Alevi Haber Ajansi

Cumartesi Anneleri 30 yıl önce gözaltında kaybedilen Yurtseven, Özeken ve Münür için adalet istedi-VİDEO

PİRHA- Cumartesi Anneleri, 1076’ncı hafta eyleminde, gözaltında işkenceyle kaybedilmelerle ilgili gerçek bir yargılama sürecinin başlatılması talebinde bulunarak, 30 yıldır akıbetleri bilinmeyen Abdülkerim Şemsettin Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş için adalet istediklerini belirtti. 

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle başlattıkları, Türkiye’nin en uzun soluklu eylemi olan Cumartesi Anneleri’nin eylemi 1076’ncı haftada da devam etti.

Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, karanfiller ve kayıpların fotoğraflarını taşıyarak meydanda bir araya geldi. Basın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Setenay Yarıcı okudu.

“3 KÖYLÜDEN BİR DAHA HABER ALINAMADI”

Setenay Yarıcı, 1076’ncı haftada 30 yıldır Abdülkerim Şemsettin Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş için adalet istediklerini belirtti. Setenay Yarıcı devamında, “27 Ekim 1995’te Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Yüksekova Komando Taburu’na bağlı askerler, Yüksekova’nın Ağaçlı Köyü’ne geldi. Köylüler dipçiklenerek ve yaşlılar yerlerde sürüklenerek köy meydanında toplandı. 73 yaşındaki, yürüme güçlüğü çeken Abdülkerim Şemsettin Yurtseven, 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş gözaltına alınarak askeri araçla Yüksekova İlçe Jandarma Taburu’na götürüldü. Aileler onları sormak için tabura gittiğinde Binbaşı Yurdakul, ‘24 saat gözaltında tutulacaklar’ dedi. Ancak ertesi gün aynı aileler tekrar gittiklerinde, ‘Kimseyi gözaltına almadık, bir daha buraya gelmeyin’ yanıtını aldılar. Başvurular sonuçsuz kaldı ve üç köylüden bir daha haber alınamadı” şeklinde belirtti.

“İKİ KÖYLÜ İŞKENCE İLE KATLEDİLDİ”

Setenay Yarıcı, olayın Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi kayıtlarına, Mehmet Emin Yurdakul’un komutasındaki birliğin Şemsettin Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş’ı darp ettiği, Şemsettin Yurtseven’in ise yaşamını yitirdiği şeklinde geçtiğini belirtti. Setenay Yarıcı, bunu gören Mehmet Emin Yurdakul’un diğer iki köylünün tanıklık edeceğini düşünerek katledilmesi talimatını verdiğini söyleyerek, iki köylünün tabura ait eğitim sahasında işkence ile katledildiğini ifade etti.

ETKİN SORUŞTURMA VURGUSU

Setenay Yarıcı, tanık ifadelerine ve itiraflara rağmen açılan davanın “delil yetersizliği” gerekçesiyle beraatla sonuçlandığını söyleyerek, “Yargıtay’a yapılan temyiz başvurusu da 2 Nisan 2001 tarihinde reddedildi. İç hukuk yolları tükenen aileler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. AKP hükümeti, AİHM’e yaptığı savunmada ihlali kabul ederek üç kişinin kaybolması nedeniyle ‘üzüntüsünü’ dile getirdi ve etkin soruşturma yürütme taahhüdünde bulundu” dedi.

YARGILAMA TALEBİ

Kayıpların bulunması ve faillerin yargılanması için somut bir adımın atılmadığını vurgulayan Setenay Yarıcı, gözaltında kaybedilişlerinin 30’uncu yılında etkin soruşturma yürütülmesini talep etti. Setenay Yarıcı son olarak, “Üç köylünün gözaltında işkenceyle öldürülmesi ve bedenlerinin kaybedilmesiyle ilgili gerçek bir yargılama süreci başlatın” şeklinde konuştu.

Eylem, Cumartesi Anneleri’nin gözaltında kaybedilenler için Galatasaray Meydanı’na bıraktıkları karanfillerin ardından son buldu.

PİRHA/İSTANBUL

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.