PİRHA- Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri, ‘Çocuk İstismarını Aklatmayacağız Hesap Soracağız’ sloganıyla Bağcılar Meydanı’nda buluştu. Burada konuşan Platform sekreteri Fidan Ataselim, “çocukların çıkaramadığı ses olalım demiyorum. Çocukları duyalım, çıkarttıkları sesi duyalım” dedi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri, ‘Çocuk İstismarını Aklatmayacağız Hesap Soracağız’ sloganıyla Bağcılar Meydanı’nda buluştu.
“Çocuk istismarına karşı sesimizi yükseltmeye devam edecek ve adaletin peşini bırakmayacağız mesajı verilen buluşmada, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim bir konuşma yaptı.
“ÇOCUKLAR SUSMAZ SEN DE SUSMA!”
Yıllardır çocukların istismardan uzak gülüp oynadıkları aydınlık bir gelecek için mücadele ettiklerini belirten Ataselim, “Kadınlar yaşasın, kadın cinayetleri önlenebilir diyerek mücadele ediyoruz. Hayvanlar eziyet çekmeyebilir, bizler gibi eşit özgür yaşayabilir diyoruz. Bunun için bütünsel politikalar ileri sürülmesi gerekir” dedi.
Bağcılar halkına geçmiş olsun dileklerini ileten Ataselim, yaşanan istismar olayıyla ilgili tepkisini şöyle dile getirdi:
“Geçmiş olsun ve son olsun bu istismarlar artık. Geçmiş olsun ve geçsin bu ihmalkarlıklar artık. Geçmiş olsun ve sorumluluğu bulunanlar, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirsinler artık. Çocuk koruma kanunu, Lanzarote Sözleşmesi etkin uygulansın artık. Klasik bir slogan vardır, hani denir ya: ‘Çocukların çıkaramadığı ses olalım.’ Ben bugün tam tersini söyleyeceğim size. 2009 nere, 2024 nere! 2009’da Metin Şenay şikayet edilmiş. Ne olmuş: yargılama yapılmış, ceza almış, yargıtaydan dosya geri dönmüş. Niye? Delil yetersizliği demişler. Bu çocuklar daha ne yapsın? Bu çocuklar daha nasıl seslerini çıkarsın? Bu insanlar, bu halk daha ne yapsın?
“ÇOCUKLARI DUYALIM, ÇIKARTTIKLARI SESİ DUYALIM”
Karakola gidiyor, dava açıyor, savcılığa gidiyor. Daha ne yapalım biz? Ama kimlerin ne yapmadığını biliyoruz. Yargının nasıl işlemediğini görüyoruz. Bu yüzden bugün ben, çocukların çıkaramadığı ses olalım demiyorum. Çocukları duyalım, çıkarttıkları sesi duyalım, çocukların davranışlarını görelim. Çocuklarla, kendi çocuklarımızla aramıza büyük büyük duvarlar örmeyelim ki, çocuklar kendilerini bize anlatabilsinler, anlatıyorlar da. Anlattıkları zaman inanmamazlık etmeyelim, kendi çocuklarımıza güvenmemezlik etmeyelim. Etmediğinizi biliyorum. O yüzden siz suçlu değilsiniz.
“KONUNUN ÜZERİNE GİDİLSEYDİ BU KADAR ÇOCUK İSTİRMARA UĞRAMAYACAKTI”
Bu yaşanan olayda, 2009 yılından 2023 yılına, yıllar geçmiş, onlarca çocuğun istismarından bahsediyoruz. Elbette ihmali bulunanları söyleyeceğim. Kimin suçu vardı burada söyleyeceğim. O ilk suç duyurusunda bulunulduğunda konunun üzerine gidilseydi, yeterli araştırma yapılsaydı, istismarcı adam bulunamaz mıydı soruyorum size. Açığa çıkamaz mıydı bunca istismar? Bu kadar çocuk boşuna istismara uğradı. Uğramayabilirdi, bunun önüne geçilebilirdi. Bütün deliller toplanabilirdi. Bütün delilleri toplamayan kolluk sorumludur bu süreçte! Bir delil yetersizliğinden bahsediliyorsa eğer, o delilleri soruşturacak savcılardır sorumlu olan! Bir dava başladıysa eğer, hak ettiği cezayı vermeyenler, delil yok diyerek üzerini kapatan yargı mensuplarıdır, hakimlerdir, Yargıtay’dır sorumlu olan! Ve her seferinde ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyen siyasi iktidar da sorumludur bu olanlardan.”
“İHTİYACIMIZ OLAN TEK ŞEY YETKİLİLERİN YÜKÜMLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMESİ”
İstismara uğramış çok sayıda çocuk bulunduğunu ve bunların sayılarının bilinmediğini ifade eden Ataselim, “Belki kendi çocuklarımız da istismara uğramış olabilir. Nice çocuğun o odada duvarda ismi var. Bunları bugün görüyoruz, duyuyoruz. Daha önce görülebilirdi, duyulabilirdi. Bir şey daha eklemek istiyorum. Aile Bakanlığı bir açıklama yaptı ve diyor ki, bir çocuğun koruma altına alındığını söylüyor, diğer iki çocukla ilgili ne yapıldığını bilmiyoruz. Ve tüm bu süreç içerisinde bakanlığın neler yaptığınıysa hiç bilmiyoruz. Ne yaptınız Aile Bakanlığı, soruyorum buradan ne yaptınız? Bu çocuklar niye istismara uğradı? Bakanlığın açıklamasındaki cümlelerin ne anlama geldiğini biz çok iyi biliyoruz mücadelemizden. O cümlelerden birinde şunu söylüyor: ‘Soruşturma aşaması davaya döndüğü zaman, biz de bakanlık olarak müdahil olduk. En ağır cezanın verilmesi için müdahiliz.’ Bazı hukuksal kavramlarla, cümlelerle sorumluluğunuzun üstünü örtemezsiniz. Sadece Aile Bakanlığı da değil, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı neredesiniz? Bizim ihtiyacımız olan şey, yetkililerin yükümlülüklerini yerine getirmesi, çocukların üstün yararı gözetilerek istismara uğramayacakları bir hayat ortaya koymak” değerlendirmesinde bulundu.
“MÜDAHİL OLMAK DEMEK TARAF OLMAK DEMEKTİR”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Müdahilliğin de en iyi örneğini biz gösteriyoruz. Bir istismar şüphesi ortaya çıktığı zaman, ailelerle birlikte o delilleri toplamaktan tutun da savcının istemediği raporları istemeye kadar. Hangi istismara uğramış çocuğun ailesini dinlediniz bakanlıklar, soruyorum size. Müdahil olmak demek taraf olmak demektir. Yaşamaya taraf olun kadınlar için, çocuklar için, tüm canlılar için. Elimizde imkan olmamasına rağmen biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Tek imkanımız ve gücümüz eşit özgür yaşayacağımıza olan inancımız, politik örgütlülüğümüz. Buradaki kadınlar bizim tek gücümüz! Sizin yetkiniz var, polisiniz var, yasanız var, yargınız var, her şeyiniz var! Her gün bütün ekranlarda, meydanlarda konuşma hakkınız var. Biz bu imkansızlıklarla nice kadın cinayetini durdurabiliyorsak eğer, nice istismarcıyı, faili açığa çıkartabiliyorsak, sadece davanın açılmasını beklemeden şüpheli kadın ölümlerinde gerçekleri açığa çıkartabiliyorsak, siz bakanlık olarak çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Yapmadınız, yapmıyorsunuz! İstismara uğrayan her bir çocuk için suçlusunuz! Ve sizler de yargılanacaksınız! Bunca yıldır her kimin ihmali varsa hepsini birer birer bizler açığa çıkaracağız. Her bir çocuğun hesabını soracağız. “
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.