Alevi Haber Ajansi

Özgür Özel: Demirtaş’a, Yüksekdağ’a özür borcumuz var!- VİDEO

PİRHA- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Özel, “Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı Osman Kavala’yı içeride tutanların bir özür borcu yok mu? Biz CHP olarak tarih önünde Türkiye’den özür diliyorum. Kusurun yüzde 99’un sahibi olanlar özür dilemiyor. Demirtaş’ın bu erdemli, onurlu, örnek alınacak tavrından dolayı kutluyorum” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel Meclis grup toplantısında konuştu.

Özel, depremin bininci gününe dikkat çekerek başladığı konuşmasında şunları ifade etti:

“Çadırda kimse kalmayacak demiştiniz Hatay’da söz verilen evler teslim edilmedi. Depremzedeler gurbette ya da başkalarının yanında yaşamak zorunda. Okullar, sağlık merkezleri konteynırlarda hizmet veriyor. Rezerv alan mağduriyetleri daha ortada duruyor. Borçlar için mücbir sebep süresi 30 Kasım’da dolacak. Esnaf daha dükkanını açmadan vergi dairesine çağırılacak, eski borçları ile ilgili. Depremzedeler bin gündür adalet arıyorlar. Sonuçlanmayan davalar, kamu görevlilerine verilmeyen yargılama izinleri depremzedelerin yüreklerini bir kez daha yakmaya devam ediyor. Hatay depreminin ertesi günü İBB Hatay’daydı. İmamoğlu inanılmaz bir mücadele verdi. Yavaş, Kahramanmaraş’a Ayaş’a sahip çıkar gibi çıktı. Halen daha yapılacak çok iş var. Davaları da takip etmeye, üzerimize düşen sorumluluğu almaya. ve depremzedelerin hiçbir sorununu ortada bırakmamaya gayret edeceğiz. 6 Şubat depremlerinde kaybettiklerimizi rahmetle anıyorum.

Aramızda Sındırgı Belediye Başkanımız var. Sındırgı’nın afet bölgesi ilan edilmesi isteniyor. Sındırgı’ya devletin şefkatli elinin ulaşması gerekiyor.

Millet krizden, adaletsizlikten perişan durumda ama Adalet ve Kalkınma Partisi’nin derdi bu hafta bu yüce çatı altında Vakıflar Kanunu, Vakıflar Kanunu. Ne yapacak Vakıflar Kanunu’yla?

Amaç hani vergi borçlarını, SGK’yı faiziyle bir seferde belediyelerden alıp belediyeler maaş dağıtamaz, çöp toplayamaz hale gelsin de CHP belediyeciliği gözden düşsün. Aman millet yerel seçimde verdiği oy verdiği CHP’ye genelde de destek vermesin ucuzluğu var ya o kolaycılık var ya, o edepsizliğin kanun metnine dönüşmüş halini görüşüyor meclis. Galata Kulesi’ne çökmek için…

Başta bir TÜRGEV, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hazır. 2 ENSAR, 3 TÜGVA, 4 Önder İmam Hatipliler Derneği, 5 İlim Yayma diye gidiyor. Vakıflara Bu arada Önder İmam Hatipliler Derneği’nin başkanı İmam Hatiplilerle ilgili bir konuşmamızdan sonra çok nazik bir telefon açtı. Onun da hakkını teslim edeyim. Bu kadar parayı ödemişler. Yandaş vakıflarına istisnası Yeni parayla 847 milyon. Dolar 4 lira 8 kuruşken, 80 kuruşken Şimdi dolar 42 lira. Yani şimdi ellerinde olsa 8 milyar lirasını İstanbul’un bu vakıflara verecekler. Bu Tügva her yerden alıyor. Türgev her yerden alıyor. Son günlerde neler yaptıkları ortaya çıkıyor. Neler yaptığını anlatanların internet hesapları kapatılıyor. Büyük bir suça bulaşmışlık, büyük bir acayip işler var işin içinde. Hepsi birden görülecek.

Ama bunların vakıftan anladığı bu. Sen İstanbul’u bana hizmet etsin diye birine veriyorsun. O oranın bütün imkanlarını alıp başında birinin başında bir oğlu, birinin başında bir oğlu, birinin başında bir kızı, birinin başında bir damat, birinin başında öbür damat. Onlara veriyor bu paraları. İstanbullunun bana hizmet edilsin diye verdiği oyla seçtiğimiz Silivri’ye atan İstanbullunun hizmeti için olan paraları yandaş vakıflara dağıtan bir anlayışın artık bu vakitten sonra İstanbul’a da Türkiye’ye de gölge etmeme vakti gelmiştir artık.

Yarın ne olacak. Ama şu var. 704 yıl bir suç örgütü lideri var. Aziz İhsan Aktaş. Ben söylemiyorum. Savcı söylüyor. Suç örgütü lideri diyor. Örgütü bu kurdu diyor. Şunu yaptı, bunu yaptı diyor. Sonra geldi bize itiraf yaptı diyor. Önüne gelene bir şey söyledi diyor. 704 yılda hapsini istiyor ama serbest geziyor. Ortalıkta dolaşıyor. Dolaşıyor, dolaşmıyor bilinmiyor. Bugünlerde kaçtığı da söyleniyor. Gören görürse bilen olursa söylenir. Ama onun 704 yılla yargılanan adam içeride, onun iftirasıyla 4 yılla yargılanan belediye başkanlarımız hapiste. 704 yılla yargılanan geziyor.

4 yılla yargılanan cezaevinde yatıyor. 6 aydır, 8 aydır, 10 aydır. O 4 yıldan yargılanan 4 yıllık cezayı alsa yattığı süre neredeyse alacağı cezaya denk geliyor. Cezanın yatarı o kadar zaten. Böyle bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Korkunç bir süreçle karşı karşıyayız. O yüzden, o yüzden meseleyi şöyle kısaca özetlemek isterim. Yani tuttular biraz önce söyledim. Hırsız dediler, yolsuz dediler, terörist dediler. Onu dediler, bunu dediler. Baktılar olmuyor. İddianame yarın inşallah tescil zaptıyla bütün arkadaşlarımız tutuksuz yargılanmaya başlar. Beklentimiz o yöndedir. Hukukun gereği, adaletin gereği, vicdanın gereği odur. 704 yılla yargılanan suç örgütü lideri gezerken 4 yılla yargılananı içeride tutamazsın. Herhangi bir suçladığın kişiyi içeride tutamazsın. Çünkü bu kadar iftira üzerinden yürüyemezsin. Ama bir yandan da İBB dosyası gelecek. Diyorlar ki, kendileri diyorlar. Ben öyle bir kıyası kendim asla yapmayı doğru bulmam. Ama kendi yandaşları diyor ki güçlü olan Beşiktaşlı tutmadı, Aziz İhsan Aktaş’ı tutmadı. İBB çıkınca nasıl savunulacak bu?

Namuslu bir hakime denk gelirse ki gayri ekseriyeti namuslu. Umarız bu çetenin etkisinde korkusunda olan birine denk gelmez. E tutuksuz yargılanır bunlar diyor. Bundan panik oldular. Bir casusluk icat edip yedek bir davadan tutuklama yaptı.

İBB dosyasına güvenemedikleri için. Orada ortaya bir tek kanıt koyamadıkları için. Şimdi bu casusluk meselesine kısaca bir bakmak lazım.

Şöyle özetlemek isterim. Çok çarpıcı çünkü. Hüseyin Gün denen kişi İngiltere, İsrail ve ABD’ye casusluk yaptığını itiraf eden casusluk yaptım diyen ve son evrede itirafçı olup İmamoğlu’nunla birlikte çalıştım diye iftira atan birisi.

Annem sizinle fotoğraf çektirmek istiyor diye gelip yaşlı manevi annesini sonradan şüpheli bir ölümle rahmetli olmuş hanımefendi.

Ekrem Başkanla fotoğraf çektirmek dışında bir teması yok. Bu iktidar döneminde Milli İstihbarat Teşkilatı dahil 86 milyon kişinin çalınan bütün verileri Ankara 23, 28, 33. Ağır cezalarda 27. İdare Mahkemesindeki açık dosyalarda 8 Bakanlık ve bağlı kuruluşlarının hepimizin TC’sinden kullandığımız ilaca, yaptırdığımız tahlile, aldığımız maaşa her şeyimizin bütün bilgileri çaldırılmış durumda. Hakan Fidan çaldırdı. Yeni yeni yargılanma imkanı var. O biraz üstünü örtmeye çalıştı. Bu veriler çalındı ve duruyor. Bu Hüseyin Güne soruyorlar.

Bu İBB verilerini kendi ifadesinde açıkça okuduk diyor ki 2018 yılında İBB verilerinin Dark Web’te satılmaya başlandığını söylüyor. Ekrem Başkandan önce. Parasını verirsen bu verilerin hepsi orada duruyor. Yani Ekrem Başkan alsa buna verse bu satmaya götürse hadi lan diyecekler. Satılmışı var bunun. Elimizde var. Bu para yetmez. Sen parayı ver ben sana halasını vereyim diyecekler. Bu veriler öyle veriler. Bu iftiracı AK Parti’nin referansıyla Emniyete, Emniyet Genel Müdürlüğüne sunum yapmış. AK Parti’yi yollamış.

Bu iftiracı geçmişte İngiltere’de Lordlar Kamarasında AK Partili bakanlarla, milletvekilleriyle birlikte Türkiye adına sunum yapmış. Ekrem Başkan 17 Nisan 2019’da gelmiş. 18 Nisan günü şunu yapmış. Şu verileri bir yedekleyin, başı gözü sağken. Hani sonradan 34-35 tane yolsuzluk dosyası çıkacak. Onlara Süleyman Soylu el koyacak. Örtbas edecek. Şimdiki İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı da bu dosyaların hiçbiriyle ilgilenmeyecek ya.

O AK Parti dönemindeki bu pis işlerin kayıtları için demiş ki hani o gün giriyor ya kamera peşinde yemekte ne var diyor. Normal yemek bu ama size antrikot deyince olmaz öyle diyor. Bundan sonra herkese tek yemek. O gün bilgi işlemde diyor ki şu verileri bir yedekleyin. AK Partili Bilgi İşlemci Bilgi İşlem Daire Başkanı tak telefon açıyor AK Parti’ye. Bu diyor verileri istiyor. Verme diyorlar. Bölge İdare Mahkemesinden pat diye karar çıkarıyorlar.

Siber istihbarat ihalesi almış. Ekrem Başkan hapisteyken devlet Ekrem başkanlığın birlikte ajanlık yaptığını iddia ettikleri şirkete siber güvenlik ihalesi veriyor. Şimdi bakın normalde notları böyle önemli gördüğüm yerleri fosforluyorum. Unutmayayım diye. Böyle bir sayfa aslında yoktu. Bembeyaz.

Hepsini yürekten kutluyorum. Hepsini alınlarından öpüyorum. İyi ki varlar. Şimdi Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümü demokratikleşmeden geçer diye hep söylüyoruz.

Yoksullukta Avrupa birincisi madalyası. İşsizlikte Avrupa birinciliği madalyası. Gelir adaletsizliğinde Avrupa birinciliği madalyası. Faizde Avrupa’da 1. ama dünyada ikinci olmuş. O geçene çok kızacak. Faizde dünyada ikincilik, enflasyonda dünyada beşincilik madalyası. Bu beşi bir yer dei Erdoğan’ın boynuna takalım. Öyle geçsin ama hukukun üstünlüğünde 143 ülkeden 118. sıradayız. Basın özgürlüğünde 180 ülkeden 159. sıradayız.

Bu ayıp bu ayıp bu ülkeyi yönetip ya da yönetenlere kayıtsız şartsız destek verip ekonomiyi bu hale getirenlere, memleketi bu hale getirenlere bu ayıp yeter. Ama hani Erdoğan şurada 5. oldum diyor ya enflasyonda dünya 5.si. Dünya 5’ten büyüktür. Olur mu öyle şey? Kimmiş onlar? Bakın Erdoğan’ı geçenler Venezuela, Güney Sudan, İran, Burundi ve Türkiye sıralamada. Birinde siyasi kriz, birinde iç savaş, birinde siyasi kriz ve yaptırımlar, birinde iç savaş ve kıtlık dünya 5.si…

Dünyadaki 200 küsur ülke bizden iyi. Dünya 5.si Türkiye. Bizde de sivil darbe var. Başka bir şey yok. Başımızda bir cunta. Dünyanın en yüksek 5 enflasyonlu ülkesi bunlar. Düşük enflasyona sahip 5 ülke. İsviçre %0.1. Finlandiya %0.5. İsveç %0.9. Fransa 1, Almanya 2.3. Almanya bizi kıskanıyor. Yıllık enflasyon %2.3. Bizim ekim enflasyonu daha yüksek geldi dün ve buradakilerin ortak özelliği hukukun üstünlüğünde ve basın özgürlüğünde ilk 10’un içindeyiz. İlk 10’un içinde. Bunu görmek, bunu anlamak, bunu anlatmak lazım. Diğer taraftan tabii Sayın Erdoğan kızıyor bana. Elinde bir şey oluyor, altın hesabı yapıyor, altın hesabı yapıyor. Gerçekten altın hesabı yapmamaya karar verdim bugünlük. Bakın Sayın Erdoğan’a hesabı göstereyim. Tüik’in yıllık enflasyonu %32.8. Enag bunu %68 buldu. 65 buldu. Şimdi Tüik’in enflasyonu %32.8 ama peynir 200 liralık peynir bir yılda 355 lira olmuş %77. Kıyma dana kıyma 550 liradan 900 lira olmuş %63. Ayçiçek yağı litresisi 95 liradan 170 liraya çıkmış %79 ve bu 3 ürünün enflasyonu bu 3 ürünün ortalama enflasyonu %68. Yani vatandaş geçmişte konuşuyorduk ya pinpon topu, bakır çubuk, bilmem ne falan filanla değil bununla kayın dırdığı için vatandaşın enflasyonu %68. Ve maalesef gördüm bunu şaşkına döndüm.

Diyor ki tur şirketleri tur düzenliyor. Trakya’da, İstanbul’da sadece 35 euroya Dedeağaç’ta gez ve alışveriş yap. Nurten Hanım sizin ora. Gez ve alışveriş yap. 1400-1500 lira para veriyorsun tur şirketine. Yunanistan’a götürüyor seni. Geziyorsun, alışveriş yapıyorsun. Turda bedavaya geliyormuş. Nasıl? Bizde 355 lira olan peynir Yunanistan’da 240 liraymış. Bizde 900 lira olan kıyma Yunanistan’da 350 liraymış. Bizde 170 lira olan ayçiçek yağı Yunanistan’da 70 liraymış. Sadece bu üçünü aldığında Türkiye’de 1400 lira ödüyormuşum. Dedeağaç’ta 660 liraymış. İşte 23 yıl sonunda şanla şerefle Erdoğan’ın övündüğü Türkiye. Dün kabine toplantısı sonrası konuştu. Daha nazik bir üsluptu. Biz de daha nazik konuştuk. Duymamamız gerekeni duyduğumuz zaman duyması gerekenleri söyledik ama bizim Türkiye’yi yurt dışına şikayet ettiğimizi tekrar söyledim ve dedi ki Cumhuriyet Halk Partisi’ne ilk genel başkanı olduğunda demişti ki umutlanmıştık diyor. Yurt dışında Türkiye’nin partisiyiz diye. Sen onu bir Haydar Aliyev’e sor bakalım. AKPM’de Azerbaycan mevzusunda Türkiye Cumhuriyet Halk Partisi Azerbaycan’ın Konsey denetimi dışına çıkmasının doğru olmadığını ve nasıl yeniden kapsanması gerektiğini nasıl anlatmış.

Eurofighter meselesini hatırlattı

Sen onu Kıbrıs meselesini yurt dışında Cumhuriyet Halk Partisi Güney Kıbrıs’tan bir parti Türk Silahlı Kuvvetleri işgalcidir dediğinde Cumhuriyet Halk Partisi buna nasıl pozisyon almış. Sorduysan anlatmıştır Sayın şansölye, Hükümet sözcüsü Almanya’da kamuoyuna açıkladı. Eurofighter’ları Türkiye’ye niye verdiniz? Dedi ki Ekrem İmamoğlu’nun da açıklaması oldu. Özgür Özel’in de bu konuda üstün gayretleri oldu, çabaları oldu. Alman Savunma Bakanı ile konuşmuşuz. 19 Mart darbesinden sonra o zamanki şansölye Olaf Sholtz Türkiye’yi veto etti Euro Fighter’lar için. Sonra değişti. Sayın Mertz geldi. Kardeş partimizin başkanı Lars King hükümette hem Maliye Bakanı hem Şanye yardımcısı oldu. Sosyal Demokrat Savunma Bakanı oldu.

Savunma Bakanı ile bu konuyu konuşmuşuz. Lars King’yla söylemişiz. Almanya’nın vetosu kalkmış. Vetonun kalkmasına da İmamoğlu’yla Özgür Özel’in açıklamaları sonucunda isteği sonucunda yapmış diyor. Bana diyor ki yurt dışında Türkiye’nin menfaatlerini savunacağım demişti. Şimdi çıkmış gelip geçici gündelik tartışmaları yurt dışında konuşuyor diyor. Burada hem bir itiraf hem bir ikrar var. Diyor ki ben yurt dışına çıkıp da örneğin bu da gelip geçmiyor. Çok yakıyor ama Erdoğan enflasyonu düşüremedi demiyorum. Yurt dışına çıkıp da Erdoğan Anıtkabir’e yine getirmiş bir çuval faydasızı kendine tezahürat yaptırıyor Anıtkabir gibi matem yerinde demiyorum.

Erdoğan’ın oğlunun yönettiği vakıflarda şunlar var, bunlar var. Bunları konuşmuyorum. Ben gidiyorum, yurtdışına diyorum ki, “15,5 milyon insanın oy verdiği cumhurbaşkanı adayımızın diplomasını iptal ettiler, hasetliklerinden. Kendilerinde yok, biz aday olamayalım.” diye.

Aldılar, içeri koydular. Bu iftiralarla diye bunu anlatıyorum. Sen başörtüsü meselesinde gidip anlatacaksın. O gündelik gelip geçici mesele değil. Sen parti kapatma davanı bütün dünyaya gidip anlatacaksın. Gündelik gelip geçici mesele değil.

Sen gideceksin, 15 Temmuz darbesini hepimizden yardım isteyip dünyaya anlatalım diyeceksin. Sonra kendin gelip, mağduru olduğun muhatabı olduğun darbe sana yapılınca dünyaya anlatacaksın. Sen bize darbe yapmaya kalkınca, dünyaya anlatınca bunlar geçici, gündelik tartışmaları olacak. 230 gündür insanlar eşlerinden, evlatlarından, analarından, babalarından, çocuklarından ayrı, kardeşim. 230 gündür zulüm görüyorlar.

Ahmet Özer 365 gündür. Namuslu, şerefli insanlara hırsız dediniz, yetmedi. Yolsuz dediniz, yetmedi. Terörist dediniz, yetmedi. Ajan diyorsunuz, vatan haini diyorsunuz. Sonra da dönüp, Özgür Bey, “Günlük, gelip geçici tartışmalar.” Yüreğimizi yakıyor bu tartışmalar, bizim. Perişan ediyor aileleri. 12 yaşında çocuğu 86 yaşında annesine bırakmış, kadınlar yatıyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki cezaevlerinde 28 kişilik koğuşta 40’ıncı olarak yatıyor, yerlerde.

Bunlar yaşanacak. Sonra sen, dokuz yıldır, Selahattin Demirtaş yatarken keyif yerinde. Bir elin yağda, bir elin balda duracaksın. Dokuz sene sonra konjonktür icabı insafa geleceksin ama bu sefer içeri koyduğun bir başkasının ömrünü çürüteceksin. Haysiyetiyle oynayacaksın. Özgürlüğünü kısıtlayacaksın. Bu yüzden buradan açıkça söylüyorum.

Bu yargılamalar derhal tutuksuz yargılamaya dönmeden, daha ya, daha bir yandan siz çıkıp bir şey söylüyorsunuz Kürt meselesiyle ilgili, adam çıkmış Ak Toroslar çetesi, Beyaz Toros paylaşıyor, devlete meydan okuyor. Meclise meydan okuyor. O çetenin elinde insanların hayatları kararıyor. Mehmet Murat Çalık’tan bir kötü haber gelecek diye anasının gözünün içine bakıyor böyle bütün Maçka. 14 tane hap yutuyor Muhittin Böcek, Antalya Cezaevi’nde ayakta kalmak için.

Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı Osman Kavala’yı içeride tutanların bir özür borcu yok mu? Biz CHP olarak tarih önünde Türkiye’den özür diliyorum. Kusurun yüzde 99’un sahibi olanlar özür dilemiyor. Demirtaş’ın bu erdemli, onurlu, örnek alınacak tavrından dolayı kutluyorum.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.