PİRHA- Cumartesi Anneleri eyleminin 741’inci hafta oturumunda kayıp yakınları 12 Eylül darbesinin ardından Antep’te ev baskınında gözaltına alınan ve askeri mahkemedeki yargılamanın ardından idam edilen Veysel Güney için adalet talebiyle buluştu.
Galatasaray Meydanı’ndaki eylem yasakları nedeniyle Çukurluçeşme Sokak’ta bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde yoğun polis ablukası altında bir araya gelen kayıp yakınları, ellerinde karanfiller ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı.
Cumartesi Annelerine Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Oya Ersoy, Zeynel Özen ve Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu’ndan Alper Taş da destek verdi.
“TÜRKİYE DERİN BİR HUKUK VE DEMOKRASİ KRİZİ YAŞIYOR”
Haftanın basın açıklamasını Cumartesi Annelerinden kayıp yakını Serpil Taşkaya okudu. “AKP iktidarının yürüttüğü politikalar sonucunda Türkiye, derin bir hukuk ve demokrasi krizi yaşıyor” diyerek sözlerine başlayan Taşkaya, Türkiye’de iktidarlar değişse bile toplumsal travmalara yol açan yaygın insan hakları ihlalleri ve cezasızlığın devam ettiğini söyledi.
“GEREKLİ ADIMLARI ATMAYA ÇAĞIRIYORUZ”
Taşkaya, “Bu hafta iktidardan iktidara devreden bir hukuksuzluk, kuşaktan kuşağa devam eden bir mücadele dosyası ile kamuoyunun karşısındayız. Bugün Veysel Güney’i unutmadık diyerek buluştuk. Devleti yönetenleri 12 Eylül’ün suçlarını ve suçlularını korumaktan vazgeçerek Veysel Güney’in 38 yıldır gizlenen mezar yerinin tespit edilmesi için gerekli adımları atmaya çağırıyoruz. Oğluna kavuşmaya ömrü yetmeyen Zeynep Güney’in bıraktığı yerden Veysel’i arama ve faillerini tarihin lanetliler sayfasına kaydetme mücadelemizi sürdüreceğiz. Kayıplarımızdan ve Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.” diye konuştu.
“SORUMLULAR YARGILANSIN”
“Veysel’in idamından ve kaybedilmesinden; başta Kenan Evren olmak üzere, 12 Eylül’ün tüm asker ve sivil unsurları, Gaziantep Sıkıyönetim Komutanı General Şahabettin Balkan, Veysel’in bedenini tutanakla teslim alan Yüzbaşı Burhan Erdem sorumludur” diyen Taşkaya, “Veysel Güney’in idamı ve bedeninin kaybedilmesi insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve zaman aşımına tabi değildir. Adli makamları; etkili bir soruşturma ve kovuşturma yaparak, Veysel Güney’in idamı ve kaybedilmesi ile ilgili karar alma ve uygulama mekanizmalarında yer almış tüm devlet görevlilerinin cezalandırılmasını sağlayacak hukuki bir süreci başlatmaya çağırıyoruz” dedi.
“DEMOKRASİ DAR SOKAKLARDA OLMUYOR”
Taşkaya’nın ardından gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız konuştu. Yıldız, “Kayıplarımızı ve toprağa verdiğimiz arkadaşlarımızın önlerinde saygı ile eğiliyorum. Geçen hafta bir paket açıldı. Demokrasi, ‘herkes kendisini özgür ifade edebilir’ diyorlardı. Biz de dedik ki ‘Galatasaray Meydanı açılır. Biz de sesimizi duyururuz’ dedik. Ne yazık ki demokrasi böyle dar sokaklarda olmuyor. Galatasaray Lisesi önünde ve burada olan bize emek veren tüm insanları en içten duygularımla selamlıyorum. Ben herhangi bir siyasi partiye üye değilim. Biz adalet aradığımız için nerede bir adalet konuşulacak hak arama varsa onları takip ediyoruz. ‘Kardeşim’ diyorlar ‘burada Diyarbakırlılar var.’ Bunlar neden sizin kardeşiniz değiller? Zaten onların kardeşliği ile bizim kardeşliğimiz arasında dağlar var” dedi.
“ACI VE YAS İÇİNDEYİZ”
“Bayramların gelip geçtiğini herkesin öyle ya da böyle bayram ettiğini kendilerinin ise acı ve yas içinde olduğunu kaydeden Yıldız, “Gözlerimiz yollarda ya devletten ya hükümetten bir ses duyarız diye bekliyoruz ne yazık ki biz bayramları bayram gibi yaşamıyoruz. Biz intikam peşinde değiliz. Bizim ne aradığımızı herkes iyi biliyor, devlet de iyi biliyor. Ama ne yazık ki bu zulmü yaşatmaya devam ediyor. Galatasaray Lisesi önünden vazgeçmeyeceğiz. Eğer demokrasiden özgürlükten bahsediliyorsa bizim alanımızı açsınlar bizim sesimizi duyursunlar. Halka sesleniyorum bizim yanımızda olun bizim sesimizi duyun.” dedi.
“BİZE BU ACILARI YAŞATANLAR YARGILANSIN”
Yıldız’ın ardından Veysel Güney’in ailesi adına Doğan Güney söz aldı. Güney şunları söyledi:
“Bundan tam 38 yıl önce amcam adaletsiz ve suçsuz bir şekilde devlet tarafından katledildi. Ve bir anneyi ve evladının mezarına muhtaç hala getirdiler. Bundan 38 yıl önce annemin acısı hiç bir şekilde dinmedi. Burada Galatasaray Lisesi’nde ilk ağıtlarını yaktı, sesini duyurdu. Son nefesine kadar da kendi mezarına evladının eşyalarıyla gömülmekti isteği. Bir anneyi bu ıstırapla 31 yıl yaşattılar. Bütün Cumartesi Anneleri bu şekilde yaşadı. Bizler tüm kayıpların bulunmasını faillerin adalet önüne çıkarılmasını istiyoruz. Bizlere bu acıları yaşatanların varsa adalet önünde yargılanmalarını istiyoruz.”
Konuşmaların ardından Evrensel Gazetesinin 25. yılı olduğu hatırlatıldı. Bu nedenle de Cumartesi Anneleri, karanfillerini Evrensel muhabiri Eylem Nazlıer’e verdi.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.