PİRHA- İzmir’e bağlı Tahtacı Alevi köyü Uzundere’de yaşayan Belkıs Kulaç, nesillerdir sürdürülen bereket, dirlik ve komünaliteyi simgeleyen Çaputçu Dede manilerini canlı tutuyor. Kulaç, çocukluğunda duyduğu bu beyitlerinin hafızasında kaldığına vurguluyor.
Baharı karşılama, dirlik, birlik, bereket ve bölüşmeyi simgelediği düşünülen ve nesillerdir sürdürülen Çaputçu Baba ve Aralık Çorbası geleneği hala kadınların emekleri ile yaşatılmaya devam ediyor.
Köyün en yaşlı ve deneyimli kadınlarından olan Belkıs Kulaç, yıllardan bu yana gelen Çaputçu Dede’nin 11 dizeden oluşan beyitlerini canlı tutuyor. Belkıs Kulaç, üniversiteye giden torununun, bir ödevi için kayıt altına aldırdığı bu beyitler ile 100 puan aldığını kaydediyor.
Kulaç, çocukluğunda duyduğu bu beyitlerinin hafızasında kaldığına vurgu yaparak, “Çocukluğumda, lokma toplayan Çaputçu Dede’nin arkasında koşardım ve öyle ezberledim. Elime yazıp verselerdi asla ezberleyemezdim” diye anlatıyor.
11 DİZELİK BEYİT SÖYLENİYOR
Çaputçu Dede’nin yanındaki yaveri ile erzak toplarken söylediği 11 dizelik beyit (Tahtacılar beyit diye adlandırıyor) şimdilerde ise birkaç beyite düşmüş durumda. Kayıt altına alınmamasından kaynaklı beyitlerin 3-4’e düştüğünü söyleyen Tahtacılar şimdi ise bu beyitler ile kapı kapı dolaşarak lokmalarını istiyor.
Belkıs Kulaç’ın, Çaputçu Dede beyitinden birkaç dizesi şöyle:
‘Bak sen şu Çaputçu Dedemin işine
Bir senedir pirinç değmemiş dişine
Çaputçu Dede’nin hakkını vermezsen
Dağı, taşı devirir başına.
—–
Ocaklar çattı, boş kazanlar kondu
Boş kazanların içini tarhana doldurdu
Derman derman diye dizlerine vurdu
Bak sen Çaputçu Dedemin işine
Bir senedir pirinç değmemiş dişine
—-
Çaputçu Dede baş aşağı bağırır gider
Tozunu, dumanını üstünden savurur gider
Çaputçu Dede’nin hakkını vermezsen
Dağı, taşı üstüne devirir gider.’
Ersin ÖZGÜL/İZMİR
Yoruma kapalı.