PİRHA- Çukurova bölgesindeki cezaevlerine ilişkin hazırlanan raporda, yaşam hakkı başta olmak üzere hasta ölümleri, sevk ve sürgünler, işkence ve kötü muamele, tecrit ve izolâsyon, ailelerle görüş engelleri, haberleşme haklarının engellenmesi, disiplin soruşturmaları gibi çok sayıda hak ihlali yaşandığına dikkat çekildi.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (Çukurova TUAYDER) ve İnsan Hakları Derneği (İHD), Çukurova bölgesinde bulunan cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin rapor hazırladı. Rapora ilişkin ÖHD Mersin Şube binasında yapılan açıklamada konuşan ÖHD Mersin Şubesi Hapishane Komisyonu Eşsözcüsü Halil Güngör, Türkiye’deki cezaevlerinin birer işkence mekânları haline geldiğini ifade etti.
ŞİDDET, TACİZ VE SAĞLIK SORUNLARI YAŞANIYOR
Halil Güngör, cezaevlerinin mevcut kapasitelerinin aşılması ile mahpusların günlük yaşamlarını idame ettirebilecekleri uygun koşulların ortadan kalktığını kaydetti. Bu durum mahpusların hijyenik olmayan ortamda kalmalarına, aynı zamanda yoğun sevk ve sürgünlerin yaşanmasını da beraberinde getirdi. Bunun sonucu olarak da yüzlerce mahpusun aileleriyle görüşme olanağı imkânsızlaştırıldı.
Sağlık hakkının da ihlal edildiğini söyleyen Güngör, kelepçeli muayene, revirde yeterli sayıda hekim bulundurulmaması, hastane gidiş gelişi öncesi ağız içi aramaların dayatılması gibi uygulamaların cezaevlerinin neredeyse tamamında öncelikli sorun olarak olduğunu belirtti.
Güngör, “Cezaevlerinde mahpusların çeşitli nedenlerle sevk/sürgünleri sırasında ters kelepçe takılması, cezaevi personellerinin ve kolluk kuvvetlerinin sözlü ve fiziki tacizlerde bulunması, demir tel örgülerle havalandırma yerlerinin kapatılarak gökyüzünü görmelerinin dahi engellenmesi, adi suç kategorisinde bulunun mahpus koğuşlarının cesaretlendirilerek gürültüye teşvik edilmesi ve rahatsız olan siyasi mahkûmların hiçbir talebinin dikkate alınmaması, saat başı aramalarla mahkumlara sürekli rahatsızlık verilmesi gibi birçok uygulama, ziyaret edilen tüm hapishanelerde ifade edilen sorunların bir kısmı olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
Güngör, birçok cezaevinde görüşe gelen mahpus yakınlarının cezaevi girişlerinde sürekli taciz boyutuna varan, sıkı bir şekilde ince aramaya kadar üstleri arandığını da aktardı.
“HAPİSHANE KOŞULLARI DÜZELTİLMELİ”
Yaşanan hak ihlallerine ilişkin talepleri sıralayan Güngör şunları ifade etti:
-Mahpusların tedavilerinin düzenli bir şekilde uygun koşullarda yapılması sağlanmalı, tedavisi yapılmayan hasta mahpusların hekime ve sağlık birimlerine ulaşmada hızlı ve etkin bir şekilde hareket edecek kurumsal mekanizmalar oluşturulmalı, bu bağlamda sağlık koşulları sebebiyle tahliye olması gereken mahpusların, mevzuat ya da Adli Tıp uygulamaları gibi engellere takılmadan tahliyeleri sağlanmalıdır.
-Savunma hakkının, dilekçe hakkının, hak arama hürriyetinin etkin bir şekilde kullanılması hususu ceza hukuku açısından hayati derecede önem taşıdığından bu hakkı ihlal eden her türlü keyfi uygulamadan vazgeçilmelidir.
-Mahpusların yaşamlarını sürdürmeye devam edecekleri hapishanelerin bulunduğu yerin coğrafi koşulları ve iklim şartları gözetilerek oluşturulması ve yenilenmesi gerekir. Koğuşların içinde yer alan pencerelerin sayıca az olması da hava dolaşımını asgariye indirmiştir. Sıcaklığın yüksek olduğu bölgelerde klimaların sokulduğu ve talep edilen klimaların verilmediği; bu yüzden mahpusların zorlanacağı aşikardır.
-Tecrit koşullarına son verilmeli ve hapishane koşulları düzeltilmelidir.
Güngör, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine karşı yetkili kurumlara “görevinizi yapın” çağrısında bulundu.
PİRHA/MERSİN
Yoruma kapalı.