PİRHA- Dersim’de çöp kamyonundan düşerek ağır yaralanan belediye temizlik işçisi Zülfü Çelikdemir, üç gündür yoğun bakımda ve hayati tehlikesi sürüyor. Ailesi, çocuğunun tozlu ortamda çalışamaz raporu olduğu halde çöp toplama işine verildiğini, birikmiş izinlerinin kullandırılmadığını ve kendisine mobbing yapıldığını belirterek, Dersim Belediyesi yönetiminden şikayetçi oldu.
Dersim’de 12 Ocak günü çöp kamyonundan düşerek ağır yaralanan 39 yaşındaki belediye temizlik işçisi Zülfü Çelikdemir, üç gündür Tunceli Devlet Hastanesi yoğun bakım servisinde yatıyor ve hayati tehlikesi devam ediyor.
Belediye temizlik işçisi Zülfü Çelikdemir Dersim merkeze bağlı Cumhuriyet Mahallesi’nde çöp toplarken, hareket halindeki çöp kamyonunun arka kısmında dengesini yitirerek düşüp, başını asfalta çarparak ağır yaralandı. Araçtan düştüğü fark edilmeyen Çelikdemir, uzun süre kaza yerinde kalmış ve daha sonra okula giden öğretmenlerin durumu fark etmesiyle sağlık ekibince Tunceli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı ve Tunceli Cumhuriyet başsavcılığı tarafından da soruşturma başlatıldı.
Konuyla ilgili PİRHA’ya konuşan Zülfü Çelikdemir‘in ailesi, Dersim Belediyesi’nin ihmalkarlıklarından şikayetçi. Tozlu bir ortamda çalışamaz raporu olduğu halde çöp toplama işçiliğine verildiğini, birikmiş izinlerinin kullandırılmadığını ve kendisine mobbing yapıldığını belirterek şikayetçi oldu.
“YÜZDE 51 ENGELLİ VE ÇÖLYAK HASTASI OLDUĞU HALDE YER DEĞİŞİKLİĞİ YAPILMADI”
Zülfü Çelikdemir’in ağabeyi Ali Ekber Çelikdemir, 2017 yılından beri Tunceli Belediyesi bünyesinde temizlik işleri biriminde çalışan, dört yıllık ‘kamu yönetimi’ bölümü mezunu olan kardeşinin, yüzde 51 engelli ve çölyak hastası olduğunu, sağlık ve fiziki koşulları el vermediği için 2020’den beri işyeri sorumlu birim amirlerine defalarca kez yazılı şekilde yer değişikliği talebinde bulunduğunu ve bu talebinin personel yetersizliği gerekçesiyle sürekli reddedildiğini söyledi.
Ali Ekber Çelikdemir, şunları kaydetti:
“Babam belediyeye giderek kardeşimin yer değişikliği talebini yinelemek isteyince, önüne A4 kağıdı konularak ‘sen istersen istifa dilekçeni yaz’ denilerek burada yine mobbinge maruz kalmış, ablası da kardeşimin sağlık durumu sebebiyle belediye amirlerine başvurarak yer değişikliği istemiştir. Fakat sonuç yine olumsuz olmuştur.”
“KAYYUM DÖNEMİNDE İŞE GİRDİĞİ İÇİN MOBBİNGE MARUZ KALDI”
Kardeşinin çalışma arkadaşlarına ve sosyal çevresindeki arkadaşlarına, ‘Ben kayyum döneminde işe girdiğim için sürekli mobbinge maruz kalıyorum’ dediğini vurgulayan Ağabeyi Çelikdemir, kayyum döneminde binlerce insan işe girdiği halde, bu mobbingin birim amirleri ve belediye tarafından neden sadece kardeşine uygulandığını sordu.
“7 YIL İÇİNDE SADECE 13 GÜN İZİN KULLANABİLDİ”
Elazığ Fırat Üniversitesi ve Tunceli Devlet Hastanesi tarafından verilen heyet raporu ile durum bildirir raporunda, hekim tarafından ‘hijyenik olmayan ortamlarda çalışamaz’ ibaresi olmasına rağmen, Dersim Belediyesi’ndeki sorumlu kurum amirlerinin, bu raporları sahte diyerek kabul etmediğini belirten Çelikdemir, şöyle devam etti:
“7 yıl içinde sadece 13 gün yıllık izin kullanabilmiş, sahip olduğu 156 günlük yıllık izni varken 25 Aralık 2023’te tekrar yazılı izin talebinde bulunmuş ve bir dakika sonra sistemden direkt ret cevabı verilmiştir. Gerekçe olarak da hep personel yetersizliği öne sürülmüştür. Belediyede çalışıp yıllık izni konusunda bu kadar sıkıntı yaşatılan kaç çalışan bulunmaktadır?
