PİRHA – 25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu Tren Katliamı Davası’nda 6 yıl sonra 20’nci duruşmada karar çıktı. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, kaza sırasında TCDD Bölge Müdürü olan Nihat Aslan’a 15 yıl, Bölge Bakım Müdürü olan Mümin Karasu’ya 17.5, Bölge Müdür Yardımcısı Levent Meriçli’ye 9 yıl 2 ay Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat’a 13 yıl 9 ay bilinçli taksirden hapis cezaları vererek tutuklanmalarına karar verdi.
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin Sarılar Köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılamanın 20’nci ve karar duruşması bugün Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Yerel seçim öncesi, 29 Şubat’ta karar çıkması beklenen davanın duruşması sanıkların son sözleri alınmadığı gerekçesiyle bugüne ertelenmiş; katliamda hayatını kaybedenlerin yakınları ve pek çok isim karara tepki göstermişti.
Sanıkların son sözlerinin alınmasının ardından davada karar çıktı.
Dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan’ın ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne yol açtığı’ gerekçesiyle suçun işleniş biçimi, kullanılan araçlar, zaman ve yer önem ve değeri, 5237 sayılı TCK’nın 22/4 uyarınca temel cezanın alt cezadan uzaklaşılması süresince sanığın 12 yıl hapisle cezalandırmasına, verilen cezanın bilinçli takdirin oluşuma neden veren 1/2 oranında artırılarak 18 yıla artırılmasına, cezasından 1/6 oranında indirerek 15 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.
Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli’ye verilen 11 yıl hapis cezası adli sicil kaydına göre takdir indirimi ile 9 yıl 2 aya indirildi.
Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu’ya verilen 21 yıl hapis cezası adli sicilden dolayı takdir indirimi ile 17 yıl 6 ay hapis cezasına düşürüldü.
Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras’a verilen 10 yıl hapis cezası adli sicilden dolayı takdir indirimi yapılarak 8 yıl 4 aya düşürüldü.
Mühendis Tevfik Baran Önder’e verilen 12 yıl hapis cezası, adli sicilden dolayı indirim verilerek 10 yıl hapis cezasına çevrildi.
Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt’a bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan 19 yıl hapis cezası verildi. Sicil kaydı takdir indirimi yapılarak cezası 16 yıl 3 aya indirildi.
Mühendis Deniz Parlak’a verilen 11 yıl hapis cezası, adli sicilden dolayı indirim uygulanarak 9 yıl 2 aya düşürüldü.
Mühendis Kubilay Başkaya’ya verilen 11 yıl hapis cezası, adli sicil kaydından dolayı indirim uygulanarak 9 yıl 2 ay hapis cezasına çevrildi.
Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat’a verilen 11 yıl hapis cezası ‘bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme’ suçundan önce 16 yıla, ardından da adli sicil indirimi uygulanarak 13 yıl 9 ay hapis cezasına indirildi.
Sanıklar, Levent Kaytan, Burhan Ortancıl, Çetin Yıldırım ve Celalettin Çabuk’un da ayrı ayrı beraatlarına karar verildi.
Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapıldı.
“KARARDAN MEMNUNUZ AMA YETMEZ”
Avukatların açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“TCDD Genel Müdürlüğü’ne gidecek basamağı çıkmış olduk. 4 TCDD yöneticisinin ‘bilinçli taksirle’ cezalandırılmasına karar verildi. Birinci basamak tamamlandı diyebiliriz. Dosyada etkin soruşturmayı yapmayan hâkim ve savcılar ise tarihin kara sayfasına geçtiler. Türkiye tarihinde ilk kez kamu yöneticilerinin ceza almasıyla sonuçlandı. Karardan memnunuz ama yetmez. TCDD’yi bu hale getiren özelleştirme politikalarının temsilcisi yargılanmadığı sürece yargılanma eksik kalmaya devam edecek. Bu davanın avukatlarından Can Atalay tutuklu ve bugün burada eksiğiz. Bu kararın çıkmasında Can Atalay’ın kararı yadsınamaz. Bu cezasızlık son bulana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
“ÜST DÜZEY SORUMLULAR YARGILANMADIĞI SÜRECE BU DAVA BİTMEYECEK”
Aileler ise açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
“Üst düzey sorumlular yargılanmadığı sürece bu dava bitmeyecektir. Bugün çocuklarımız rahat uyusun. 6 yıldır hep birlikte veriyoruz bu mücadeleyi. Önemli olan adaletin sağlanmasıydı. Türkiye bir hukuk devletidir. Bu ülkede cezasızlığın bittiğine inanmak istiyoruz. Biz İsa Apaydın’ın ve diğer bürokratların peşindeyiz. Çok büyük bir mücadelenin başlangıcındayız.
Biz bu mücadelenin tohumunu o gün balçıkların arasında atmıştık. Geç kalmış adalet adalet değildir. Baktığımız her yerde Can Atalay’ı görüyorum, onu yanımızda görmek istiyoruz. Mücadeleye inancımız tam, yolumuza devam edeceğiz.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.