Alevi Haber Ajansi

Cumartesi Anneleri: Güzel Annenin emanet ettiği mücadeleden vazgeçmeyeceğiz-VİDEO

PİRHA – 652. haftada 1994 yılında gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin dosyasını gündeme getiren Cumartesi Anneleri geçtiğimiz günlerde Hakk’a yürüyen Güzel Şahin Anayı da unutmadı. Eylemde konuşan Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, 22 yıldır bu meydanda birçok anneyi kaybettiklerini belirterek, “Adaletin olmadığı adalet saraylarından adalet bekledik.” dedi. 

Haberin Videosu

Cumartesi anneleri eyleminin 652. haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen kayıp yakınları 1994 yılında Ankara/Dikmen’de gözaltına alınarak kaybedilen Kenan Bilgin dosyasında adalet talebinde bulundular.

“ON BİNLERCE ANANIN SESİ OLDUN”

Eylemde ilk olarak Barış Annelerinin Güzel Şahin için gönderdikleri mesaj okundu. “Yaşamı boyunca adı gibi güzel ve kocaman yüreğiyle hiç kimseyi ayırmadan, kayırmadan, ötekileştirmeden Türk’ün, Laz’ın, Çerkes’in, Arap’ın, Roman’ın, Kürt’ün, Ermeni’nin, Alevinin, Sünninin acısını yüreğinde hissederek on binlerce ananın sesi oldun. Zalimlerin öncelikle biz kadınlara ve analara mutlaka hesap vereceklerine insanlığın bu zihniyet sahiplerini tarih sahnesinden sileceğine olan inancı hep diri tutarak mücadeleni sürdürdün… Mücadele mirasını öncelikle öncelikle biz kadınlar ve analara devrederek aramızdan ayrıldın. Sana söz veriyoruz; barış, adalet ve özgürlük tüm dünyada hakim oluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.”

“YOL GÖSTERİCİ OLDU”

Ardından Güzle Şahin için Kandıra F Tipi Hapishanesinde tutuklu bulunan kadın siyasetçiler Sebahat Tuncel ve Figen Yüksekdağ’ın mesajları okundu. Sabahat Tuncel mesajında Hatun Tuğluk’un cenazesine yapılan ırkçı saldırıya da değinerek şunları belirtti: “Hatun annenin cenazesine yapılan ırkçı saldırı nedeniyle büyük bir öfke yaşarken, acımız tazeyken Güzel Annenin vefatını öğrendik. Güzel Anne haksızlığa, zulme ve faşizme karşı mücadelenin en ön saflarında yüreği özgürlük sevdasıyla olan anne yol gösterici oldu. Hatun Anneye ve Güzel Anneye sözümüz özgürlük ve demokrasi olacaktır.”

“EMANET ETTİĞİ MÜCADELE BAYRAĞINI ZAFERE TAŞIYACAĞIZ”

Figen Yüksekdağ ise mesajında Güzel Annenin bütün hak savunucularının annesi olduğunu vurgulayarak şunları ifade etti: “Bütün hak savunucularının, devrimcilerin, yurtseverlerin eylem arkadaşı olan o güzel kadını selamlıyorum. Kadın siyasi tutsaklar olarak O’nun direnişini büyütecek bizlere emanet ettiği mücadele bayrağını zafere taşıyacağız.”

“O BU MEYDANIN ANNESİ”

Kayıp yakınları adına konuşan Ahmet Cihan, bugün bu meydanın Güzel Annesiz hüzünlü olduğunu belirterek “Bu meydan öksüz değil ama Güzel Annesiz öksüz. Güzel Anneyi devrimci, demokrat herkes bilir. Hereksin annesi Güzel Annesiz bu meydan hakikaten hüzünlü.” dedi. o 30 yaşındaki Süleyman’ın annesi. Güzel Anne bu meydanın annesi. Ben annemi kaybettim ve onu bir daha göremeyeceğim. Güzel Annesiz bu meydan öksüz kalacak” diyen Cihan, Güzel Anneden önce de bu meydanda birçok anneyi kaybettiklerini belirterek hükumete şöyle seslendi: “Vicdanınız kurusun. Daha kaç anneyi kaybedeceğiz.”

“ADALETİN OLMADIĞI ADALET SARAYLARINDAN ADALET BEKLEDİK”

Cihan’ın ardından konuşan Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, bu meydanda oturdukları 22 yıl boyunca birçok anneyi, babayı kaybettiklerini belirterek Güzel Annenin onlara çok şey öğrettiğini kaydetti. 22 yıldır gözaltında kayıpların son bulması için bu meydanda oturduklarını söyleyen Bilgin, “Adaletin olmadığı adalet saraylarından adalet bekledik.” dedi.

“NE ARIYORDUNUZ DA BULAMADINIZ”

Kenan Bilgin’in dosyasına ilişkin bilgi veren İrfan Bilgin, tanık ifadelerine rağmen iç hukukta dava bile açılmadığını, dosyayı AİHM’e taşıdıklarını ve AİHM’in Türkiye’yi mahkum ettiğini kaydetti. Adalet Bakanlığının dosyada dava açmaya yetecek herhangi bir delil bulamadıklarını söylediğini belirten Bilgin, “Adalet Bakanına soruyorum. Ne arıyordunuz da bulamadınız. 12 tane insanın tanıklığı var orada. Kaybedilen insanlar kendini bilmeyen memurların kaybettiği insanlar değil. Devlet emriyle katledildiler. Alttan yukarıya doğru çıkan olaylardır bu olaylar. Gün gelecek gün yüzüne çıkarılacak bunlar. Bu insanları unutturmayacağız. Bu insanlar bizim gururumuz. Mücadelelerini devam ettireceğiz.” şeklinde konuştu.

“O HALKIN ANASIYDI”

Bilgin’in ardından konuşan gözaltı kayıplarından Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, “Adıyla güzel, kendi güzel, yüreği güzel ananın şahsında tüm annelerimizi anıyorum.” dedi. Güzel Annenin sadece kendi çocuklarının annesi olmadığını söyleyen Yıldız, “O anaların da anası oldu. O benim de anam, o halkın anasıydı. Ben anadan yetim kaldım, babadan yetim kaldım, evlattan yetim kaldım ama arkadaştan yetim kalacağımı hiç düşünmedim. Ana sen merak etme. Senin o havada olan yumruğunu hiç indirmeyeceğim.” şeklinde ifade etti.

Basın  metnini cumartesi insanlarından Meryem Göktepe okudu. Göktepe, herkesin davasının sadece hukuki esaslar gözetilerek hiçbir etki altında kalmaksızın karara bağlanması hakkına sahip olduğunu vurgulayarak Kenan Bilgin dosyasına ilişkin şu bilgileri verdi:

“KENAN BİLGİN DOSYASINDA ETKİN BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ”

“35 yaşındaki Kenan Bilgin, 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen’deki bir otobüs durağından gözaltına alındı. Aynı operasyon kapsamında 10 kişi daha gözaltına alınmıştı. Toplamda 11 kişi gözaltında olmasına rağmen Ankara Emniyeti Kenan Bilgin’in gözaltına alınanlar arasında olduğunu inkâr etti. Mahkemeye çıkarılan 10 kişinin “Kenan Bilgin de bizimleydi, Kenan Bilgin’e ne yaptınız?’’ sorusuna Savcı “o sizi ilgilendirmez” cevabını verdi.

Kenan Bilgin’le birlikte gözaltına alınan kişiler yazılı bir açıklama yaparak, Kenan’ı Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde gördüklerini söyledi. Aynı dönem Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan Avukat Murat Demir’de Kenan Bilgin’i emniyette gördüğünü kamuoyuna açıkladı. Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Bilgin Ailesi, Kenan’ın bulunmasını istedi. Kenan’ı bulmak, faillere ulaşmak için girişimlerde bulunan Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu’nun görevini yapması engellendi ve Ankara’dan sürüldü. Dosyayı devralan savcı Özden Tönük, Kenan Bilgin’e işkence yapan polisleri teşhis edebileceklerini söyleyen tanıkların ifadelerinin, “polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialar olduğunu” içeren 3 sayfalık bir rapor yazarak dosyayı kapattı.

İç hukukta sonuç alınamayınca dava AİHM’e taşındı. AİHM yargıçları Ankara’ya gelerek araştırma ve incelemelerde bulundu. Bilgin soruşturmasında polisin sahte tutanak, savcının ise gerçek dışı rapor düzenlediği açığa çıktı. Türkiye AİHM’de oy birliğiyle Kenan Bilgin’i kaybetmekten mahkum oldu. Buna rağmen etkin bir soruşturma yürütmeyen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 31 Mart 2017 tarihinde Kenan Bilgin’in “Ankara Emniyeti’ne bağlı nezarethanelerden birine alındığına dair hiçbir veriye ulaşılamamıştır” diyerek zaman aşımı gerekçesiyle “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” verdi. 15 Mayıs 2017 tarihinde Bilgin ailesi Ankara Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurarak karar itirazda bulundu. Geçtiğimiz ay Ankara Sulh Ceza Hakimliği bu itirazı reddetti ve dava Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Bugüne kadar iç hukukta Kenan Bilgin dosyasında gerçeği açığa çıkartacak etkin bir soruşturma yürütülmedi.” (HABER MERKEZİ)   

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak