Alevi Haber Ajansi

CHP’li Tanal: Siyasi dolandırıcılık suç kapsamına alınmalı

CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, siyasete yalan ve gerçek dışı beyan karıştırılarak halkın kandırılmasının siyasi ahlaka uymadığını ifade etti. Tanal, siyasi etiğe ters, halkı kandırmaya yönelik, realiteden uzakta siyasi vaatler verilmesinin ceza ile sonuçlanmasını ve Türk Ceza Kanunu kapsamına alınmasını teklif etti.

CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, siyasi etiğe ters, halkı kandırmaya yönelik, realiteden uzakta siyasi vaatler verilmesinin ceza ile sonuçlanmasını ve Türk Ceza Kanunu kapsamına alınmasını teklif etti.

Tanal, “Siyaset etiğe ters düşen ve toplumun kolaylıkla kandırılabilmesine imkân tanıyan gerçekdışı siyasi vaatler aracılığıyla halkı kandırmak, toplumda huzursuzluk yaratmak suç unsuru kapsamına alınmalıdır. Temiz siyaset ülkedeki huzur ve güven ortamı için önemlidir” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, siyasete yalan ve gerçek dışı beyan karıştırılarak halkın kandırılmasının siyasi ahlaka uymadığını ifade etti. Sadece halkı kandırmaya yönelik hayalî ve açık uçlu siyasi vaatlerin önüne geçmeyi hedefleyen Tanal, Meclis’e Kanun teklifi verdi. Tanal, konuya ilişkin şunları söyledi:

“5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 157. Maddesi der ki; Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir” şeklinde düzenlenmiştir. Ancak söz konusu madde siyasi amaçlara ulaşmak amacıyla hileli veya belli bir işin görüleceği vaadiyle aldatarak,  inanç ve duyguları istismar ederek başkasından menfaat temin eden kişiler hakkından doğrudan bir düzenleme önermemektedir. Bu anlamda söz konusu madde hükmünde hukuki boşluk mevcut olup bu konuda düzenleme yapılması ihtiyaçtır. Tüm siyasal partilerin amacı iktidar olabilmektir. Realiteden uzak vaatlerle oy devşirmek ve bu sayede siyasal iktidarı kazanmak hükümet etme yetkisi sağlayabilir. Ancak siyasal meşruiyeti sağlayamaz. Siyasal meşruiyetin yokluğu ise toplumda her daim huzursuzluk yaratan bir durumdur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Kanun önünde eşitlik”  başlığı altında düzenlenen 10. Maddesi der ki; Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınmaz. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 2 derki; Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Mevzuatta siyasi dolandırıcılığın tanımlanarak suç haline getirilmesi siyasi oluşumların halkı kandırmasını bir ölçüde engelleyecektir. Haklar iyi niyetle kullanıldığı zaman korunur, bunun aksine, haklarını kötüye kullanan ve bu hakkı kullanırken başkalarına zarar vermek amaç ve niyeti taşıyan kişi, iyi niyet kurallarına aykırı davrandığı için kanunun teminatından mahrum kalır. Açıklanan hususlar gözönüne alındığında siyasi dolandırıcılık yoluyla halkı kandırmanın, oy devşirmenin ve meşruiyetin yitirilmesinin önüne bir nebze de olsa geçilebilmesi için siyasi dolandırıcılık suç kapsamına alınmalıdır.”

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak