PİRHA- İstanbul’da Cumartesi Anneleri, 713’üncü haftada Hayrettin Eren’in akıbetini sordu. Eylemde, Eren’in kardeşi İkbal Eren, “Devleti ikiyüzlü politikalardan vazgeçmeye çağırıyorum” dedi. Yapılan açıklamada ise Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçilmeyeceği vurgusu yapıldı.
İstanbul Taksim’de Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirilmesi 700’üncü haftadan bu yana yasaklanan Cumartesi Anneleri’nin basın açıklaması, bu hafta da İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde yapıldı.
Eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, HDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katılarak destek verdi.
Eylemde bu hafta 21 Kasım 1980 tarihinde İstanbul Saraçhane’de gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Hayrettin Eren’in akıbeti soruldu.
Cumartesi Anneleri adına açıklamayı Sebla Arcan okudu.
Açıklamada, Eren’in gözaltına alındıktan sonraki süreçleri ve tanık beyanları aktarılarak, “Gayrettepe Siyasi Şube’de kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbetini açığa çıkartacak, onu kaybedenlerin cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir soruşturma ve yargılama başlatılması için yargı makamlarını göreve çağırıyoruz” denildi.
Açıklama, “Hakikat ve adalet talebimiz gerçekleşinceye kadar kayıplarımı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” ifadeleriyle son buldu.
“DEVLETİ İKİYÜZLÜ POLİTİKALARDAN VAZGEÇMEYE ÇAĞIRIYORUM”
Açıklamanın ardından Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren söz aldı. Eren, annesinin mesajı olduğunu belirterek, “Cumartesi Anneleri’ne, Cumartesi İnsanları’na ve basın mensuplarına sevgilerini iletti.” dedi.
“Devleti ikiyüzlü politikalardan vazgeçmeye çağırıyorum.” diyen Eren şunları söyledi:
“38 yıl önce biz Hayrettin Eren’i Gayrettepe’de kaybettik. Faillerinden hesap sormak için 38 yıldır sesimizi yükseltiyoruz. Devlet Suudi Arabistan konsolosluğunda kaybedilen Cemal Kaşıkçı’nın failini yargılamak istiyor, akıbetini soruyor, bu çok insani bir şey, olması gereken de bir şey. 38 yıl kaybettiklerimizin akıbetini sorduğumuz için terörist ilan edildik. O zaman ya devlet teröristlik yapıyor ya da biz insanlık yapıyoruz.”
“Bu meydanda büyüyen bir çocuk şunu söylemiş; o da dayısını kaybetmiş, katledilmiş Metin Göktepe’nin yeğeni. Annesine şunu söylemiş: Kaybedilen bir şey aranır ve bulunur, bu nasıl bir şey, insan nasıl kaybedilir ve bulunmaz. En saf şekliyle soruyor. Bunun üzerine söylenecek bir şey yok. Bizim farkımız, arıyoruz ama bulamıyoruz.”
“İHD BİZİM EVİMİZ, GALATASARAY MEZARIMIZ”
İkbal Eren’in ardından Faruk Eren konuştu. Eren, 38 yıl önce kaybedilen abisi için 23 yıl Galatasaray Meydanı’nda mücadele ettiklerini belirtti ve “Bizi buraya sıkıştırdılar ama şunu bilmiyorlar, yüzlerce kaybımız yüreğimize sıkışmış durumda, asla sökemeyecekler; bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz.” dedi.
Eren konuşmasına şöyle devam etti:
“İHD bizim evimiz, Galatasaray mezarımız. Ne evimizden ne mezarımızdan ne de mezar arayışımızdan vazgeçmeyeceğiz. İnsan hakları ihlalleriyle mücadele etmeye devam edeceğiz. Bunu hem kendimiz için hem de gelecek kuşaklar için yapacağız.”
KIRBAYIR: BİZİ İHD’NİN KAPISINA SIKIŞTIRAN 12 EYLÜL ZİHNİYETİ
Eren’in ardından söz alan Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır şunları söyledi:
“Hayrettin Eren 38 yıl önce 12 Eylül cuntacıları tarafından katledildi. Hayrettin Eren ve Hayrettin Erenler bu coğrafyada yaşayan insanlara doğruyu güzel olanı yaşatmak için yola çıkmışlardı ama 12 Eylül zihniyetiyle yolları kesildi. 23 yıldır Galatasaray’da Hayrettin Eren belirsizliğini belirliye çevirmek için aynı zihniyet yolumuzu kesti, şimdi İnsan Hakları Derneğinin kapısında kamuoyuna sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.”
Eylem, kayıp Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız’ın, “Ey saray başı, biz çocuklarımızı arıyoruz, çek polisini buradan, aç meydanımızı!” feryadıyla son buldu.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.