12 Ocak günü, sabah saatte 06.00’da evden çıkıp işe giden kardeşim, çöp arabasının arkasından yağmurlu ve sisli havada, yanında çalışması gereken diğer temizlik personeli şoför mahallinde oturmuşken neden kardeşim arkada tek başına bırakıldı? Şoför ve diğer çalışan arkadaşlarının kaza anında kardeşimden haberi olmuyor.
“KAZADA İHMAL SÖZ KONUSU”
Kardeşimin aracın arkasında olmadığından haberleri yok. Burada ihmal söz konusu. Kardeşimin telefonunun üstünde değil de araç içinde, şoför mahallinde olması ayrıca bir soru işaretidir. Neden kardeşimin telefonu üstünde değil de şoför mahalinde? Sabah saat 8.15’te iki defa babam arıyor. Telefona cevap verilmiyor. Arkadaşı arıyor. Ona da cevap verilmiyor. Ve kaza olduğu bilgisi bu şekilde şoför ve yanındaki temizlik görevlisi arkadaşları tarafından öğreniliyor. Ondan sonra olay yerine geri dönüyorlar.
“SENDİKA TARAFINDAN YALNIZ BIRAKILDI, HAKLARI SAVUNULMADI”
Bu süre zarfında geçen zaman kardeşimin yerde, yağmur altında yatışı okula giden öğretmenler ve toplanan insanlar tarafından görülüyor. Toplanan insanlar ambulansa haber veriyor. Kardeşimin orada ne kadar beklediğinden haberimiz yok. Ne kadar vakit kaybettiğini bilmiyoruz. Beyin kanaması geçiren kardeşim için saniyeler bile önemliyken orada kimsesiz bırakıldı ve farkına varılmadı. Belediyenin ve çalışma arkadaşlarının ihmalkarlıkları yüzünden şu an durumu kritik olan kardeşim yaşam savaşı veriyor. Kardeşim DİSK sendikası üyesi olmasına rağmen bu süreçte sendika tarafından da sendikal hakları savunulmamış, yalnız bırakılmıştır. Bizler ailesi olarak sorumluların hesap vermesini istiyoruz.”
“OĞLUM ŞU AN ÖLÜMLE SAVAŞIYOR”
Baba Seyit Ali Çelikdemir de belediyeye defalarca gittiğini, başkan yardımcısı Ümit Kaya ile görüştüğünü, kendilerine oğlunun Dersim Belediyesi’nde neredeyse yedinci yılını doldurduğunu ve bu süre içinde sadece 13 gün izin kullandığını hatırlattığını ama yine de ‘kadro yetersiz’ deyip izin vermediklerini belirtti.
Seyit Ali Çelikdemir, “Çocuk diyor ki ben bağırsağımdan rahatsızım. Ben tedavi görüyorum. Ben o tozlu, pis ortamda çalışamam. Bir halini görsen fiziki yapısı yok. Aynı zamanda çölyak hastası. Şimdi de benim çocuğum şu anda ölümle savaşıyor. Bunun cevabını kim verecek? Bunu soruyorum ben. Allah için siz bir gençsiniz gazeteci olarak, bunu Türkiye’ye yayın” diye konuştu.
“ADALET VARSA BUNUN GEREĞİ YAPILSIN”
Baba Çelikdemir şöyle devam etti:
“Diyorlar ki bu çocuk kayyumun adamı. Onun için sürekli mobbing uyguluyorlar. Baskı altındaydı. Çocuk korkusundan bir şey diyemiyordu işten atarlar diye. Oğlum sağlam olarak gitti. Bir saat içerisinde kaybettik. Buna nasıl cevap verecekler? Eğer adalet varsa bunun gereği yapılsın. Cezası neyse ağır bir şekilde bunun cezalandırılmasını istiyoruz. Bu kadar.”
“OĞLUM DA BEN DE BUGÜNÜ GÖRMEYEYDİK KEŞKE”
85 yaşındaki Anne Fatma Çelikdemir ise, “Oğlum da ben de bugünü görmeyeydik keşke. Dininize, vicdanınıza, adaletinize sığıyor mu bu durum” diye sordu ve ekledi; “Senin vicdanın kabul ediyor mu? Bunu sizin vicdanınıza bırakıyorum. Hak bunu nasıl kabul eder.”
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.