Cumartesi Anneleri, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medyadan yayınladıkları 801. hafta açıklamasında 39 yıl önce kaybedilen Süleyman Cihan’ın akıbetini sordu.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yurttaşların akıbetini sormak amacıyla her cumartesi günü yaptıkları açıklamayı, 801. haftada yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını tedbirleri kapsamında internetten yayınladı. 800. haftada polis saldırısına maruz kalan Cumartesi Anneleri, 801. haftada, 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından hakkında arama kararı çıkartılan ve 29 Temmuz 1981 tarihinde gözaltına alınarak kaybedilen Süleyman Cihan’ın akıbetini sordu.
“SÜLEYMAN CİHAN’I KAYBEDENLERİ BİLİYORUZ, ADALET İSTİYORUZ!”
Gözaltında kaybedilişinin 39. yılında Süleyman Cihan dosyasında etkin bir soruşturma ve kovuşturma talebini tekrarlayan Cumartesi Anneleri, Türkiye’de elindeki gücü kötüye kullanan, yurttaşın anayasal haklarını ihlal eden bir siyasi iktidarın olduğunu vurguladı.
“Gözaltında kaybedilenlerin akıbetleri açığa çıkartılana kadar, yargısal süreçler adaletle sonuçlanıncaya kadar mücadelemiz sürecek” diyen Cumartesi Anneleri, Cihan’ın gözaltınada kaybolmasına ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“31 yaşındaki 2 çocuk babası Süleyman Cihan öğretmendi ve İstanbul’da yaşıyordu. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından hakkında arama kararı çıkartıldı. 29 Temmuz 1981 tarihinde Edirne’den İstanbul’a gelmek üzere bindiği yolcu otobüsü İstanbul’a yaklaştığı sırada sivil bir ekip tarafından durduruldu. Otobüsten indirilerek gözaltına alınan Süleyman Cihan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
Durumdan haberdar olan ailesi ve avukatları hemen, İstanbul Emniyeti ve Askeri Savcılık nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak tüm girişimler sonuçsuz kaldı.
“GÖZALTINDA AYLARCA İŞKENCE GÖRDÜ”
Gözaltı kararını veren İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı ve gözaltı işlemini gerçekleştiren İstanbul Emniyet Müdürlüğü, 23 kişinin “Emniyette işkencede gördüm” diye tanıklık ettiği Süleyman Cihan’ın gözaltına alındığını reddetti. Ailesi, 85 gün süren ısrarlı arayışınının sonunda O’nun ağır işkence görmüş bedenine “meçhul kişi” olarak defnedildiği Zindanarkası Mezarlığı’nda ulaştı.
Bu sefer de gözaltını aylarca inkar eden İstanbul Emniyeti Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin’in de imzası bulunan gerçek dışı bir belge düzenledi. Belgede, Süleyman Cihan’ın 30 Temmuz 1981 tarihinde yer göstermeye götürüldüğü apartmanın 6. katından atlayarak intihar ettiği yazıldı.
Gerçekte ise çok sayıda tanık beyanına göre Süleyman Cihan, gözaltında aylarca işkence gördü. Ayrıca cansız bedenini kapısı kırılarak girilen ve uzun zamandır kimsenin yaşamadığı bir evin penceresinden atılarak intihar görüntüsü yaratılmak istendi.
Olaydan 21 yıl sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, dosyadaki otopsi bulguları ve tıbbi verilerden hareketle bir rapor hazırladı. Raporda Cihan’ın ağır işkenceye maruz bırakıldığı ve apartmanın altıncı katından atılmadan önce öldürülmüş olduğu kayıt altına alındı.
2012 yılında Cihan Ailesi bu raporla birlikte dosyayı canlandırmak için Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Başvuruda: Süleyman Cihan’ın kaybedilmesinde sorumluluğu olan kişilerin isimlerini vererek haklarında şüpheli sıfatıyla kamu davası açılmasını talep etti. Sürüncemede bırakılan dosya güvenilir kanıtlar ve tanıklar olduğu halde zamanaşımı devreye sokularak kapatıldı.”
“İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ SUÇTUR”
Gözaltında kaybedilişinin 39. yılında Süleyman Cihan dosyasında etkin bir soruşturma ve kovuşturma talebini yenileyen Cumartesi Anneleri, “Süleyman Cihan’ın kaybedilmesi insanlığa karşı işlenmiş suçtur ve zaman aşımıza tabi tutulamaz. Kaç yıl geçerse geçsin Süleyman Cihan için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 102 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.