PİRHA-Cumartesi Anneleri gözaltına alındıktan sonra kaybedilmesinin üzerinden 40 yıl geçen Hayrettin Eren’in akıbetini sordu. Yapılan açıklamada, “Adalet talebimizi duyun ve adliyelerin kapılarını artık adalete açın” denildi.
Cumartesi Anneleri, 817. hafta eyleminde 1980 yılında 26 yaşındayken İstanbul Saraçhane’de gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbetini sordu.
Eylem, koronavirüs nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden yapıldı.
“40 YIL NE ÇABUK GEÇTİ”
Abla Cemile Eren konuşmasında kardeşi Hayrettin’in kaybedilişinin üzerinden 40 yıl geçtiğini vurgulayarak “40 yıl ne kadar çabuk geçti, ama bize daha dün gibi” dedi. Cemile Eren, Hayrettin’in gelecek nesillere güzel bir yaşam bırakmak istediğini söylerken “Bunu bir suç saydılar. Anneleri, babaları acılar içinde bıraktılar” ifadelerini kullandı.
Cemile Eren, Galatasaray Meydanı’nın kendilerine yasaklanmasına ilişkin de konuştu. Eren, “Vicdanları rahat mı? Çocuklarına, torunlarına yaptıkları işkenceyi anlatabildiler mi? Anlatamazlar. Çünkü torunları kendilerinden hesap soracak. Kaç tane anne, kaç tane baba vefat etti. Hepsi evlatlarının özlemleriyle gittiler” diye konuştu.
“KAYBEDİLEN YÜZLERCE İNSANDAN BİRİYDİ”
817. hafta eyleminde Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren de söz aldı. “O, kaybedilen yüzlerce insandan biriydi” diyen Faruk Eren “Hakikat ve adalet arayışımızı İnsan Hakları Derneği ve Cumartesi Anneleri ile birlikte sürdürüyoruz. Artık aramızda olmayan annem ve babamızın tek talebi çocuklarının mezarına ulaşmaktı. O mücadeleyi devam ettiriyoruz. Bu mücadele sadece ellerinde yakınlarının fotoğraflarıyla Galatasaray’da bekleyen Cumartesi Anneleri ve insanlarının mücadelesi değil, tüm Türkiye’nin mücadelesi olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“VERDİĞİNİZ SÖZÜ TUTUN”
Kardeşlerden İkbal Eren Yarıcı da, “Bizler terörist değiliz. Kaybettiklerinizin yakınlarıyız” diyerek şöyle devam etti:
“Cumartesi Anneleri’yiz. Sırtımızı kimseye dayamadık. Sadece birbirimize yaslanarak, sizin kaybettiğiniz sevdiklerimiz için adalet arıyoruz. Eğer biz terörist olsaydık, dönemin başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı annelerimizle görüşme talebinde bulunmazdı. ‘Sizin sorununuz, benim sorunum’ demezdi; ‘sorunlarınızı çözeceğim’ diye söz vermezdi. Bu annelerden biri de benim annem Elmas Eren’di. Annelerimize verdiğiniz sözü tutun. 40 yıl önce gözaltına aldığınız Hayrettin Eren’e ne yaptığınızı açıklayın. Faillerini cezasızlık zırhı ile korumaktan vazgeçip, yargılanmalarının önünü açın.”
“BU TÜR SUÇLARDA ZAMAN AŞIMI OLMAZ”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin ise yaptığı konuşmada, Hayrettin Eren’in gözaltına alınması ardından yaşanan hukuki süreci anlattı. Keskin şunları söyledi:
“Türkiye Cumhuriyeti devleti maalesef zorla kaybetme olaylarında cinayet suçunun zaman aşımını uygulamaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler Zorla Kaybetmelere Karşı Sözleşmeyi imzalamadığı için maalesef ki bu tür dosyalar zaman aşımı ile sınırlı kalıyor. Oysa bize göre bu tür suçlarda zaman aşımı olmaz.”
Hafta basın metnini ise Hayrettin Eren’in yeğeni Işık Su Eren okudu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“12 Eylül darbe koşullarında hakkında arama kararı vardı. 21 Kasım 1980 tarihinde otomobili ile İstanbul Saraçhane’ye gitti. Burada buluştuğu arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Hayrettin, arkadaşı ve otomobili önce Karagümrük Karakolu’na, oradan da Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.”
Hayrettin Eren, Gayrettepe Siyasi Şube’nin bodrum katında ağır işkence altındayken, kapıda bekleyen annesine ‘gözaltında böyle biri yok’ denildiğini belirten Işık Su Eren, annesinin emniyetin bahçesinde duran otomobili gösterip, “Oğlumun arabası burada, kendisi nasıl yok?” diye ısrar etmesi sonucu tartaklanarak dışarı atıldığını söyledi. Yeğen Eren, daha sonra bu arabanın da kaybedildiğini belirtti.
ÜÇ KUŞAK ADALET ARIYOR
Hayrettin’i gözaltına, karakolda ve Siyasi Şube’de gören çok sayıda tanığın olduğunu söyleyen yeğen Eren, ancak buna rağmen inkar edildiğini ifade etti. Sıkıyönetim Savcılığı’na yapılan suç duyurularının da yine sonuçsuz bırakıldığını dile getiren Eren şu bilgileri paylaştı:
“Aradan geçen 40 yılda hukuk işletilmedi. Hayrettin Eren’in akıbeti gizlendi, onu kaybedenler cezasız bırakıldı. Dosyayı canlandırmak için girişimlerde bulunmayı sürdüren Eren ailesi üç kuşaktır Hayrettin’i ve adaleti arıyor. Demokrasi-adalet reformu diyerek toplumu ve bizleri oylamaktan vazgeçin. Önce adalet arayışını suç sayan zihniyetinizi değiştirin. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerinizi yerine getirin. Cezasızlığa son vererek, adaleti sağlayacak bütünlüklü politikaları hayata geçirin. Toplumun ve bizim adalet talebimizi duyun ve adliyelerin kapılarını artık adalete açın. Hayrettin Eren’in akıbetini açığa çıkarma ve sorumluların cezalandırılmasını sağlama görevinizi yerine getirin.”
HABER MERKEZİ
Yoruma kapalı.