Alevi Haber Ajansi

Cumartesi Anneleri: Gülünay’ın Ailesi ve toplum hakikati bilme hakkına sahip – VİDEO

PİRHA – Cumartesi Anneleri oturma eylemlerinin 694. haftasında Hasan Gülünay için adalet taleplerini yeniledi. 

Gözaltında kaybedilen/katledilen yakınları için her Cumartesi Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi gerçekleştiren Cumartesi Anneleri, eylemelerini 694. haftasında sürdürdü.  Eylemde ilk olarak Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin konuştu. Bilgin, adaletin tecelli etmesi için 694 haftadır burada Galatasaray Meydanı’nda oturduklarını söyledi.

“BU ÜLKEDE ADALET TECELLİ ETMEDİ”

“Bu ülkede adaletin tecelli etmesi ne yazık ki çok zor” diyen İrfan Bilgin, “Çok büyük saraylar yapılmış, çok büyük adalet sarayları yapılmış, bunula övünen ülkeyi yönetenler ne yazık ki adaletin tecelli etmediğini de görmediler. Bu ülkeyi yapanlar adalet sarayı yapmakla övündüler, bu ülkeyi yönetenler büyük cezaevi yaparak övünüyorlar.”

23 yıldır oturma eylemi yaptıklarını söyleyen Bilgin, insanlarımızı kaybedenlerin yargılanmasını istediklerini belirtti.

Ardından söz alan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 11 Temmuz 1995’te Srebrenitsa Soykırımı’nın yıldönümü nedeniyle Saraybosna’ya gittiğini hatırlatarak, orada da kayıplar için benzer mücadelenin verildiğini belirtti. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve yetkili isimlerin de anmada yer aldığını söyleyen Tanrıkulu, “Orada yaptığınız konuşmanın onda birini bu meydandaki annelere yapabilir misiniz?” diye sordu.

“SUSMAYACAĞIZ, AFFETMEYECEĞİZ, VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Ardından Hasan Gülünay’ın kızı Deniz Gülünay’ın gönderdiği mektup Cumartesi insanlarından Nimet Tanrıkulu tarafından okundu. Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Seni anlatabilmek seni,
İyi çocuklara kahramanlara,
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza,
Halden bilmeze kahpe yalana. Şair nasıl da ilham kaynağı oluyor seni anlatırken ki cümlelere. Seni hayatın her anında yaşatarak anlatıyorum aslında. Sen bozuk düzene adaletsiz yaşama bir başkaldırı öyküsü oldun benim için. 20 Temmuz 92’de seni bir daha göremeyeceğimiz bir süreç başlarken aynı zamanda kendimizi bir mücadelenin ortasında bulmuştuk ya hani, işte ilk andan itibaren biz artık Hasan Gülünay’ın kararlığı olmuştuk. 26 yıldır Hasan Gülünay nerede diye soruyoruz.

Sürekli hukuk vurgusu yapan, demokrasiyi dilinden düşürmeyen yöneticilere sormak istiyoruz. 4 çocuktan babalarını alıp kemiklerini bile çok gören bu sistemin hukuku nerede? Bize işlemiyor mu yoksa? Hukukun olmadığı bir ülkede Hasan Gülünay davasının zaman aşımına uğratarak babam şahsında kayıplarımızdan vazgeçmemizi istiyor devlet. Susmayacağız, vazgeçmeyeceğiz, affetmeyeceğiz.”

“TANIKLIK EDENLER YOĞUN POLİS BASKISIYLA KARŞILAŞTI”

Okunan mektup ardından bu haftaki açıklamayı ise HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy okudu. 1992 yılının Mayıs ayında Artvin İl Jandarma Alay Komutanlığı’nda işkence ile öldürülen Ali Ekber Atmaca’nın üzerinden İstanbul’da aynı mahallede yaşadığı Hasan Gülünay’ın kimliği çıktığı bilgisini veren Ersoy, “Bu nedenle 32 yaşındaki 4 çocuk babası Hasan Gülünay polis kayıtlarına geçti. Eşine bir süredir polis tarafından takip edildiğini söyleyen Hasan Gülünay, 20 Temmuz 1992 günü Tarabya’daki evinden işyerine gitmek üzere çıktı ve bir daha geri dönmedi.

Başvurdukları savcılık ve İstanbul Emniyeti aileye, Hasan’ın gözaltında olmadığını, arandığını söyledi. Ancak  aile memleketlileri olan bir üst düzey emniyet yetkilisinden ‘Hasan Gülünay sağ, içeride işkence yaraları iyileştikten sonra gözaltına alındığını açıklayacaklar’ bilgisini aldı ve bu bilgiyi kamuoyuna duyurdu” dedi. Gülünay ile aynı tarihlerde İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorguda olan bir tanığın yüzünü görmediği bir kişinin işkencede “Ben Hasan Gülünay beni gözaltında kaybetmeye çalışıyorlar” diye bağırdığını söyleyen Ersoy, yapılan bu iki açıklamanın ardından hem aile, hem tanıklık yapan kişinin yoğun polis baskısı ve tehdidiyle karşılaştığını belirtti.

“ETKİLİ YÜRÜTME YÜKÜMLÜLÜĞÜ İHLAL EDİLDİ”

21 Nisan 2016 tarihinde “yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine” hükmeden Anayasa Mahkemesi kararını hatırlatan Ersoy, “Ancak uluslararası teamül hukukuna aykırı olarak ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyanın yeniden soruşturma yapılmak üzere ilgili Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesine, zaman aşımı nedeniyle yer olmadığına karar verdi.

AYM’nin bu tutumu, iç hukukta gözaltında kaybetmelerle ilgili etkili bir başvuru yolu kalmadığının ifadesi oldu. Anayasa’nın 90/5. maddesinde yer alan normlar hiyerarşisi uyarınca usulünce yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir. Bu nedenle Hasan Gülünay dosyasının zaman aşımı gerekçe gösterilerek kapatılması iç hukuka ve uluslararası sözleşme hükümlerine aykırıdır” diyerek tepki gösterdi.

“AİLESİ VE TOPLUM HAKİKATİ BİLME HAKKINA SAHİP”

Ersoy son olarak şunları ifade etti: “Gülünay ailesi ve toplum, Hasan Gülünay’ın gözaltında kaybedilme koşulları hakkında hakikati bilme hakkına sahiptir ve bu hak doğası gereği zaman aşımına tabi değildir. Gülünay dosyasında iç hukuka ve uluslararası hukuka uygun bir yargılama süreci gerçekleşinceye kadar bu dava bizim için kapanmayacak. Artık yeter. Devlet, gözaltında kaybedilenler için etkili bir iç hukuk yolu sağlama yükümlülüğünü yerine getirsin.” (HABER MERKEZİ)

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak