PİRHA-Cumartesi Anneleri’nin gözaltında kaybedilen yakınları için hakikat ve adalet talebiyle başlattıkları eylemin 883’üncü haftasında 28 yıl önce kaybedilen Cüneyt Aydınlar’ın akıbeti soruldu.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması, fail ve sorumluların yargılanması için 883 haftadır kamuoyu karşısında olan Cumartesi Anneleri bu hafta buluşmasında 28 yıl önce gözaltında kaybedilen Cüneyt Aydınlar için adalet istedi.
Oğlunun akıbetini soran Menekşe Aydınlar, “28 sene önce Cüneyt gözaltında kaybedildi. 9 gün gözaltında kaldı. O günden beri haber alamıyoruz. Adalet istiyoruz. Bulunmalarını istiyoruz. Ne yaptılar ise çıkarsınlar. Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
“ÖLÜME HAZIR MISIN?” DENİLEREK GÖTÜRÜLDÜĞÜ YERDE KAYBEDİLDİ
Cüneyt Aydınlar’ın kardeşi Emrah Aydınlar ise abisinin kaybedilme sürecine ilişkin şunları söyledi:
“Abim Cüneyt Aydınlar 28 yıl evvel gözaltında kaybedildi. Bu süreçte ailecek yaşadıklarımızdan bahsetmek isterim. Abim 1991 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümünü kazanıp, İstanbul’a büyük bir umut ve gururla uğurladık. Ailenin ilk çocuğuydu. Gözbebeğimiz Cüneyt’in 1994 yılının Şubat ayında Gayrettepe Siyasi Şube tarafından gözaltına alındığı haberiyle yıkılmıştık.
28 Şubat’ta “Ölüme hazır mısın?” denilerek, yer gösterme bahanesiyle götürüldüğü Çukurcuma’da kaybedildi. Sonrasında abimi bulmak için yaptığımız tüm hukuki başvuru ve eylemler reddedildi ve engellendik. Daha sonrasında bizler Cüneyt’in geleceği umuduyla beklemeye başladık. Annem 7 sene boyunca kapının önüne koyduğu kanepede bekledi. Ama 28 yıl geçti Cüneyt yok. Cüneyt nerede? Artık annemin konuşacak mecali kalmadı.
Düğünlerimizde ve cenazelerimizde yanımızda değildi. Yeğenleri onu tanımadan büyüdü. Bu acılar hepimizin. Cumartesi İnsanları’ndan Kiraz Şahin’i de anmak isterim. Bu temelde toplandığımız Galatasaray Meydanı’ndan haklı, hukuk arayışımızdan asla vazgeçmeyeceğimizi de belirtmek isterim.”
“KAYIP ETTİRMENİN ZAMANAŞIMI OLMAZ”
Adalet mücadelelerinden vazgeçmeyeceğini vurgulayan Cüneyt Aydınlar’ın amcası Recep Aydınlar da şöyle konuştu:
“Yeğenim Cüneyt 23 yaşındayken bundan 28 yıl önce gözaltında kaybedildi. 14 arkadaşıyla beraber yakalanıp, Gayrettepe’ye götürüldü. Gözaltı süresi uzatıldı. Cüneyt’e işkence yapıldı. 2 Mart 1994 tarihinde götürüldüğü Beyoğlu’nda ev ev gezdirildi. Polis, “Elimizden kaçtı” dedi. Mahalleli ise “İnşaattan kurşun sesleri duyduk” dedi. Yorumunu duyarlı insanlara bırakıyorum. Bu olaydan beri Cüneyt’ten haber alamadık. Bu ülkede bir önceki hükümetin suçlarını örtbas etme geleneği var. Bu acı kuşaktan kuşağa yaşatılıyor. Bunu yaşatanların adalet önüne çıkarılmasını temenni ediyoruz. Kayıp ettirmenin, ölümün zamanaşımı olmaz. Adalet mücadelemizin yılmayacağını bir kez daha belirtmek istiyorum.”
“İÇ HUKUKTA BUGÜNE KADAR HİÇBİR SONUÇ ALINMADI”
Aydınlar ailesinin avukatı Eren Keskin ise “Cüneyt Aydınlar 20 Şubat 1994 tarihinde 15 arkadaşı ile birlikte İstanbul Bakırköy’de gözaltına alındı. Savcılıkta kaydı var. Bugüne kadar devlet yetkilileri hep Cüneyt Aydınlar’ın kaçtığını söylediler. Ancak o kadar işkence görmüş, yürüyemeyecek durumda ve onlarca polisin olduğu bir ortamda Cüneyt’in kaçması mümkün değil. Cüneyt kayıtlı gözaltına alınanlardan biri. Bugüne kadar Cüneyt’in kaybedilmesiyle ilgili iç hukukta hiçbir sonuç alınamadı” ifadelerini kullandı.
