme” kararı verdi.
2011 yılında aileler avukatları Tahir Elçi aracılığıyla İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’na tekrar başvuruda bulundu. Yeni bir soruşturma başlatan Savcılık dosyaya ulaşmak için ilgili kurumlara başvurdu. Ancak bütün kurumlar arşivlerinde herhangi bir dosya, bilgi veya belgeye rastlamadıklarını bildirdi. Bunun üzerine İdil Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı kaybeden Dargeçit Kaymakamlığı görevlileri hakkında “görevi kötüye kullanmak”tan soruşturma başlattı. Ancak yürütülen soruşturmalardan bir sonuç alınmadı. Sonuçta dosya zaman aşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.