PİRHA – Cumartesi Anneleri 888. Haftası’nda 1 Nisan 1996 tarihinden beri haber alınamayan Talat Türkoğlu dosyası için adalet talebinde bulundu.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle her hafta düzenledikleri eylemlerinin 888’incisini salgın nedeniyle online gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemlerinde 1 Nisan 1996 yılında Edirne’den ailesinin yanından İstanbul’daki evine gelmek için yola çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Talat Türkoğlu’nun akıbeti soruldu.
29 Mart 1996’da annesini görmek için Edirne’ye doğru yola çıkan Talat Türkoğlu, yol boyunca polis olduğunu düşündüğü kişilerin takibinde olduğunu kardeşine anlattı. Ardından 1 Nisan’da İstanbul’daki evine dönmek için yeniden yola çıkan Türkoğlu‘ndan bir daha haber alınamadı. Türkoğlu’nun ailesi, Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) ve Emniyet’in gözaltına alınmadığını söylediğini aktardı. Ancak ailenin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurusu sonucunda “Türkiye’nin yeterli aramayı yapmadığı” kararı çıktı.
Türkoğlu ailesinden Münibe Türkoğlu Yeprem, “Bugün burada olmamalıydık. Devletin uygulayıp politik seçimleri; gözaltında kaybetmeler, sisteme muhalif olanları ortan kaldırmak, bir yöntem ve ülkemizde ifade edilen yüzlerce kayıp. Bu insanlık suçu unutulur gibi değil. Talat, sosyalist, eşit ve özgür yaşam için gözaltında kaybedildi” dedi.
Galatasaray Meydanı’nda demokratik haklarının kullanılmasının da engellendiğini hatırlatan aile, “Bu ülkede ilk kaybedilen ne Talat Türkoğlu’ydu ne de son oldu. Zaman aşımı diyerek kayıp dosyaları kapattılar ama sonuçlanan ve failleri bulunan hiçbir dosya yok” dedi. Aile, Galatasaray Meydanı’ndan ve kayıp mücadelesinden vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.
Türkoğlu Ailesi’nin avukatı Gülizar Tuncer de çevrimiçi açıklamada seslendi. Tuncer, 1997 yılında JİTEM mensubu Kasım Açık’ın yaptığı itirafları aktardı.
Tuncer, “Açık kişilerin, aralarında Talat Türkoğlu‘nun da ismi geçiyor, Edirne yakınlarında bulunan Çadırkent’te polisler, üst düzey askerler ve itirafçılardan oluşan bir ekip tarafından sorgulandığını açıkladı. Talat Türkoğlu’nun işkence ile öldürüldüğünü ve Meriç Nehri’ne atıldığını söyledi. Olay yerinin krokisini çizdi. Olaya katılanların isimlerini verdi. Tüm bunları detaylı bir biçimde yazılı ve imzalı olarak beyan etti” dedi.
İfade üzerine yeniden başvuru yapıldığını dile getiren Tuncer, bu isimlerin sanık olarak değil tanık olarak bile dinlenmediğini belirtti.
Ailenin Türkiye’de iç hukuk yollarının kapanmasının ardından AİHM’e başvuru yaptı. AİHM, Türkiye’yi mahkum etmesine rağmen Türkiye’de dosya zamanaşımına uğradı. Böylece Açık’ın ifadesinde geçen ve Talat Türkoğlu’nun katilleri bulunamadı.
888. Hafta basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği üyesi Zeynep Yıldız okudu. Açıklamada, şunlara yer verildi:
“Talat Türkoğlu’nun gözaltında kaybedilmesi ile ilgili suça karışan JİTEM mensubunun itiraflarına, AİHM’ in Türkiye’yi mahkum etmesine ve tüm başvuru yolları denenmesine rağmen hukuk işletilmedi zamanaşımı devreye sokularak dosya kapatıldı. Ziyneti Türkoğlu son nefesine kadar gözü yolda, kulağı seste oğlunu bekledi. Talat’ın akıbetini çocuklarına emanet ederek aramızdan ayrıldı. Ziyneti annemizin bıraktığı yerden ısrarımızı sürdürüyor; Talat Türkoğlu dosyasında uluslararası hukuka aykırı olarak verilen tüm zamanaşımı kararlarının kaldırılmasını ve dosyanın yeniden açılarak etkin bir soruşturma yürütülmesini talep ediyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin Talat Türkoğlu ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etme zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 189 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.