PİRHA-Cumartesi Anneleri, 825. hafta açıklamasında, 1996’da gözaltına alındıktan sonra cansız bedeni bulunan Abdullah Canan için adalet talebinde bulundu.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması için her hafta düzenledikleri eylemlerinin 825. haftasını gerçekleştirdi. Koronavirüs nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirilen eylemde bu hafta 1996’da gözaltına alındıktan sonra cansız bedeni bulunan Abdullah Canan için adalet talebinde bulunuldu.
“ABDULLAH CANAN’I KATLEDEN MEHMET EMİN YURDAKUL’DUR”
Abdullah Canan’ın eşi Züleyha Canan, “Bize yapılan zulmü ne biz ne de Allah kabul etmez. Bizim katilimiz Mehmet Emin Yurdakul’dur” dedi.
Abdullah Canan’ın oğlu Vahap Çoşkun ise “1995 yılı ekim ayında Mehmet Emin Yurdakul tarafından köyümüze yapılan baskın sonucunda köyümüz yakılıp, yıkıldı. Bunun üzerine babam Abdullah Canan ve köylüler Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Ondan sonra babamın üzerinde baskılar yoğunlaştı, tehditler çoğaldı. 17 Ocak 1996 tarihinde babam Hakkari’ye giderken gözaltına alındı, daha sonra bizim hak ve hukuk mücadelemiz başladı. Şunu belirtmek istiyorum Mehmet Emin Yurdakul köyümüzü yakmıştı, yaktığını bugün mahkeme kararlarıyla da belgeliyoruz ve köyümüze bu karar nedeniyle tazminat ödendi. Bu şunu gösteriyor adaletsizliğin önünde duran ve adalet için arayış içerisinde olan insanlar adaletsizliğe uğruyor ve bunları canlarıyla ödüyorlar bunun bir örneği de Abdullah Canan’dır” dedi.
“ABDULLAH CANAN CİNAYETİ BÜTÜN AYRINTILARIYLA ORTAYA ÇIKMIŞTIR”
Canan Ailesi’nin avukatı Yaşar Aktürk, “Abdullah Canan gibi daha onlarca kişi Yüksekova’da izi kaybettirilerek alıkonulmuş ve sonra cesetlerin yakıldığı, ortadan kaldırıldığı görülmüştür. Abdullah Canan cinayeti bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmıştır. Özellikle alt rütbedeki subaylar her şeyi itiraf etmiştir, bütün deliller güçlü bir şekilde dosyada bulunmasına rağmen sanıklar hakkında beraat kararı verilmiştir” dedi.
“ABDULLAH CANAN İÇİN ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
825. hafta basın açıklamasını Abdullah Canan’ın kızı Nuran Canan okudu. 825 haftadır devletin denetimi altındayken yaşam hakları ellerinden alınan insanlar için adalet istediklerini dile getiren Nuran Canan, “Türkiye’de yaşam hakkı ihlallerinin bağımsız bir biçimde incelenmesi, etkin bir biçimde soruşturulup kovuşturulması, bu konuda kamu görevlilerinden hesap sorulması mümkün olmadığından ne biz adalete ulaşabiliyoruz, ne yaşam hakkı ihlalleri durdurulabiliyor, ne de Türkiye hukuk devletine dönüşebiliyor” diye ekledi.
Abdullah Canan’ı gözaltına alanlar ve işkence ile katledenlerin belli olduğunu söyleyen Nuran Canan, “Savcılık ifadelerinde, mahkeme tutanaklarında, TBMM Araştırma Komisyonu Raporu’nda, Yargıtay Başsavcısı’nın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na yaptığı itiraz yazısında, AİHM kararında isimleri yazılıdır. Abdullah Canan’ın gözaltında kaybedilişinin 25. yılında yargı makamlarına sesleniyoruz: Yargı makamları, başta yaşam hakkı olmak üzere hak ihlallerinin cezasız kalmayacağını göstermek zorundadır. AİHM’de oybirliği ile yaşam hakkı ihlali kararı verilmiş olan Abdullah Canan davasındaki cezasızlığa son verecek, fail ve sorumluların yeniden yargılanmasını sağlayacak adımları atın. Adaleti sağlama görevinizi yerine getirin” ifadelerini kullandı.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.