“CÜNEYT’İ ARAMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Cumartesi Anneleri adına 883’üncü hafta basın açıklamasını İHD Dersim Şube Eş Başkanı Gönül Sonbahar okudu. Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Cüneyt Aydınlar’ı aramaktan vazgeçmeyeceğiz.
Gözaltında kaybedilen insanlarımız için sürdürdüğümüz hakikat ve adalet arayışımızın 883’üncü haftasındayız. Hukuktan arındırılmış bir yargı sisteminin yarattığı adaletsizlik ortamında hakikat ve adalet talebimizde ısrar ediyoruz. Anayasadan, yasalardan ve evrensel hukuktan bahsetmenin hiçbir karşılığının olmadığı koşullarda yılgınlığa kapılmadan hukuku savunmaktan vazgeçmiyoruz.
Biliyoruz ki insanı çaresizliğe sürüklemeyi amaçlayan bu koşulları aşmanın, barışı, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü yakalamanın başka da bir yolu yok. 883’üncü haftamızda Menekşe Aydınlar’ın “28 yıl oldu bilmeye hakkım var. Oğluma, gözbebeğime ne oldu?” sorusunu devleti yönetenlere ve adli makamlara birlikte soruyoruz. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi olan Cüneyt Aydınlar 20 Şubat 1994 tarihinde Bakırköy’deki Ömür durağında polisler tarafından gözaltına alındı. Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü. Burada 7 gün kayıt dışı gözaltında tutulduktan sonra 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltı kaydı yapıldı.
Ancak aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan 14 kişi mahkemeye sevk edildiklerinde aralarında Cüneyt yoktu. Bu kişiler 17 Mart 1994 tarihinde avukatları aracılığıyla kamuoyuna bir açıklama yaptılar. Açıklamada 2 Mart 1994 tarihine kadar Cüneyt Aydınlar ile gözaltında tutulduklarını söylediler. Tanıklar ayrıca yoğun işkence gören Cüneyt’i ağır yaralı, bir ayağı kırık yürüyemez haldeyken “Ölmeye hazır mısın? Ölmeye gidiyorsun” diyen polisler tarafından sürüklenerek bulunduğu hücreden götürüldüğünü ve onu bir daha görmediklerini anlattılar.
“POLİSLER, ‘ELİMİZDEN KAÇTI’ DEDİ”
İstanbul Emniyeti Cüneyt’i soran ailesine ve İnsan Hakları Derneği avukatlarına “28 Şubat 1994 tarihinde yer göstermeye götürdük. Elimizden kaçıp, kayıplara karıştı” cevabını verdi. Cüneyt’ten bir daha haber alınamadı. Bugüne kadar Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini açığa çıkartacak, onu kaybedenleri yargılayarak ceza adaletini sağlayacak idari ve adli süreç işletilmedi. Ailenin başvurduğu tüm yetkili makamlar elleri kelepçeli, ayakkabıları bağcıksız, görgü tanıklarının beyanlarına göre desteksiz ayakta duramayan birinin 30 kadar polisin elinden nasıl kaçabileceğini sorgulamadan polisin firar senaryosunu esas aldı.
Savcılar olayı soruşturmak yerine Cüneyt hakkında firar ettiği iddiasıyla yakalama kararı çıkardı. Hakimler Cüneyt’i kaybeden polislerin ifadelerini esas alarak haklarında beraat kararı verdi. Cüneyt Aydınlar dosyası evrensel hukuka aykırı olarak zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı. Gözaltına alınan kişiler devletin koruması altındadır. Yetkililer bu kişileri korumak ile sorumludur. Gözaltına alındıktan sonra akıbeti belli olmayan aradan geçen 28 yıla rağmen kendisinden haber alınamayan Cüneyt Aydınlar’ın yaşamından devletin sorumlu olduğu açıktır.
Gözaltına kaybedilişinin 28’inci yılında bir kez daha Cüneyt Aydınlar dosyasında maddi gerçeği açığa çıkartacak etkinlikte bir soruşturma, kovuşturma yapılması ve faillerin işledikleri ağır suçla orantılı olarak cezalandırılması talebimizi tekrarlıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin, Cüneyt Aydınlar ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 184 haftadır bize yasaklanan kayıplarımız ile buluşma mekanımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”
PİRHA / İSTANBUL
Yoruma kapalı.