Alevi Haber Ajansi

Çok sayıda kurumdan TBMM ve BM’ye çağrı: Tarih, bu kayıtsızlığı asla affetmeyecektir!-VİDEO

PİRHA – DEM Parti Milletvekili Celal Fırat, çok sayıda Alevi örgütü ile sivil toplum kuruluşu adına TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Fırat konuşmasında Suriyeli Alevilere ve azınlıklara yönelik katliam ve baskılara dikkat çekerek “Tarih, bu kayıtsızlığı asla affetmeyecektir!” dedi. Fırat, BM’ye de çağrıda bulunarak “Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nü, Suriye’deki çatışma ve katliam bölgelerinde konumlanmaya ve bu saldırıları durdurmak için aktif göreve davet ediyoruz” diye konuştu.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilleri Celal Fırat, George Aslan ve Mahmut Dindar, Suriye’de yaşanan katliamlara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi.

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Avrupa Arap Alevileri Federasyonu (AAAF), Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), Avrupa Süryani Birliği (ESU), Türkiye Ulusal Basketbol Birliği (TAAB), Barış İçin Bilim İnsanları, Almanya Doğu Hristiyanları Merkez Konseyi (ZOCD) adına ortak açıklamayı Celal Fırat okudu.

CİHADİST GRUPLARIN SALDIRILARILARINA DİKKAT ÇEKİLDİ!

Milletvekili Celal Fırat, kurumlar adına yaptığı açıklamada TBMM’ye çağrıda bulunarak Suriye’deki baskı ve katliam girişimlerini özetledi. Fırat, şöyle konuştu:

“Alevilere ve diğer azınlıklara yönelik uygulanan katliam ve baskı politikalarının, özellikle savaşın etnik ve mezhepsel kimlikler üzerindeki yıkıcı etkilerine vurgu yaparken, AABK’nun, Strazburg’da açtığı temsilciliğin bu bağlamda oynayacağı önemli rolünü de duyurmak istiyoruz. Suriye’de on yılı aşkın süredir devam eden savaş, yalnızca fiziksel yıkım ve siyasi kaos yaratmakla kalmamış, aynı zamanda Aleviler, Hristiyanlar, Kürtler, Süryaniler, Ezidiler, Dürziler, İsmaililer ve diğer farklı inanç ve etnik kimlikleri hedef alan sistematik zulüm ve şiddeti de beraberinde getirmiştir.

Bu süreçte Suriye halkları, uzun yıllardır açlık, sefalet ve zorluk içinde hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Halklar, kimliklerinden ve inançlarından dolayı cihadist ve selefist grupların saldırılarına maruz kalmakta, yerlerinden edilmekte, kutsal mekânları tahrip edilmekte ve mezhepsel nefrete hedef olmaktadır. Bu süreçte özellikle Aleviler, cihatçı örgütlerin mezhepçi ve dinci saldırılarına ve katliamlarına uğrayan başlıca topluluklardan biri olmuştur. Alevilere yönelik saldırılar, yalnızca bir topluluğun kimliğine değil, aynı zamanda bölgedeki halkların barış içinde bir arada yaşama iradesine de doğrudan tehdit oluşturmaktadır. Aleviler, yanlış bir şekilde Esad rejimiyle özdeşleştirilerek nefret suçlarının hedefi haline gelmiştir. Radikal gruplar, ‘Aleviler Esadcı, Esad da Alevi’ söylemiyle şiddeti körüklemektedir.

İran, Suriye’de yalnızca Esad rejimini desteklemiş, ancak Suriye halklarını desteklememiştir. Bu durum, İran’ın Alevilere de destek verdiği yönünde bir algı yaratmıştır. Oysa İran, Alevileri inançsal olarak kendisine yakın görmemekte ve onları Şii topluluklar arasında saymamaktadır. Aleviler İran Şii’si değildir ve bu yanlış algılar, Alevilere yönelik mezhepçi propagandaları ve nefreti beslemektedir.

“ALEVİLERE YÖNELİK NEFRET VE SALDIRILAR ARTIYOR”

İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Suriye’de Alevilere yönelik saldırıların ilk olmadığına vurgu yaparak şöyle devam etti:

“Yakın tarihte; 2012 Aqrab Katliamı, 2014 Maan Katliamı, 2016 Zara Katliamı ve mezhepçi nefretten kaynaklanan diğer birçok katliam, radikal grupların sistematik şiddetini gözler önüne sermektedir. Mezhepçi nefret, tarihi ve güncel dini fetvalar kullanılarak meşrulaştırılmıştır. Geçtiğimiz ay Alevi halkı, HTŞ hükümetine itidal çağrısı yaparak ortak laik bir Suriye inşası için adım atılmasını talep etmiştir. Ancak bu çağrı görmezden gelinmiş, Alevi köylerinde sivillere yönelik katliamlar gerçekleştirilmiş ve kutsal mekânlara saldırılar düzenlenmiştir. Cihatçı selefi gruplar, bu katliamları videoya kaydederek ‘Aleviler, sizin için geliyoruz’ mesajlarıyla kafa keserek infaz yapma gibi vahşi yöntemler kullanmış ve toplu infazlar gerçekleştirmiştir. Bu zulüm ve vahşet, yalnızca askeri değil, sivil alanda da bir insanlık suçudur ve bu duruma sessiz kalmak suça ortak olmak anlamına gelmektedir. Alevi türbeleri, Hristiyan kiliseleri ve diğer inanç topluluklarına ait kutsal mekânlar, radikal gruplar tarafından sistematik olarak tahrip edilmektedir. Mezhep temelli ayrımcılık nedeniyle binlerce kamu görevlisi işten çıkarılmış, birçok kişi keyfi tutuklamalara ve adil olmayan yargılamalara maruz kalmıştır. Alevilere yönelik nefret ve saldırılar ise artarak devam etmekte ve soykırım boyutlarına ulaşmaktadır. Homs kırsalında Hristiyanların tarım arazileri yakılıp yok edilmiş, Malula’da yaşayan Süryaniler abluka ve saldırılarla karşı karşıya bırakılmıştır. Aleviler, tarih boyunca barış, kardeşlik ve sevgi değerlerini savunmuş; inançlarının temelini sevgi, merhamet ve hoşgörü üzerine kurmuş bir toplumdur. Alevi İnancının temelinde yer alan ‘72 millete bir nazarla bak’ anlayışı, hoşgörü ve eşitlik ilkesini özetleyen evrensel bir çağrıdır. Bu sevgi ve hoşgörü felsefesi, mezhepçilik ve nefrete karşı güçlü bir duruşun simgesi olmuştur. Ancak bugün, yalnızca Aleviler değil, tüm Suriye halkları varlık ve güvenlik tehlikesi altındadır. Mezhep temelli nefret ve radikal şiddet, insanlığın ortak değerlerini tehdit etmektedir. Barış ve kardeşlik, azınlıkların eşit yurttaşlık haklarının tanınması ve kültürel varlıklarının korunmasıyla mümkündür. İnsanlık onuruna sahip çıkan herkesin dayanışma göstermesi, nefret ve zulmün karşısında durması gerekmektedir.”

“TÜM ETNİK YAPILAR ANAYASAL KORUMA ALTINA ALINMALI”

Milletvekili Celal Fırat, Suriye Arap Alevileri olmak üzere Suriye’de yaşayan bütün inanç ve kimliklerin bir arada, barış içerisinde yaşaması için şu talepleri sıraladı:

“Tüm din ve inanç gruplarının yaşam hakkı ve ibadet özgürlüğü güvence altına alınmalı; demokratik, özgürlükçü ve laik bir anayasa oluşturularak tüm etnik yapı ve inançlar anayasal koruma altına alınmalıdır.

Mezhep temelli nefret söylemleri uluslararası kuruluşlarca açıkça kınanmalı ve bu propagandaları yayan gruplara yaptırımlar uygulanmalıdır.

Kutsal mekânlar korunmalı, zorla yerinden edilenlerin güvenli dönüşü sağlanmalı ve insan hakları ihlallerinden sorumlu olanlar bağımsız mahkemelerde yargılanmalıdır.

Suriye’de istikrar için Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi garantörlük sağlamalı, geçiş hükümetini denetleyerek adil ve demokratik seçimlerin yapılması için gerekli koşulları oluşturmalıdır.

Avrupa Birliği, HTŞ ve benzeri radikal grupların işlediği insanlık suçlarını kınamalı ve bu gruplarla olan tüm ilişkileri kesmelidir.

Başta Aleviler ve Kürtler olmak üzere tüm azınlıklar, kimliklerini özgürce ifade etmeli, anadillerinde eğitim görmeli ve özerk yönetimlerle kendilerini yönetme hakkına sahip olmalıdır.

Çağrımızı bir kez daha yineliyoruz;

Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nü, Suriye’deki çatışma ve katliam bölgelerinde konumlanmaya ve bu saldırıları durdurmak için aktif göreve davet ediyoruz.

BM Barış Gücü’nün harekete geçmediği her gün, Suriye’de siviller katledilmektedir.

Tüm kamuoyuna sesleniyoruz:

Bu zalimlerin işlediği suçlara sessiz kalmak, suça ortak olmaktır. Vicdanlarıyla hareket eden herkes, adaletin ve insan haklarının yanında durarak bu zulme karşı sesini yükseltmelidir.

Suriyeli Alevilere ve azınlıklara yönelik katliam ve baskılar derhal durdurulmalıdır. Tarih, bu kayıtsızlığı asla affetmeyecektir!

“MECLİS’TE KATLİAM TEHDİDİNE DİKKAT ÇEKECEĞİZ”

Diğer taraftan, geçen hafta Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Türkiye Alevi Federasyonu (ADFE), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Alevi Kültür Dernekleri (AKD) ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Genel Başkanları, Suriye’deki Alevi Katliamı ve Alevilere yönelik nefret söyleminin artmasıyla ilgili Meclis Grup başkanlığımızı ziyaret etmiş ve Meclisi bu hususta sorumluluk almaya davet etmiştir. Alevi kurumlarının bu ziyaretini çok kıymetli ve önemli buluyoruz. Biz DEM Parti olarak, bu konuda; Suriye’de yaşayan başta Aleviler olmak üzere tüm halklara ve inançlara yönelik gerçekleşen saldırıların sebeplerinin, kimler tarafından yönlendirildiklerinin incelenmesi, olası katliamların önüne geçilebilmesi ve bunun yurtiçinde yaşayan Alevilere dönük nefret söylemlerine ve suçlarına zemin hazırlamasının engellenmesi amacıyla Meclis’e Araştırma Önergesi veriyoruz.

Aynı zamanda bu hafta Meclis kürsüsünden kuracağımız sözlerde ‘Siyasal Alevilik’ kavramı ile başlatılan Alevi düşmanlığı algısına ve Suriye’de Arap Alevilerinin yaşadığı katliam tehdidine dikkat çekeceğiz. Hak yardımcınız, Hızır yoldaşınız olsun. Aşk ile…”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak