PİRHA-Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 876’ncı haftasında JİTEM tarafından katledilen Ahmet Kaya’nın akıbetini sordu.
Cumartesi Anneleri, insanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle her hafta düzenledikleri eylemlerinin 876’ncısını online yaptı. Bu hafta, 15 Ocak 1996’da, Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde 11 kişinin gözaltına alındıktan sonra kurşunlanarak öldürülen Ahmet Kaya’nın akıbeti soruldu.
“İNSAN HAKLARININ UYGULANMASINI İSTİYORUZ”
Babasının ve amcasının da aralarında bulunduğu 11 kişinin JİTEM tarafından infaz edildiğini söyleyen Ahmet Kaya’nın kızı Emine Kaya, “Ne zamana kadar esaret altında olacağız, artık ölümlerin durması gerekiyor. Korktuğumuzdan değil, ölümlerin bir çare olmadığını biliyoruz. Barış olursa dünya da güzelleşir, eşitlik olur, insanlar artık ölmez, tutuklanmaz. Her gün birçok insan öldürülüyor. Ne zamana kadar zulüm göreceğiz? Babamla birlikte infaz edilen insanların ne suçu vardı? Tüm dünyada ki insanlar gibi özgür ve barış içinde yaşamak istiyoruz. Yıllardır öldürülüyor, kaybediliyoruz. İnsan haklarının uygulanmasını istiyoruz” dedi.
“GÖSTERMELİK BİR SORUŞTURMA BİLE AÇILMADI”
Katliamın yapıldığı yerde rapor hazırlayan ve incelemede bulunan Yurda Tapan ise o dönemde hazırladığı raporlara dikkat çekerek, “Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde ‘PKK bir minibüse roket atar atıp 11 kişiyi öldürdü’ demişlerdi. Günlerce cesetler teşhir edilmedi. Önce Otomatik silahlarla saldırı yapılmış, daha sonra da roket atarak 11 kişi öldürülmüştü. Katliamdan sonra OHAL bölge valisini resmi yalanları tekrarladı. Olaya tanıklık eden insanlardan yaşananları dinlediklerini söyledi. Ailelere teslim edilen kimliklerin hiçbirinde kan izine rastlanmadı. İstanbul’a geldikten sonra geniş ve kapsamlı yaptığımız basın açıklamasında, daha önce yapılan haberler bıçak gibi kesildi. Birileri, televizyonlara gazetelere telefon açmış, ‘bu haberler bizi üzüyor, biz üzülürsek sonra siz de üzülürsünüz’ demişler. Dönemin Devlet Bakanı Adnan Ekmen tam 13 yıl sonra, katliamın JİTEM tarafından yapıldığını açıkladı ama göstermelik bir soruşturma bile açılmadı. Ama katliam unutulmadı, unutturulmadı” dedi.
“SUÇLULAR YARGI KARŞISINA ÇIKMADI”
11 kişinin infazının devletin resmi kayıtlarına geçtiğini belirten İnsan Hakları Derneği (İHD) Antalya Şubesinden Semra Yeşilyurt ise şunları söyledi:
“Barış İçin Çalışma Grubu’nun raporuna göre, askerlerce Güçlükonak ilçesine baskın yapıldı. Abdullah İlhan, Ahmet Kaya, Ali Nas, Neytullah İlhan, Halit Kaya ve Ramazan Oruç’u gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar, Taşkonak Jandarma karakoluna götürüldü. Köylüler burada ağır işkenceler sonucunda öldürüldü. 15 Ocak 1996 yılında ise Koç yurdu köyü muhtarı ve aynı zamanda korucu olan Mehmet Öner’i arayan jandarma, gözaltındakileri serbest bırakacaklarını onları almak için tabura bir minibüs istedi. Durumdan şüphelenen Öner, sürücüyü yalnız göndermek istemedi. Korucular, Hamit Yılmaz, Abdulhalim Yılmaz ve Lokman Özdemir’i de yanına alarak, Ramazan Nas’ın kullandığı 56 AH 320 plakalı minibüsle Taşkonak Jandarma taburuna gitti. Taburdakiler korucuların gelmesini beklemiyordu. Gelen korucular da öldürüldü. Ve daha önce öldürülen 6 köylü ile birlikte, 10 kişinin cansız bedenleri minibüsün koltuklarına bağlandı. Başlarına çuval konuldu. Nas’ın sürdüğü minibüs jandarma kontrolünde yola çıktı. Minibüs bir noktaya gelince aracın içinde ki Jandarmalar araçtan inerek uzaklaştı. Onların ardından minibüs silahla tarandı. Atılan roketler sonucu aracın içindeki 10 kişin bedeni kül haline geldi. Kaçmaya çalışan sürücü de taranarak öldürüldü. Ölülerin bedenleri ailelere teslim edilmedi. Üzerinde kimlik tespiti yapılmadan, dini vecibeler yerine getirilmeden askerler tarafından gömüldü.
2012 yılında dönemin il Jandarma bölük komutanı Yüzbaşı Özcan Tozlu’nun Ergenekon yargılamaları sonucunda tanık olarak verdiği ifadesinde, “bölgede askerden habersiz kuş bile uçamaz” dediğini dile getiren Yeşilyurt, “Yüzbaşı, ‘katliamın ordu tarafından koruculara yaptırdığını’ söyledi. Bu gelişmeler sonucunda Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığında, o dönemde görevde olan birçok kişinin ifadesinin alındığı, savcının önemli tanıklara ulaştığı ve Güçlükonak katliamında şüphelilerin, JİTEM’le bağlantılı olduğu açıklamalar yapıldı. Ancak bugüne kadar suçlular, yargı karşısına çıkarılmadı.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.