Alevi Haber Ajansi

Cumartesi Anneleri eylemlerinin 1043. haftasında Hasan Ocak’ın akıbeti soruldu-VİDEO

PİRHA-Cumartesi Anneleri, 1043. haftada 1995’te gözaltına alınarak kaybedilen Hasan Ocak için adalet istedi. Maside Ocak “30 yıldır işlemeyen adaletsizlik, hukuksuzluk nasıl anlatılır, nasıl dayanılır. Biz Hasan’ın fotoğraflarında gördüğümüz yaralarına karanfil basarak geldik. O yaralar bizim yaralarımız oldu, her gün kanamaya devam etti. Yaralarımız kanadıkça Hasan’ı unutmuyoruz. Unutmayacağız, affetmeyeceğiz, vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerinin yargılanması talebiyle 21 Mart 1995 yılından bu yana İstanbul Taksim’deki Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 1043’üncü haftada 34 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen Hasan Ocak için adalet istedi.

Galatasaray Meydanı’ndaki 1043’üncü eylemde, 34 yıldır gözaltına alındığı inkar edilen Hasan Ocak’ın akıbetinin açıklanması ve adaletin sağlanması talebiyle buluştuklarını belirten ailelerin yaptıkları açıklamada, şunlar ifade edildi:

HASAN OCAK İÇİN ADALET İSTİYORUZ

“1043. haftasında kendisinden olmayanı düşmanlaştıran zihniyetin gözaltında kaybettiği Hasan Ocak için adalet istiyoruz.

Sosyalist kimliğiyle tanınan 30 yaşındaki Hasan Ocak, atanmayı bekleyen bir öğretmendi. Bu süre zarfında Beyazıt’taki bir iş hanında çay ocağı işletiyordu. 21 Mart 1995 günü akşam saatlerinde işyerinden ayrıldı. Annesini telefonla arayarak, “Balık getireceğim, akşam için yemek hazırlama” dedi. Ancak Hasan ne o akşam ne de sonrasında bir daha Avcılar’daki evine dönemedi.

Hasan’dan haber alamayan ailesi, onun gözaltına alındığını öğrendi. Ancak emniyet bu durumu ısrarla inkâr etti. Aile, savcılığa başvurmasının ardından İstanbul Emniyeti, İstanbul Valiliği, TBMM, Başbakanlık, ilgili bakanlıklar, hastaneler ve Adli Tıp Kurumu nezdinde yoğun girişimlerde bulundu.

Oluşan kamuoyu baskısı sonucunda, dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir yaptıkları açıklamalarda “Hasan Ocak’ın gözaltında olmadığını ve suçlu olarak aranmadığını” ifade etti.

Ancak gerçekler farklıydı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında bulunan iki kişi, Hasan’ı şubede gördüklerini; iki kişi ise Hasan’ın ismini emniyetteki parmak izi listesinde okuduklarını belirtti. Ayrıca, Newroz nedeniyle gözaltına alınan bir başka tanık da şubede bir hareketlilik olduğunu, polislerin kendi aralarında “Hasan Ocak getirildi” dediklerini duyduğunu ifade etti.

58. GÜNÜN SONUNDA KİMSESİZLER MEZARLIĞINDA BULUNDU

Ailenin ısrarlı arayışı 58 gün sürdü. Sonunda, Hasan Ocak’ın ağır işkence izleri taşıyan bedeni, “meçhul kişi” olarak defnedildiği Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda bulundu. Olay yeri tutanağında, Hasan’ın üzerinde kimliğinin, kemerinin, saatinin, ayakkabı bağcıklarının bulunmadığı; parmaklarında ise mürekkep lekeleri olduğu kaydedilmişti. Bu detaylar, onun gözaltına alınan kişilere uygulanan rutin işlemlerden geçtiğinin açık kanıtıydı.

Durum o kadar netti ki, dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu, yaptığı açıklamada “Ocak’ı konuşturmak için gözaltına aldılar. Orada uygulanan işkence ve darptan sonra öldürülüp Beykoz’a atıldı” diyerek, Ocak Ailesinden ve toplumdan özür diledi.

İÇ HUKUK YETERSİZ KALDI

Ne var ki, ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. İç hukuk yollarından sonuç alamayan aile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. 2004 yılında AİHM, Hasan Ocak’ın kaybedilmesi ve ölümüne ilişkin yeterli ve etkin bir soruşturma yürütülmediğine hükmederek, Türkiye’yi mahkûm etti.

Buna rağmen, iç hukukta dosya kovuşturma aşamasına dahi geçemedi. Hasan Ocak dosyası, uluslararası sözleşmeler ve anayasa ile güvence altına alınmış hakları ihlal eden, etkin soruşturma ve kovuşturma yükümlülüklerini yerine getirmeyen yargı mensupları tarafından Beykoz Adliyesi’nin tozlu raflarında zamanaşımına terk edildi.

Hasan Ocak’ın gözaltında kaybedilişinin 30. yılında, bir kez daha yargı makamlarına sesleniyoruz: Uluslararası teamüllere uyun. Dosyayı, insanlığa karşı işlenen suç kapsamında değerlendirin. Zamanaşımını işletmeyin. Etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütme görevinizi yerine getirin.

Kaç yıl geçerse geçsin; tüm kayıplarımız için, Hasan Ocak için adalet istemekten ve devleti evrensel hukuk normlarına uymaya çağırmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

Ocak ailesi adına Ali Ocak ve Maside Ocak konuştu. Ali Ocak, 30 yıldır Galatasaray Meydanı’nda ve tüm mücadele alanlarında adalet ve hakikat istediklerini vurgulayarak, “Etkin soruşturmalar yürütülerek yüzleşilmesini istiyoruz. Cezasız kalan suçlar toplumu çürüttü. Kaç yıl geçerse geçsin hakikatin peşinde, kayıplarımızı bulmak için mücadele edeceğiz” dedi.

Maside Ocak da, 88 yaşında olan Emine Ocak’ın selamlarını ileterek başladığını konuşmasında, “Her zaman oturduğu yerde olamamak üzüntü kaynağı. Annem ‘Ben size Galatasaray’ı böyle emanet etmedim’ diyerek sitemlerini iletti. 30 yıldır işlemeyen adaletsizlik, hukuksuzluk nasıl anlatılır, nasıl dayanılır. Biz Hasan’ın fotoğraflarında gördüğümüz yaralarına karanfil basarak geldik. O yaralar bizim yaralarımız oldu, her gün kanamaya devam etti. Yaralarımız kanadıkça Hasan’ı unutmuyoruz. Unutmayacağız, affetmeyeceğiz, vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Konuşmaların ardından kayıplar için karanfiller bariyerlerin ardındaki anıta atıldı.

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.